Gize piramitleri nedir?
Keops Piramidi, Kefren Piramidi ve Mikerinos Piramidi Gize Piramitleri olarak tanımlanmıştır. Bu üç piramitten yalnızca Keops Dünya’nın yedi harikası’ndan biridir ve Dünya’nın yeni yedi harikası’nda da onur ödülü bulunmaktadır. Giza’da antik Memphis kentinde olup bugünkü Mısır’ın başkenti Kahire’nin bir parçasıdır
M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı tahmin edilen Gize piramitleri, Keops, Kefren, Mikerinos adlarını aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Bu üç piramit dünyadaki en büyük piramitlerdir. Gize’de bu piramitler dışında da piramitler vardır. Mısır’da sadece yüzlerce irili ufaklı piramitler bulunmaktadır. Ama bu Gize piramitlerini diğerlerinden ayıran en önemli farkların başında içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamış olmasıdır. Piramitler Mısıra özgü de değildir. Güney Amerika kökenli Maya ve Azteklerde çeşitli piramitler yapmışlardır. Piramitlerin gökyüzünü incelemek için yapılmış olduğu tahmin edilmektedir.
Eski Mısır yaşamının hemen her aşamasında yeryüzü ile gökyüzü arasında sıkı bir bağlantı kurulmuştur. Piramitlerin yapımında bu bağlantının çok olduğu görülmektedir. Bir inanca göre firavunlar gün batımında piramitlerdeki mezar odalarından çıkarak Orion yıldız kuşağına gitmekte ve gün doğmadan önce hemen mezarlarına dönmekteydiler.
Geleneksel olarak piramit yapımı Eski Mısır’da bir “platform-mastaba” kültürünün ürünü olup kraliyet için yapılırdı. Daha sonradan sayısız yığma Mastaba yapılmıştır. Ünlü mimar Imhotep tarafından Kral Djoser adına yapılan Sakkara piramidi ilk piramitlerin en iyi örneği olarak kabul edilmektedir. Araştırmalara göre Büyük Piramit 20 yılda yapılmıştır. İlk olarak bir kent yapılmış, taş blokları taşınmış ve yığılmıştır. Ancak taş blokların nasıl yerleştirildiği hala anlaşılmış değildir. Büyük Piramit, tam olarak 145,75 metreydi ama şimdi yaklaşık 10 metresini kaybettiği kabul edilmektedir. Bunlar 43 yüzyıl boyunca dünyanın en yüksek yapısıydı. Ancak 19. yüzyılda bu özelliğini kaybetti. Yüzeyi yumuşak ve düzleştirilmiş taşlarla kaplı olan piramitin kalıntısı hala görülebilmektedir. Tabanının dörtkenarı tam olarak ölçüldüğünde ve yönleri belirlendiğinde kusursuz olduğu açıkça görülebilmektedir.Taban köşelerinin birleştirilmesi sonucunda tam bir kare elde edilmektedir. Her kenarı 229 metre olup kenar uzunlukları arasında maksimum hata oranı % 0.1 bile değildir. Piramidin, her biri birkaç ton ağırlığındaki iki milyon taş bloktan yapıldığı tahmin edilmektedir. Eğer üç piramidin taşları yan yana dizilirse, bütün Fransa’yı çevreleyecek 3 metre yüksekliğinde ve 30.48 santimetre kalınlığında bir duvar yapılabilmektedir. Büyük piramit, Roma’daki St.Peter, Floransa Milanove, Londra’daki Westminster ile St.Paul katedrallerinin hepsi yan yana konulduğunda kapladıkları yeri tamamen dolduracaktır. Geçmişe göre artık piramitler için çok daha kuramlar geliştirilmektedir. Astronomik bir gözlemevi, özel bir inanç için tapınak, bilinmeyen çok eski bir uygarlığın yaptığı geometrik yapı, dünya dışı canlılar tarafından yapılan özel amaçlı bir yer gibi düşünceler ortaya konulmaktadır. Hangisi olursa olsun, bugün dev piramit ve yanındaki iki benzeri, ilk bakıldığı zaman ölümden sonraki yaşama doğru yapılacak olan bir mistik yolculuğun simgesi ve anısı olarak Nil’in batı yakasında gizem bulutları arasında duruyorlar.
Belçika kökenli bir mühendis ve piramit araştırmacısı olan Robert Bauval, Keops (diğer adlarıyla Khufu), Kefren(Khafra) ve Mikerinos (Menkaura) piramitlerinin dizilişleri ile ilgili olarak çalışmalar yapmış ve gerçekten önemli bir keşifte bulunmuştur. Orion takımyıldızının kemer yıldızları olan Alnilam, Alnitak ve Mintaka yıldızlarının gökteki konumlarının adı geçen piramitlerin dizilişinin izdüşümü olduğunu saptamıştır. Bu üç piramitin Orion takımyıldızına işaret ettiğini belirtmiştir. Ve bu üç piramitte arka arkaya kral olan ve kendi adlarıyla anılan Khufu, Khafra ve Menkaura tarafından yaptırılmışlardır.