Hammurabi Kanunları nelerdir?
Günümüzde arkeologların ve tarihçilerin en çok ilgisini çeken ve mistik öğelerle ilişkilendirildiği için popüler kültürün de yakından ilgilendiği Eski Babil, bilinen insanlık tarihinin en eski ve en önemli medeniyetlerinden biridir. Eski Babil’in krallarından biri olan Hammurabi, M.Ö. 1728 ile 1686 yılları arasında yaşamıştır. Hammurabi tarafından bir taşın üzerin çivi yazısı ile yazdırılan kanunlar ise, günümüze dek bozulmadan korunmuş en önemli belge niteliğinde arkeolojik eserlerden biridir. Hammurabi Kanunları olarak bilinen bu çivi yazısı kanunlar, insanlık tarihinin sosyal, kültürel, hukuki ve daha birçok yönden gelişimine ışık tutmaktadır.
Mezopotamya kültürünün en önemli belgelerinden biri olan Hammurabi Kanunları, yazılı olarak günümüze dek bozulmadan ulaşan en önemli kanun metinlerinden biri olarak kabul edilir. Diğer tarihi yasa koleksiyonları incelendiğinde Ur Kralı tarafından yazdırılan ve M.Ö. 2000’lere tarihlendirilen Ur Nammu’dan sonra en eski ve önemli eserlerden biri olarak kabul edilir. Babil’in en önemli krallarından biri olan Hammurabi, Babillilerin koruyucusu olduğuna inanılan Tanrı Marduk adına yaptırdığı tapınağa bu kanun metnini koymuştur.
Babil toplumunun Tanrı Marduk inancı günümüze dek bu şekilde gelerek, popüler kültürün ürettiği “kıyamet senaryolarının da baş kahramanı” olmuştur. Marduk gezegeni ile ortaya atılan birçok komplo teorisi, aslında Eski Babillilerin Marduk inancı ve bu inancın yazılı belgesi olan Hammurabi Kanunları ile ilişkilidir. Hammurabi Marduk için yaptırdığı Esagila Tapınağı’na bir taş diktirmiş ve bu taşın üzerine de kendi belirlediği kanunları yazdırtmıştır. Bu taş yaklaşık olarak 2 metre boyunda ve silindirik bir yapıya sahiptir. Akatça dilinde yazılan Hammurabi Kanunları’nın aslında aslında Güneş Tanrısı Şamaş tarafından yazdırıldığını bizzat Hammurabi’nin kendisi söylemiştir.
Babil Kralı Hammurabi’nin kanunların Güneş Tanrısı Şamaş tarafından yazdırıldığını söylemesi, Babillilerin Hammurabi Kanunlarını bir tanrı sözü olarak kabul etmesine ve harfiyen uymasına neden olmuştur. 1901 yılında Jean Vincent Scheil tarafından günümüz İran coğrafyasında bulunan Hammurabi Kanunlarının yazılı olduğu taş, birçok Mezopotamya eseri gibi Fransa’ya taşınmış ve ünlü Fransız müzesi Louvre’de sergilenmiştir. Toplamda 282 maddeden oluşan Hammurabi Kanunları, sosyal toplumun günlük yaşamına ait birçok tanımlamadan oluşmaktadır. Hammurabi Kanunları her ne kadar 282 maddeden oluşsa da, toplam 33 maddelik bölümün okunamayacak durumdadır.
Hammurabi Kanunları günümüze dek çok az bozulmaya uğrayarak geldiği için bilinen insanlık tarihi açısından büyük öneme sahip olsa da, arkeologlar ve çeşitli araştırmacılar hala okunamayan 33 maddelik bölüm üzerine çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca günümüzde birçok Avrupa kökenli toplumda 13 sayısının uğursuz sayılması da, zannedildiği gibi Hıristiyanların Haçlı Seferleri ile ilgili değil doğrudan Eski Babilliler ile alakalıdır. Zira Babilliler 13 sayısını uğursuz saydığından, Hammurabi Kanunlarında da 13. madde yazılmamıştır.