Güvensizlik neden oluşur?
Güvensizlik bir kişinin kendisine ya da bir başkasına güven duymaması halidir. Bu sorun ikili ilişkilerin bozulmasına, sosyal ilişkilerin sarsılmasına, kişinin kendi içine kapanmasına, asosyal bir hale gelmesine ve toplumda pasif bir karakter durumuna gelmesine sebep olur. Bu sorun toplumun içinde hızla artan, aşındırıcı bir duruma gelmiştir. Toplumdaki her türlü grubu etkisi altına alan güvensizlik, yaşam biçimlerini ortadan kaldıracak bir sorundur. Bu kayıtsız şartsız güven ve tam güvensizlik olarak iki farklı şekilde yaşanır.
Güvensizlik duygusuna sahip olmayan kişi, bu durumun aksi kanıtlanıncaya kadar herkes iyidir anlayışıyla hareket eder. Kendine karşı bir güvensizliği olan kişiler becerilerine, yeteneklerine, kendi yapabileceklerine güvenmemekte ve tüm yaşamını olumsuzluk olarak etkileyecek bir duruma gelebilir. Paranoid kişilik bozukluklarında da diğer insanlara karşı güvensizlik ve kuşku sorunu yaygındır. Bu kişiler kuşkularını yakınmayla ya da saldırgan tavırlarla ifade ederler. Güvensizlik kişinin kendisini tehlike çemberinin içinde hissetmesi, yaslanacak bir duvar bulamaması halinde yaşanır. Güven eksikliği bir anlamda kişideki yetersizlik duygusudur. Yetersiz olduğu düşüncesine sahip olan kişiler, kendisinde olmadığını düşündüğü niteliklerin yüzünden bütün ilişkilerinde sorun yaşayabilir. Bu durum belli bir sürenin sonunda gerçeklik halini almakta ve kişinin bile buna inanmasına sebep olmaktadır. Bu inançların tamamı yargıları oluşturur. Karşısındaki kişiyi yargılamaya başlayan birisi geri dönülemez bir noktaya gelecektir.
Güvensizlik için öneriler
Kişilerin zaman içinde birbirini tanımasıyla beraber aralarında sağlıklı bir güven duygusu sağlanabilir. Zamanın ilerlemesiyle bu duygu daha sağlam temellere oturur. Fakat bunun tam aksi yönde gelişmeye başlaması durumunda yani kıskançlık ve sahiplenme duygusundaki artış halinde, ilişki ve kişiler için ciddi bir sorunun olduğunu işaret edecektir. Karşısında olan kişiye yoğun şekilde güvensizlik duyan kişi, gerçekte bu olanların farkındadır. Fakat bu durumu kabul etmek çok kolay olmaz. Bu sorunun kişiyle özdeşleştiği düşünüldüğü için, bunun değiştirilemez olduğu sanılır ve bunun sorumluluğu her zaman başka kişilere atılır. Her açıdan bakıldığında başkaları suçlanmış olur.
- Benim istediğim tarzda davranmıyor
- Bir yere gideceğinde benden izin almıyor
- Dikkat çekici giyinmeyi daha çok tercih ediyor
- Başkalarıyla çok fazla samimi oluyor
- Benim sinirlenmem için gereken her şeyi yapıyor
- Akrabaları ya da arkadaşlarıyla benden daha çok ilgileniyor, gibi cümleler kurulduğunda öz güveni düşük olan kişilerin sarf edeceği şeyler akla gelmelidir.
Bu tarz düşünceler ve davranışlar karşı taraftaki kişinin yaralanmasına, bunalmasına ve benlik duygusunun yok olmasına sebep olabilir. Güven duygusuna sahip olmayan kişilerle yaşanan ilişkiler gerçekten zorlu geçer. Bu kişinin öz güvenini sarsan bir özellikte olur. Hiç kimsenin bir diğer kişide hâkimiyet kurma hakkı bulunmamaktadır. Bu durum kişinin kendi güvensizliğinden dolayı oluyorsa, bazı yöntemler bunda faydalı olabilir. Bu yöntemler;
- Yetersizlik duygusunun hangi etkenden kaynaklandığı tespit edilmeli
- Bazı destekleyici çalışmalara ve faaliyetlere yönelerek, dikkatin başka yerlere kaymasına çalışılmalıdır
- Rahatlamak için gevşeme egzersizleri yapılmasında fayda vardır
- Yaşanan bu duygunun kişinin kendi bakış açısıyla alakalı olduğu bilinmeli
- İlgi duyulan alanlara yönelip çalışmalar yapılmalı ve kişinin güven duygusu geliştirilmelidir
- Karşılıklı olarak aile üyeleriyle görüşülüp, bu davranışların sonuçları değerlendirilmelidir
- Kontrol edilemeyecek derecede olan duygusal çatışmalar için mutlaka bir uzmandan destek alınması gerekir
Güvensizlik duygusunun insanlarda çocukluk döneminde oluştuğu dikkate alındığında, sağlıklı bir yapının oluşması için kişisel çabaların yeterli gelmediği olabilir. Bu durumun tamamen çıkmaza girmesinden önce kişilerin bir terapistten destek alması faydalı olur. Her türlü sorun ilerlemeden çözüldüğünde, daha kolay halledilebilir.