Hezeyan nedir, insanlara etkileri nelerdir?
Hezeyan belli bir zamanda ve toplum içinde gerçeğe aykırı olan bir düşünceyi tanımlamak için kullanılır. Hezeyan delüzyon, paranoya, sanrı gibi ifadelerle de anlatılır. Bu durum çoğunlukla zihinsel ya da nörolojik bir hastalıkla beraber ortaya çıkmış olsa da, yine de belirli bir hastalıkla ilişkilendirilmez. Zihinsel ve fiziksel olan patolojik durumlarda ortaya çıkabilir. Psikotik bozuklukların yaşanmasında tanı açısından önem taşırlar. Özellikle şizofreni teşhisinde önemli bir yer tutarlar. Başka bireylerin kendisine ait inançlarını önemsemeden, var olan düşüncenin hatalı olduğuna dair kesin kanıtlar olmasına rağmen, dış gerçeklikten yanlış düşünceler çıkartmaya dayalı olan yanlış inanışlardır. Bu inanışlar kişinin kültüründeki diğer bireyler tarafından çoğunlukla kabul görmez. Bireyde hezeyanların bulunması, kişinin psikozda olduğunu yani gerçeği test etmesinde bozukluk olduğunu gösterir.
Hezeyan türleri nedir?
- Tuhaf olan hezeyanlar: Bu tür hezeyanların gerçekleşmesi mümkün olmayan düşünceleri vardır.
- Tuhaf olmayan hezeyanlar: Bu türler yaşanması mümkün olan hezeyanlardır. Bu hezeyanların gerçek düşüncelerden ayırt edilebilmesi zordur. Bunların içinde sık oluşan hezeyanlar kötülük görme, büyüklük taslama, kıskançlık, önemli bir kişinin kendisine aşık olmasını düşünme ve suçluluk gibi konularla ilgilidir.
Hezeyan özellikleri nelerdir?
Hezeyan bir sebeple ilgili akla ve mantığa ters gelecek şeyleri söyleme, saçma sapan konuşmalar yapmakla yaşanmaktadır. Hezeyanda yeterli bir delil bulunmayan konuyla ters şekilde bir yanlış kabullenme söz konusudur. Hezeyanı olan kişi bu sabit fikirle uğraşır. Kişilerin yaşadığı toplumun kültürel yapısına uyan düşünceler, psikolojik açıdan hezeyan sayılmaz. Örneğin toplumda yaygın batıl inançlar hezeyan sayılmaz. Hezeyan genellikle şüpheyle karıştırılabilir. Bu ayırımın yapılması çok önemlidir. Kişinin psikiyatrik değerlendirilmesi sırasında, düşüncenin hezeyan olup olmadığını anlamak çok zor olmaz. Bunun araştırılması bile gereksizdir. Kişinin akıl yürütmesiyle, konuyla uğraşma biçimi değerlendirildiği zaman, hezeyan olup olmadığı belirlenebilir. Kişide muhakeme bozukluğunun bulunması hezeyan nedenidir. Hezeyanda muhakeme bozukluğu olması, sebep ve sonuç ilişkisinin mantıksız kurulmasından olur. Hezeyan sahibi olanlar düşüncelerinin doğruluğunu ispatlamak için, kendilerini hayallerinde yarattıkları düşmanlardan korumak ya da haklarını elde etmek için yoğun bir çaba sarf eder. Yaşamları bu hezeyanın çevresinde döner. Akıl hastasında kötülük görme hezeyanı varsa, bu kişi gerçekten birisinden kötülük görürse muhakemesinin doğru olduğu söylenemez. Bu kişinin bu hezeyan dışındaki düşünceleri normalde olabilir. Yani kişinin her söylediği şey saçma olmayabilir.
Hezeyanlı kişilerin çevresine etkileri nedir?
Hezeyanları olan insanlar çevresindeki bazı kişileri etkileyip, hezeyanlarına ortak edebilirler. Bu kişiler hezeyanlarıyla ilgili akıl yürütürler, ancak akıl hastası değillerdir. Sadece bu konuyla alakalı olarak, etki altında kalmışlardır. Bu kişiler hezeyanı bulunan kişiden uzaklaştığında düşünce tarzları değişim gösterir, tedavi edilmeseler bile kendiliğinden düzelirler: Bu durum paylaşılmış hezeyan olarak tanımlanır. Hezeyanı olan kişilerin etrafında ona inanan grupların olması durumunda, bunları kendi hezeyanlarının doğrultusunda yönlendirebilirler ve inançlarına aykırı fikirleri ileri sürebilirler.
Hezeyanlı kişilerin özellikleri nedir?
Bu kişiler insanlarla olan ilişkilerinde güvensizlik yaşarlar. Bunun sebepleri arasında yetişmiş oldukları aile ortamının düşmanca tavırlarda olması, babaların soğuk ve sadist davranışlar sergilemesi, annelerinin kontrolcü olması yer alır. Bu kişilerin savunma mekanizmalarında tersine davranma, inkâr edici davranışlar olması ve yansıtma bulunur. Bu kişiler kendilerini rahatsız eden duyguları inkâr eder, acı verici gerçeklerden kaçar. Hezeyanlı kişiler kendilerini anlamayan ve kendilerine karşı olan bir dünyanın içinde yaşadıklarını düşünür. Temel mekanizmalarında olan yansıtmayla, kötülükleri çevresindekilere yansıtırlar.
Hezeyanlı kişilerin tedavisi nasıl olur?
Bu hastalar için en etkin tedavi yolu antipsikotik ilaç tedavisi uygulamasıdır. Ancak bu kişiler hastalıklarını kabul etmediği için, genellikle bu tedaviyi uygulamak istemezler. Kendilerine uygulanacak olan ilaç tedavisini hezeyanlarının içinde açıklarlar. Hasta ve doktor arasında olan ilişki son derece önemlidir. Kişilerin hezeyanlarını sorgulayıp değiştirmeye çalışmak, faydalı olmaz. Bunu kendileri için, saldırgan bir tutum olarak algılarlar. Hastanın yanındaymış gibi yanaşıp, hezeyanlarını değiştirmek istemek yanlış bir tutumdur. Ancak kişinin yaşadığı sıkıntıların üzerinde konuşup iletişim kurmaya çalışmak fayda sağlayabilir.