HSYK’nın yapısı nasıldır?
Demokratik yönetimlerde kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmesi gerekir. TBMM’ nin 23 Nisan 1920 yılında açıldığı dönemde şartlar olgunlaşıncaya kadar kuvvetler birliği ilkesi benimsenmiştir. Ülke sağlam temeller üzeirne oturtulurken yargıda da bağımsızlık sağlanıp kuvvetler ayrılığı ilkesi devlet sistemimizin vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir.
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumu ile HSYK’nın yani Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı demokratik meşruiyet ve geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden düzenlenmiş, ardından kabul edilen 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile Kurulun çalışma usul ve esasları belirlenmiştir. 6087 sayılı Kanun’da yeni HSYK’nın idari ve mali yönden bağımsız bir kurul olması, kendisine ait bir sekretaryanın bulunması öngörülmüştür.
Anayasa değişikliği ile üye sayısı 7’den 22’ye çıkarılan yeni HSYK’nın üç daire halinde çalışması benimsenmiştir. Buna göre; Birinci Daire, hâkim ve savcıların atama, nakil, yetki ve izinle ilgili işlemlerinden, İkinci Daire, hâkim ve savcıların terfi ve disiplin işlemleri ile meslekten çıkarma ile ilgili işlemlerinden, Üçüncü Daire hâkim ve savcıların mesleğe kabulü ile haklarındaki şikâyetler ile ilgili işlemlerden sorumlu olmuştur. Anayasa değişikliği ve kanuni düzewnlemeler ile hâkim ve savcıların denettiminin yapılmasından sorumlu Teftiş Kurulu HSYK’ya bağlanmıştır. Teftiş Kurulunun Üçüncü Daire Başkanının gözetiminde Kurul adına görev yapması amaçlanmıştır.
Daha önce kendisine ait bir bütçesi olmayan HSYK’ nın şimdi kendisine ait bir bütçesi bulunmaktadır. Yine daha önce kendinse ait bir binası yokken referandumdan sonra kendisine ait binasına kavuşmuştur. Daha önce HSYK Bakan ve Müsteşar dışındaki üyeler Yargıtay ve Danıştay Genel Kurulunun kendi aralarından seçtiği üyelerden oluşuyordu. Şimdi ise ilk derece mahkemelerinde görev yapan hâkim ve savcıların, Yargıtay ve Danıştay Genel Kurulunun, Türkiye Adalet Akademisi Kurulunun kendi üyeleri aralarından seçmiş olduğu ve Cumhurbaşkanının hukukçu öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçtiği üyelerden oluşur. Daha önce direk adalet bakanlığına bağlı olan teftiş kurulu HSYK’ya bağlanmıştır. Asıl önemli değişiklik müsteşarın konumunda olmuştur. Müsteşarın etkisi azaltılmıştır. Önceden müsteşar, Halimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun üyelerinden biridir. Müsteşarın katılmadığı toplantı yapılamaz. Şimdi ise müsteşar, 22 Kurul üyesinden biridir, yalnızca Genel Kurul toplantılarına ve Birinci Dairenin toplantılarına katılma hakkına sahiptir. Müsteşar daire başkanı seçilemez, Müsteşar veya vekili katılmasa da yine de toplantı yapılabilir, kararlar alınabilir. HSYK ile ilgili değişikliklerden biride meslek çıkarma kararlarına karşı yargı yolunun açılmasıdır.
Ancak daha aradan 3 yıl geçmeden yeniden HSYK’ nın yapısıyla ilgili yeni değişiklikler gündeme gelmeye başlamıştır. Burada akıllara gelen soru şu: Referandum ile yapılan bir değişiklik nasıl üç yılda ihtiyaçları karşılayamaz hale gelir?