Hipokrat kimdir?
Tüm doktorların göreve başlamadan ettiği yeminde adı geçtiği için birçok insanın tanıdığı Hipokrat, İyon bir hekimdir. Tıbbın babası olarak isimlendirilen Hipokrat, doktor yemini olarak bilenen ve aslında hekimlik etiğini ifade etmek için kullanılan terim sayesinde tıp için bir simge haline gelmiştir. M.Ö. 460 yılında dünyaya gelen ve hayatının uzunca bir bölümünü Anadolu’nun çeşitli yerlerini gezerek hekimliğe adayan Hipokrat, modern tıp ile kıyaslandığında dönemin şartlarına göre çok ilkel yöntemler ve düşünceler içinde dahi olsa günümüzde tıp bilimi denince akla gelen ilk isimdir. Hipokrat ile ilgili önemli bilgiler, Eflatun’un “Protagoras” ve Aristoteles’in öğrencisi olan Menon’un yazdığı eser ile günümüze ulaşmıştır.
Hipokrat ile aynı dönemde yaşan Eflatun, eserinde Hipokrat’tan Koslu Asklepiades şeklinde bahseder ve bu kişinin para karşılığında insanlara hekimlik öğrettiğini anlatır. Hekimliğin Anadolu genelinde saygı duyulan bir meslek haline gelmesi için önemli katkılar yaptığından da bahsedilmektedir. Dönemin imkanları düşünüldüğünde Hipokrat ve sonraki dönemde yaşayan hekimlerin tıbba “felsefi” bir bakış açısı ile yaklaştığı ise aşikardır. Zira Menon tarafından yazılan eserde Hipokrat’ın hastalıklarla ilgili görüşlerine de yer vermiştir. Eserde, Hipokrat’ın hastalıkların nedeni olarak tüketilen besinlerin oluşturduğu gazları gösterdiğinden bahsedilir.
Aristoteles’in öğrencisi Menon eserinde, Hipokrat’ın hazmedilemeyen gıdalar sonucunda vücutta oluşan gazın hastalıklara neden olduğuna dair görüşleri olduğunu söylemiştir. Hipokrat’a göre; tüm hastalıkların sebebi, yanlış beslenmeden kaynaklanmaktadır çünkü insanların yediklerini sindirememesi bazı atıklara ve bu atıklarda hastalık oluşturan gazlara sebebiyet vermektedir. Hipokrat’ın kendi yazdığı ve “Hipokrat’ın Toplu Yapıtları” isimli bir tıp eseri de bulunduğu söylenmektedir. Her ne kadar bu eserin Hipokrat tarafından yazıldığı söylense de, eserin M.S. 10. yüzyıldan kalmış olduğu da bilinmektedir.
Hipokrat’ın eserinin başta Arap Yarımadası ve Avrupa olmak üzere dünya tıbbına katkısının çok büyük olduğundan da söz edilmektedir. Ancak mevzu bahsi geçen dönemde Araplar Müslüman inancı kabul etmiş ve dünya tıbbına önderlik eder hale gelmiştir. Zira Fars asıllı bir hekim, filozof olan meşhur İbn-i Sina, eserin yazıldığı 10. yüzyılda dünyaya gelmiş biridir ki, ürettiği eserler ile tıp bilimine yaptığı katkı da ortadadır. Hipokrat ise büyücülük ve batıl inançlar gibi tamamen mantık dışı kavramların şifacılıkla örtüşmesinin yanlış olduğunu belirtmiş ve sadece bu sözleriyle dahi tıp bilimine önemli bir katkı sağlamıştır. Bu dönemlerde birçok hastalık batıl inançlarla ve büyü ile bağdaştırıldığından, Hipokrat’ın bu tür konuları reddetmesi bilim açısından önemli bir gelişme olmuştur.