İç ses nedir?
İnsan herhangi bir iş ile meşgul olurken sürekli içinden bir şeyler yükselir. Ya o işi hemen bırakması ya da bir an önce o işi sonuca erdirmesi için motive edici bir setir bu. Kimi zaman insanlar bu sese kulak vererek bir başarı elde ederken kimi zamanda bu sese aldırış etmeden hüsrana uğramaktadırlar. Bir şeyler okuyorsunuz veya günlük programınızı düşünüyorsunuz, herhangi bir şey söylemeseniz kendi konuşmanızı duyabiliyorsunuz. İşte bu bir iç konuşma yani iç sestir.
Kendimizi bildik bileli sürekli olarak bizimle konuşan kimi zaman bizi yücelten, kimi zaman ise bizi yerden yere vuran, bir türlü susturamadığımız bir ses duyarız. Bunu düşündüğümüzde sürekli olarak kendi kendimize çeşitli sorular sorarız. Bu sese aldırış edilmeli mi yoksa aldırış edilmemeli mi? Bu iç sesin bize gerçek manada fayda sağlamaya çalışması mümkün mü? Bazen bu iç ses mantığıma ters gelse de acaba bu sesi dinlemeli miyim, deriz. Bu sesin kaynağı nedir? Bu ses ne zamandan beridir içimde? Bu sorular hep beynimizi meşgul etmiştir.
Bu iç konuşma çok yaygın ancak incelenmemiş bir olay olarak bilinmektedir. Son zamanlarda yapılmış olan çalışmalarda bir çalışmada, herhangi bir gerçek ses söz konusu değilken bu iç sesi nasıl duyduğumuzu gösteren bir beyin mekanizmasından söz edilmektedir. British Columbia Üniversitesi’nden Mark Scott liderliğinde kurulan ekibin yapmış olduğu iki deneyde doğal sonuç deşarjı adı verilmiş olan bir beyin sinyalinin iç ses deneyimimizde önemli rol oynayabildiği belirtildi.(ki bu sinyal kendi kendimizin ürettiği duyusal deneyimler ile dışsal uyarının ürettiklerini birbirinde ayırmak için yardımcı olmaktadır)
Doğal sonuç deşarjı direk beyin tarafından geliştirilen bir çeşit tahmini sinyaldir. Bu sinyal, örneğin “bazı insanlar neden bizi gıdıklıyabiliyor da kendi kendimizi gıdıklayamıyoruz” durumunu açıklamamıza yardımcı oluyor. Bu sinyal hareketlerimizi tahmin ediyor ve gıdıklanma duyumuzu etkili bir şekilde devre dışı bırakabiliyor.
Aynı mekanizma işitme sistemi içinde oldukça önemli bir rol oynuyor. Konuştuğumuz zaman bizim sesimizin soundunun iç kopyasını paralel olarak üreterek duymamızı sağlıyor. Mark Scott “Konuşmak için bir süre harcarız ve bu işitsel sistemimizi batırır, konuştuğumuz zaman diğer sesleri duymakta zorluk çekeriz. Kendi sesimizin bu etkisini azaltarak yani doğal sonuç deşarj tahminini kullanarak diğer seslere duyarlı hale gelebiliriz” demiştir.
Mark Scott’a göre doğal sonuç deşarjı tarafından üretilen sesimizin iç kopyası herhangi bir dış ses olmasa bile yine de üretilebiliyor. Bunun yegane anlamı kafamızın içinde konuştuğumuz zaman duyduğumuz ses gerçekte kendi sesimizin soundunun bir iç tahminidir. Mark Scott “Eğer doğal sonuç deşarjı iç konuşmamızın deneyimlerinin altında yatan gerçekse, dış dünyadan gelen duyusal bilgi beynimiz tarafından üretilen iç kopya tarafından iptal edilmelidir. Eğer bu iki bilgi seti karışırsa biz kendi kendimizden gıdıklanabiliriz” teorisini savunmuştur. Scott çalışmanın son derece önemli olduğunu çünkü iç sesin daha çok şizofreni hastalarıyla ilişkilendirildiğini ifade etmiştir.
İnsanlar bazen sıkıştıkları anlarda çözümü dışarıda ararlar. Bulamayınca depresyona girerler. İçinden çıkılmaz bir duruma sürüklenirler. Oysa ki tek çözüm vardır onlar için. O da onlara bir nefes kadar yakın olan iç sesleridir. Bu iç ses büyük çoğunlukla onların dertlerine derman olacaktır. İnsanlar derin ve rahat bir nefes alarak bu iç sese kulak vermeye çalışmalıdırlar. Ve hayat artık o zaman daha yaşanılabilir ve haz alınabilir bir hal alacaktır.