Göz tansiyonu ameliyatı nedir?
Göz tansiyonu ameliyatı, halk arasında karasu ya da göz tansiyonu olarak bilinen glokom rahatsızlığının cerrahi yöntemle tedavi
edilmesidir. Glokom göz içi basıncının yükselmesi nedeniyle görme sinirinin hasar görmesidir. Oldukça sinsi ilerlediğinden, teşhisin geç olması durumunda, görme sinirinde ağır hasarlara sebep olmaktadır. Glokom rahatsızlığının tek tedavi yöntemi olarak bilinen göz tansiyonunun düşürülmesi, görme sinirinde olan baskıyı azaltıp, sinir hücrelerinin korunmasına neden olur. Bunu sağlayan yöntemlerin içinde en etkilisi ameliyattır. İlaçla yapılan tedaviler sonrasında, göz tansiyonu en çok % 40 oranında düşürülebilir.
Göz tansiyonu ameliyatı nasıl yapılır?
Yapılan glokom ameliyatları sırasında, gözün içerisinde bulunan sıvının boşaltılabilmesi için bir kanal açılır. Yapılan ameliyatlar içinde en fazla uygulanan trabekülektomide, normal olan kanallardan gözü terk etmeyen sıvının daha rahat boşaltılabilmesi için, başka bir kanal açılır. Ameliyat yeri gözde bulunan beyaz ve renkli kısımların birleşim kısmında ve üst bölümünde bulunur. Normal olarak üst göz kapağı tarafından örtülen bölüm, dışarıdan bakıldığı zaman fark edilmez. Göz kapağı elle tutulup, gözle aşağıya doğru bakılırsa, gözün beyaz tabakasındaki hafif bir kabarıklık fark edilir. Açılan kanalın optimum genişlikte açılması, ameliyatın başarılı geçmesi için oldukça önemlidir. Bu genişlik fazla olduğunda, göz tansiyonu düşecek, küçük olması durumunda ise, göz tansiyonu gerektiği gibi düşmeyecektir. Kanalın küçük olması ameliyat sonrasında, erken dönemde tansiyonun düşük olmasına, ameliyat edilen gözde kanamaya ve görmede bulanıklığa neden olmakta, bu durum hastaların memnuniyetini etkilemektedir. Yapılan ameliyatlar lokal anestezi ile yapılmakta, yarım saat kadar sürmektedir.
Göz tansiyonu ameliyatlarının etkisi ve güvenilirliği nedir?
Yapılan ameliyatlarda hedeflenen, erken dönemde göz tansiyonunun düşmesini önlemek ve uzun dönemde açılan kanalın kapanmasını önlemektir. Bunun için, göz tansiyonunun fazla oranda düşmesini önlemek içeride bulunan sıvının dengeli ve kontrollü boşaltılmasını sağlamak gerekir. Kanalı bir valv şeklinde hazırlamak gerekir. Yani göz tansiyonu yükseldiğinde valv açılmalı, tansiyon düştüğünde valv kapanmalıdır. Ameliyat sırasındaki dikişlerin göz tansiyonunun durumuna göre alınarak, açılan kanalın etkinliği sağlanmalıdır. Açılan kanalın daha sonra kapanmasını önlemek için, mitomisin adlı kanser ilacının uygun oranda uygulanması gerekir. Belli bir süre sonra bölgenin yıkanıp, temizlenmesi gerekir. Bu ilacın etkinliği, kanalı kapatıcı tamir eden hücreleri engellemek ve kanalın kapanmasını önlemektir. Böylece açılan kanal uzun bir dönem işlevini korur. Gerekli önlemler alınıp, uygun teknikler kullanılarak yapılan ameliyatlarda başarı oranı oldukça yüksektir. Ameliyatların yan etkileri ise oldukça azdır. Geç dönemde çok düşük oranda enfeksiyon riski olmakta, bazı hallerde kanama görülmektedir. Ortaya çıkan kanama çoğunlukla kendiliğinden temizlenir. Yapılan ameliyatlarla bozulmuş olan görme yeteneği arttırılamaz. Ölen sinir hücreleri kendisini yenileyemediğinden, sadece sağlam kalan sinir hücrelerinin hasar görmesi engellenip, uzun dönemde görme yeteneği korunmuş olur. Ameliyat olan bazı hastalarda uzun dönemde katarakt gelişme olasılığı vardır. Fakat kataraktın tedavisi olduğundan, bu durum görme kaybının oluşmasına göre önemsizdir.