Hıttin Savaşı nedir?
1099 yılında Birinci Haçlı Seferi’nin Kudüs’ün Haçlı orduları tarafından ele geçirilmesiyle sonuçlanmasından sonra bölgede yaşayan Müslümanlar Haçlıları bu topraklardan atmak ve denetimi tekrardan sağlamak için büyük çaba harcamaya başlamışlardır. Halep Atabeyi Nureddin Zengi’nin 1174 yılında ölümünden sonra İslam toplulukları arasında yaşanan kısa süreli kaos Selahaddin Eyyubi tarafından bitirilmişti. Selahaddin Eyyubi 1183 yılında Halep’i, 1186 yılında da Musul’u hakimiyeti altına alarak bölgedeki İslam birliğini büyük ölçüde sağlamıştı.
Chatillonlu Raynald’ın eşkıyalık hareketleri Selahaddin Eyyubi’yi çok kızdırmıştı. Selahaddin Eyyubi bu yüzden onları Filistin’den atmaya karar verdi. Mısır, Suriye, Ceziriye’ye haber gönderilip Kudüs Krallığı’na karşı bir cihad yapmak için komutası altında birleşmelerini istediğini bildirdi. Çok sayıda süvari ve piyade gönüllü bu istek üzerine Şam’a gelmeye başladı.
Yeni Kudüs Krallığı Lüziyanlı Guy Trablus Kontu olan ve Selahaddin’e daha ılımlı olarak hareket etmeyi kabul eden III. Raymond’un gücünü kırmaya çalışmaktaydı. III. Raymond karısına ait olan Taberiye Gölü’nün batı sahilinde bulunan küçük bir kale olan Tiberiya’i elinde bulunduruyordu. Guy’un bu kaleye hücum etmeye hazırlandığı haberi Trablus’lu Raymond’a erişti ve Raymond Selahaddin’den askeri yardım istedi. Selahaddin de bir süvari birliğini bu kaleye destek için gönderdi. Hatta bu dönemde Raymond kızgınlığının sonucu olarak Müslümanlarla anlaşarak, topraklarını keşif ve ufak çaplı baskınlar için kullanmalarına izin verdi.
Böyle bir ortamda Kudüs Kralı Guy, Selahaddin Eyyubi’nin gücünden çekinip kendisiyle saldırmazlık anlaşması yaptı. Ancak Guy’a daha önceden bağlılığını bildiren Chatillon Baronu Reynald, Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki saldırmazlık anlaşmasını hiçe sayarak Mısır’dan Suriye’ye gitmekte olan bir ticaret kervanına saldırdı ve gasp ettiği bütün malları Kerak Kalesi’ne götürdü. Selahaddin Eyyubi ise bu durumdan haberdar olunca hem Guy’dan ve hem de Reynald’dan malların iadesini istedi. Ancak Guy’un ve Raymond’un çabaları Reynald’ı ikna etmeye yetmedi. Bunun üzerine Selahaddin Eyyubi de Reynald üzerine sefer düzenlemeye karar verdi.
Selahaddin’in gücünden çekinen Raymond, İslam ordularının topraklarından geçişine ses çıkarmadı. Oğlu El-Melik’ül Efdal’in komutasındaki bir keşif birliğini Akka civarlarına çıkaran Eyyubi Sultanı Selahaddin Eyyubi, Karek civarlarına ordugâh kurdu. Efdal ve kumandanları Akka’dan dönerken onları izleyen yaklaşık 130 kişilik Templar (Tapınak) Şövalyeleri grubunu kısa bir süre içerisinde etkisiz hale getirildiler. Üstadları Gerrard De Ridefort kaçmayı başardı. Bu olaydan sonra Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki savaş fiilen başladı.
Selahaddin Eyyubi Raymond’un elinde bulunan Taberiye şehrini vakit geçirmeden kuşattı. Aynı sıralarda Kral Guy da Raymond ile anlaşarak ortak bir askeri güç oluşturmaya başladı. 1187 yılının Temmuz ayında iki ordu hemen hemen bütün hazırlıklarını tamamlamıştı. Selahaddin Eyyubi her emiri tek tek görevlendirdi ve her birliğe görev yaplaşımı yaptırdı. Askerlerine teçhizat ile beraber bol miktarda ikramiye dağıttı; savaşı kazanmaları halinde daha fazlasını vereceğini söyledi. Bir çok kaynak Selahattin’in 30 000 civarında bir asker toplandığını bildirmektedir. Haçlılarda ise vurucu elit gücü sayıları 1500 ile 2000 arasında tahmin edilen ağır zırhlı şövalyeler meydana getirmekteydi. 20 000 piyade ile çevreden toplanmış olan hafif süvariler de Haçlı ordusu için savaşacaktı.
Haçlılar kendilerine yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüş mesafesindeki su kaynaklarını denetim altına almak için sabah başlatılacak bir intikalin öğleden sonraya kadar başarıyla tamamlanacağını planlasalar da Selahaddin Eyyubi’nin savaş planlamasını bu düşünceye göre şekillendirdiğinden haberleri yoktu. Haçlıların planını Selahaddin’in erken bir hareketle onları ok yağmuruna tutması değiştirdi. 3 Temmuz 1187 sabahında harekete geçen Haçlı ordusu Selahaddin’in okçuları tarafından ok yağmuruna tutuldular. Yaptıkları plana göre yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüşle su kaynaklarına ulaşacaklarını hesaplayan Haçlılar zaman geçtikçe yoruluyor, susuyor ve gerginleşiyorlardı. Henüz öğle olmadan Haçlı askerlerin su mataraları boşalmaya başlamıştı. Yorulan Haçlılar ancak akşam üzeri civarlarında Taberiye ve Saffuriye arasında bulunan Hıttin bölgesinin üst taraflarındaki bir yamaca tutunabilmişti.
Bütün bu şartlar altında her iki ordu 3 Temmuz 1187 gecesini savaş hazırlıklarını tamamlama çabasıyla geçirdi. Bununla birlikte Selahaddin’in askerleri Haçlıların artçı birliklerini kuşatma altına almayı başardı. Haçlı orduları arasında sağlıklı bağlantı kurma imkanı zayıfladı. Haçlılar 4 Temmuz sabahı yeniden yürüyüşe geçtiler. Müslüman okçuların ok atışları tekrar başladı. Göğüs göğüse çarpışılacak duruma gelindiğinde Haçlıların ağır zırhlı ve uzun mızraklı şövalyelerinden gözleri korkan Müslüman askerlerin moral motivasyonunu arttırmak isteyen Selahaddin Eyyubi askerlerini teşvik edici konuşmalar yaptı. Bu sırada, İslam ordularının Memluklerinden Mengüpars’ın öne atılıp, hayatını kaybetmesi üzerine Müslüman askerler cesarete gelerek hücuma kalktılar ve Haçlı piyadelerini bozdular. Kök Böri’nin gönüllülerinden bir askerin Haçlı ordularına yakın bir alandaki otları tutuşturup, Haçlıları ateş ve duman içerisinde bırakması onları iyice zora soktu. Savaş düzeni bozulan Haçlı piyadeleri yavaş yavaş etkisiz hale geldiler. Kral Guy 150 kadar şövalyesiyle Hıttin’in tepelerinden birine tutunmak istedi. Ancak bunda başarı sağlayamadı ve esir alındı. Ayrıca Haçlılar tarafından Hz. İsa’nın çarmıha gerildiğine inanılan haç da bu sırada ele geçirildi.
Savaş tamamen bittiğinde Selahaddin Eyyubi bir otağı kurdu ve ele geçirilmiş olan Haçlı soylular ile kumandanları huzuruna çağırdı. Selahaddin Eyyubi, Kral Guy’a ve diğer soylulara nazik davranıp onları fidye vermeleri karşılığında serbest bırakmayı taahhüt ederken Reynald’a aynı biçimde davranmadı. Müslümanlara karşı kinini ortaya koyan Reynald’ın infazını bizzat yaptı.