Hüt hüt kuşunun özellikleri nelerdir?
Hüthüt kuşu, daha çok Avrupa, Afrika, Madagaskar ve Asya bölgelerinde yaşar. Baş kısımlarında uçları siyah olan dik tüyler bulunur. Boyları yaklaşık 28 cm kadar olur. Hüt hüt kuşları çeşit olarak tek türdür. Fakat alt türleri de vardır. Bu kuşlar ibibik kuşu olarak ta tanınır.
Hüthüt Kuşu Özellikleri
- Hüthüt kuşu güvercinden daha küçük, başının üstünde yelpaze gibi uzun tüyleri olan bir kuş ırkıdır.
- İnce uzun gagası hafif şekilde kıvrık ve yandan basık bir şekilde olur.
- Ayakları kısa ve güçlü yapıdadır.
- Genellikle yuvasını yapmak için çalı çırpı toplamak yerine, ağaç kavukları, duvarlar ve taş yığınlarının arasında olan boşlukları kullanırlar.
- Bu kuşlar eşine olan bağlılıklarıyla tanınır. Çünkü eşleri öldüğünde yeni bir eş aramaz ve annesi öldüğü zamanda uygun bir yer buluncaya kadar annesinin başında bekler.
- Bir efsaneye göre, Hz. Süleyman ve ordusuna kılavuzluk etmiş bir kuştur. Kendilerine öterek gizli şeyleri işaret edip göstermişlerdir.
- Haşerelerle, böcek, salyangoz ve solucanlarla beslenirler.
- İnsanlara karşı oldukça kolay uyum sağlayıp alışırlar.
- Göç zamanlarının dışında yalnız yaşamayı tercih eden ve seven bir kuştur.
- Tüyleri yumuşak ve gevşek yapıdadır.
- Yerde paytak paytak yürüyüp avlanır ve ani şekilde havalanırlar.
- Hüt hüt kuşları yaz döneminde kuluçkaya yatar. Kuluçka döneminde kuyruk bezinden oldukça ağır bir koku yayılmaktadır. Dişi kuşlar 4-12 tane açık mavi renkte ya da zeytuni kahverengi tonda yumurta yapar ve 16 gün süreyle kuluçkada yatarlar. Kuluçka döneminde erkek dişiyi beslemektedir. Yavrularda dışkı atıp, düşmandan kendilerini korur.
Hüthüt Kuşu Efsanesi
Anadolu’da halk arasında bazı hayvanlar ile ilgili birçok efsane anlatılmaktadır. Hüthüt kuşu efsanesi de bunların arasındadır. Hüthüt kuş olmadan evvel, oldukça güzel bir kızmış. Güzelliğiyle herkesi etkisi altına alan biriymiş. Günün birinde karşısına iyi bir kısmet çıkmış ve onunla evlenmiş. Her güzelin bir kusuru olur derler ya. Onun da bir değil aslında iki kusuru varmış. Bu kusurları hem tembel olması, hem de korkak biri olmasıymış. Yeni gelin olduğunda bu tembelliği kaynanası ve görümceleri ile arasının açılmasına sebep olmuş. Gelininin tembelliğine ve korkaklığına daha fazla dayanamayan kaynana, bir gün namazın ardından ”Allah’ım bana neden böyle bir gelin verdin?” deyip isyan etmeye başlamış. Kaynananın bu yakarışı Allah katında kabul olmuş ve gelini o zaman bir hüthüt kuşu olarak uçup gitmiş. Kuş dönmüş, dolaşmış kaynanasının bahçesine gelmiş ve ağaçlardan birine konmuş. Gelinin yeniden geldiğini gören kaynanası, bu defa da beddua etmeye başlamış. ”Sen benim evimi kokuttun, senin evine de kokudan girilemesin. Hiç bir yerde sen yuva kuramayasın. Yavruların senin pisliğini yemeden ötmesin. Cümle âlem seni görünce kaçsın.” demiş. Kaynanasının bu bedduası kabul olmuş. O yüzden derler bu kuşun yuvası çok kötü kokar. O kadar pis bir yuvadır ki, yuvanın yanına yaklaşmak mümkün değildir.
Başka bir efsane ise şu şekildedir; Zamanında hüthüt kuşu yeni bir gelinmiş. Kendi güzelliğini görmek ve daha güzelleşmek için sıkça aynanın karşısına geçer, burada kendisini seyredermiş. Yine günlerden bir gün aynanın karşısına geçmiş ve saçlarını taramaya başlamış. O, bunu dalgın dalgın yaparken kapı açılmış ve içeri kayınpederi girmiş. Bunu fark edemeyen gelin saçlarını taramaya devam etmiş. Bu arada kayınpederi gelininin başını açık olarak görmüş. Gelin buna çok üzülmüş ve içi içini yemeye başlamış. ”Kayın babam benim başımı açık gördü, aman Ya rabbim, ben artık onun yüzüne nasıl bakarım.” diye üzülmeye başlamış. Gelinin samimi şekilde utanması karşısında Allah kendisini hüt hüt kuşu haline getirmiş. Kuşun başında olan kepezi de saçını taradığında başında kalan tarağıymış.