Halkevleri nedir?
Cumhuriyetin 29 Ekim 1923 tarihinde ilanından sonra kültürel alanında bir çok inkılap yapılmıştır. Fakat bu dönemde yaşanan sosyal ve siyasi gelişmeler yapılan inkılapların halk tarafından tam olarak anlaşılamadığı ve benimsenmediği düşüncesini ortaya çıkarmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e göre bütün bu sorunların bütün bu gereksinimlerin giderilmesi her şeyden önce, başka koşullar altında yetişmiş olan, bilgili, geniş düşünceye sahip, azim, feragat ve ihtisasa sahip adamların meselesidir. Aynı zamanda zaman ve imkan meselesidir. Bunun için öncelikle beyinleri ve vicdanları köhne olan, geri olan, uyuşturucu düşünce ve inançlardan temizlenmek gerekiyordu. Mustafa Kemal’in Türk halkına hedef olarak gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için işlerin ehli, idealist ve enerjik insanlardan mürekkep, muntazam, her parçası yerli yerinde olan, son derece modern olan bir devlet makinesi kuracaksın; daha sonra ise bu makineyi halkın başında ve halk ile birlikte durmadan çalışacak, maddi ve manevi her türlü kaynaklarımızı faaliyete geçirecek, işletecek bu sayede memleket ileriye, refaha doğru yol alacaktı. Bu nedenden dolayı mevcut inkılabın halka mal edilmesi, derinleştirilmesi ve halkın eğitilmesi için halkevleri kurulmuştur.
Halkın eğitim seviyesini en üst noktalara taşımayı hedef edinen hükümetin 11 Kasım 1927 tarihli kararı ile başlatılarak, halkın okuyup yazmasını sağlayarak, halka ana bilgiler kazandırmak temel hedefi ile çalışmalar yapmış olan millet mekteplerinden sonra bu anlamda ikinci büyük hamle olan halkevlerinin 1932 yılından itibaren kurumsallaşması halkın, siyasi, idari ve genel kültürüne ciddi katkılarda bulunarak gelişmesini sağlamıştır.
Halkevlerin kuruluş amaçları çok çeşitlidir. Cumhuriyet ile edinilen kazanımların topluma aktarılması kadar toplumun kültür seviyesinin yükseltilmesi de önemli bir ihtiyaç olarak görülüyordu. Türkiye Cumhuriyeti ta ilk dönemlerden beri bir çok medeniyetin hüküm sürmüş olduğu bir coğrafya üzerinde kurulmuştu. Anadolu’da bir çok yerde bir çok farklı medeniyetten kalmış bir çok eser vardı. Bunların korunması için sistemli olarak çalışabilecek bir teşkilata ihtiyaç duyulmuştur. Ayrıca sanatı geliştirmek, sanatçıları koruma altına almak, gürbüz ve sağlıklı nesiller yetiştirmek, şehir ile köy arasındaki mevcut kültürel farklılıkları en aza indirmek ya da gidermek, halkı hurafelerden, batıl inançlardan kurtarıp çağdaş bir zihniyet ile yetiştirmek, yeni rejim için tehdit oluşturabilecek bazı düşüncelerin gelişme olanağı bulduğu sivil toplum örgütlerini kontrol altında tutmak gibi konularda yine halkevlerinin ilgi alanındaydı. Mustafa Kemal Atatürk’ün sık sık vurgulamış olduğu doğu toplumlarında görülmüş olan sivil toplum kuruluşu eksikliğini giderdiği Türk Ocaklarının gerçek görevlerini çok ihmal ettiği, başka işler ile meşgul olduğu eleştirileri yıllardan beri yapılmakta idi. Bu sebep ile halkevlerine olan ihtiyaç artmıştı. Halkevleri ülke genelinde dokuz şube olarak teşkilatlanmıştı.
Halkevlerinin, aktif olarak faaliyet gösterdiği 1932 ile 1953 yılları arasında son derece önemli çalışmalar yaptığı görülmektedir. Bu dönemde bir çok yayın ve eser ortaya koymuş olup aynı zamanda pek çok insanın topluma kazandırılmasına katkıda bulunmuştur. Halkın masraf edilmeden bir araya geldiği, eğlendiği, çok çeşitli etkinlikler içinde bulunduğu ya da izlediği halkevleri ve halk odalarının en önemli niteliklerinden biri yaygın “halk okulu” faaliyeti göstermeleridir.
Bu anlamda halkevleri, güzel sanatlar, dil ve edebiyat, kütüphane ve yayın, tiyatro, sosyal yardım, spor, köycülük, halk dershaneleri ve kurslar, tarih ve müze olmak üzere çeşitli kollara ayrılmıştır.
Halkevleri, Adnan Menderes tarafından 1951 yılında kapatılmışlardır.