İbn-i Haldun kimdir?
Tam adı Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî olan 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi İbn-Haldun 27 Mayıs 1332 tarihinde Tunus’ta doğmuştur . Babasının adı Muhammed’dir.Babası kendisi İslami ilimleri adamış biriymiş. Hayatı hakkındaki en önemli kaynak, kendisinin kaleme aldığı otobiyografisi “Et-Tarif” adlı eserdir. Modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncüsüdür. Köklü bir aileden gelen İbn-i Haldun iyi bir eğitim almıştır..
Ailesi, 13. yüzyılın ortalarında Endülüs’ün Kastilya kralı III. Ferdinand tarafından ele geçirilmesinden sonra Tunus’a göç etmiştir. İbn-i Haldun ilk öğrenimini tamamladıktan sonra seçkin hocalardan fıkıh, tefsir, akaid, hadis, felsefe, mantık, matematik, doğa bilimleri, dil bilimleri, şiir ve edebiyat eğitimi almıştır. İbn-i Haldun dönemin tanınmış kıraat âlimi Şeyh Abdullah Muhammed bin Bezzal-i Ensari’den “Kur’an’ı Arapçanın yedi lehçesine göre yedi şekilde okumayı” (Kıraat-ı Seba) öğrenmiştir. Şatibiyye ve Raiyye kasidelerini ezberlemiş ve Kur’an’ı 21 defa yedi kıraat üzerine hatmetmiştir. Ünlü bilim adamı İbn-i Rüşt, İbn-i Sina, Fahreddin Razî ve Şerafeddin el-Tusî’nin eserlerini okumuştur. 17 yaşında iken Tunus şehrini de etkisi altına alan Büyük Veba Salgınında ailesini kaybetmiştir.
Yirmi yaşındayken, Tunus’un yönetimini elinde bulunduran Beni Hafs hanedanından Sultan Ebu İshak’ın katipliğine getirilmesiyle İbni Haldun’un çalkantılı geçecek olan siyasi hayatı başladı. 1347 yılında Ebu HasanTunus’u işgal ettiğinde, yirmi yaşındaydı. Merini sarayı ile iyi ilişkileri olduğundan dolayı Tunus’tan Fas’a taşındı ve Sultan Ebu İshak’ın isteği ile İbn Tafragin’in kaleminde alâmet kâtibi olarak çalışmaya başlamıştır. İbn-i Haldun burada Fas mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Ebu İnaniye medresesinde yaşamış ve çeşitli çalışmalar yapmıştır. Merini Sultanı Ebu İnan Faris, İbn-i Haldun’u daha sonra sultan fermanlarını yazma görevine getirdiyse de, İbn-i Haldun’un adının sultana karşı bir takım entrikalara karışmasının önüne geçememiştir. 25 yaşında iken hapse atılsn İbn-i Haldun Ebu İnan Faris’in ölümüne kadar, 22 ay hapiste kalmıştır. Ebu İnan Faris’in 1358 yılında vefat etmesinden sonra oğlu ve aynı zamanda halefi tarafından serbest bırakıldı. Sürgünde yaşayan amcası Ebu Salim ile ile bu sıralarda gizlice anlaşmış. Ebu Salim, Fas’ın yönetimini ele geçirince İbn-i Haldun’a sır kâtipliği ve hâkimlik gibi önemli görevler vermiştir.
İbn-i Haldun 1362 yılında İspanya’ya geçerek eski dostlarından biri olan Gırnata Emiri Ebu Abdullah Muhammed’in hizmetine girmiştir. Bir yıl sonra Ebu Abdullah Muhammed onu Castilla Kralı Zalim Pedro nezdinde elçi olarak görevlendirmiştir. Bir süre sonra Gırnata emirinden izin alarak tekrar Kuzey Afrika’ya dönmüştür. Bicaye’de, çok istediği haciplik (başvezirlik) makamına getirilmiştir. Bu arada bir taraftan da ilim faaliyetlerine devam etmiştir.
1366 yılındaki yönetim değişikliğinden dolayı görevden ayrılarak kabileler arasında dolaşmaya başlamıştır. Muhtemelen, yazımını tasarlamış olduğu Mukaddime için veriler toplamak üzere, bedevilerin yaşam tarzını incelemiştir. Zaman zaman siyasi nedenlerden dolayı bir takım güçlükler yaşayan İbn-i Haldun sonunda 1374 yılında tekrar İspanya’ya dönmek zorunda kalmıştır. Sürtüşmelerle dolu siyasi geçmişi yüzünden İspanya’dan da çıkarılmıştır. Yeniden Kuzey Afrika’ya döndüğü zaman İ;bn-i Haldun tamamen çaresizlik içindeydi. Geçmişte araları fazla iyi olmayan Tlemsen Sultanı Ebu Hammu’nun teklifini kabul ederek, kabilelerle onun irtibatını sağlamıştır.
Siyasi çalkantılardan bıkmış olan İbni Haldun, Ebu Hammu’nun iznini alarak İbni Selame kalesine yerleşmiştir. Kendisini tamamen ilmi çalışmalara adamıştır. Ünlü eseri Mukaddime’yi 1374 yılında burada tamamlamıştır. Daha sonra dört yıl içinde el-İber adlı yedi ciltlik tarih kitabının müsveddesini hazırlamış olan yazar, bu son çalışmanın, eskiden incelemiş olduğu kaynaklarını tekrar gözden geçirmek için 1378 yılında Tunus’a gitmiştir.
Tunus’ta Kitâbu’l-İber eseri üzerinde çalışmayı sürdürmüştür. Bu arada Tunus’u tekrar fethetmiş olan Ebu Abbas onu tekrar hizmetine almıştır. İbn-i Haldun kendisini çalışmalarına ve eserini tamamlamaya adamıştır. Ebu Abbas İbn-i Haldun’un sadakatinden şüphe duyduğu için ilişkileri sürekli gergindi. Eserini tamamlayıp sultana sunduğu zaman bu gerginlik iyice ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine İbn-i Haldun Hacca gitme bahanesiyle sultandan izin istemiş, Siyasi geçmişi Tunus’ta da onu rahat bırakmayınca, 1382 yılında Mısır’a gitmek zorunda kalmıştır. Kahire’de, başta Sultan Berkuk olmak üzere, halkın ileri gelenlerinin büyük ilgisini görmüştür. Kahire medresesine müderris olarak atananan İbn-i Haldun burada verdiği ilk dersiyle, herkesi adeta büyülemiştir. Kadılık görevine getirilen yazar, adaleti, tarafsızlığı ve cesaretinden dolayı beş defa görevden alınmış ve yeniden atanmıştır.
Daha sonra Hicaz, Kudüs ve Suriye’ye gitmiş son gezisi sırasında, Suriye’yi ele geçiren Timur’la görüşmüştür. İbni Haldun’dan çok etkilenen Timur, onu danışmanları arasına almak istemiş ancak İbni Haldun bu isteği kabul etmemiş, Kahire’ye geri dönmüştür. 1406 yılında Kahire’de ölmüştür.
Eserleri
1- Kitâbu’l-İber
2- Mukaddime
3- Lubâb’ul-Muhassal
4- Şifâu’s-Sâil li-Tehzîbi’l-Mesâil
5- Et-Târif bi ibn Haldun
6- Kaside-i Bürde şerhi
7- İbn Rüşd felsefesi hakkında bir risale
8- Mantığa dair bir risale (Kitab el-Mantık)
9- Hesap hakkında bir risale (Kitab el-Hisab)
10- Marakeş sultanına yazılan bir risale
11- Şiire dair bir risale