İlişkilerde bağlanma korkusu neden yaşanır?
Bağlanma korkusu olan insanlar uzun süreli ilişkiye girmekten ve bağlanmaktan dolayı korkarlar. Bu korkusu bulunan kişiler, bundan dolayı ebeveynlerini suçlarlar. İkili ilişkilerde bağlanma, karşı tarafa güvenmek, yakınlık kurmak, kişinin kendisini güvende hissetmesi yaşanan ilişkinin devam ettirilmesi açısından önem taşımaktadır. Bunların sağlanamaması nedeniyle, çoğu ilişki yıpranır. Geleceğin neler getireceği hakkında kişilerin kuşkuları olması yüzünden bağlanma korkusunun yaşandığı görülür. Bunun etkisiyle karşı tarafın hatalarını, kusurlarını görerek, bunları biriktirmek zaten yaşanan ilişkilerin başlamadan bitmesine sebep olur.
Çocukluk dönemindeki etkiler
Bebekler yaşadıkları gerilimi ya da stresi kendi başına giderme ve sakinleşme becerisine sahip değildir. Bu dönemlerde yaşadıklarının etkisiyle, anne ve babasına, bakıcılarına yönelip, bu kişilerden duygusal destek almaya çalışırlar. Ancak bu kişilerden ilgisiz ya da aşırı müdahaleci bir tutumla karşılaştıklarında, bebek sadece bu kişiden kaçınmak ister. Bunun nedeni iki durumda da stresinin daha fazla artmasındandır. Bağlanma yaşamda etkileşimler üstüne kurulu bir teoridir. Bebeklik çağında öğrenilen yaşamın en önemli bilgisi kabul edilen ve yetişkinlik çağında yakın ilişkilerin devam ettirilmesinde kullanılan bağlanma geçerliliğini her zaman korur.
Uzun süreli bir ilişkiye girmekten korkan, ilişkileri açısından bağlanma korkusu olduğu bilinen kişilerin arasında yapılan bir araştırmaya göre, bu etkilerin ebeveynlerinin ilgisiz ya da aşırı müdahaleci tutum içinde olmasından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu özelliklere olan kişilerin yakınlık ihtiyacını karşılayacak ilişkiler kurmak istedikleri izlenmiştir. Bu kişilerin çocukluk döneminde ebeveynleriyle karmaşık ilişkiler yaşadığı görülmüştür. Çocukluk döneminde ilişkiler açısından yetişkinlik dönemindeki yansımaları aşağıdaki gibidir.
- Bebeklik çağında temel ihtiyaçların ve duygusal destek talebinin karşılanması halinde, yetişkinlik döneminde kişiler ilişkilerine daha fazla güven duyuyor, yakınlık arayışına girebiliyor. Paylaşmak, birlikte eğlenmek ilişkilerinde aradıkları şey oluyor.
- Bebekliğinde sağlıklı bir şekilde bağlanma ilişkisi kurabilen yetişkinler, romantik ilişkilerinde iki kişinin temel ihtiyaçlarının karşılanmasını önemser, eşlerinin mutlu olması için çaba harcarlar.
- Bebekliğinde sağlıklı bağlanma ilişkisi kuramayan yetişkinler kaçıngan ilişkilerinde kendilerini onaylayacak, onları kabul edecek, ihtiyaçlarını karşılayacak, her şekilde mutlu kalabilecek kişilerin arayışına giriyorlar.
- Kaçıngan olan kişiler çocukluk döneminde karşılanmamış olan ihtiyaçlarında, bunu yetişkinlik döneminde kurduğu ilişkilerde karşılama çabasının içine girmektedir. İlişkilerinde daima ebeveyn bebek arasında olan ilişkiyi bulabilme çabasında olurlar.
- Kaçıngan olan kişiler yakınlık kurma ihtiyacında olur. İlişkilerinde yakınlık kurmaktan kaçınma halinden başka, kendilerini savunma ihtiyacı içine giriyorlar.
Bağlanma korkusunun belirtileri nedir?
- Tek olarak bir yaşam sürme isteğinin olması
- İlişkinin sonlanma korkusunun bulunması
- Cinsellikte monotonluk yaşanması
- Gerçekleştirmek istenen hedeflerin ve isteklerin bulunması
- Planların yapılması
- Mevcut halinden memnuniyet duyulması
- Bağlılığının ispatı için karşı tarafın baskı yapması
- Kendine yetecek kadar zaman ayıramaması nedeniyle
- Geçmişte yaşanan ilişkilere ait kötü hatıraların bulunması
- İlişkide bulunulan kişinin doğru kişi olduğuna dair kuşkular içinde olunması
Bağlanma korkusu olanlar bundan kurtulabilir mi?
Bu korkuya sahip olanlar, isterlerse bundan kurtulmayı başarabilir. Bu kişiler sadece yaşadığı durumun sebeplerini fark etmesi halinde, ilişkilerinde olan olumsuz durumu değiştirebilir. Kendi beklentilerini, ihtiyaçlarını ve ilişkilerindeki durumu daha farklı bir konuma taşıyabilirler. Bu sorunu yaşayan hayattaki ilk kişi olmadıklarını kabul edip, sorunu çözmek için çaba sarf etmeleri gerekir. Bu korkunun yenilebilmesi için, kişilerin önce korkunun nedenleriyle yüzleşmesi gerekir.