İlk uygarlıklar döneminde tarım nasıldı?
Tarımın gelişme göstermesi daha çok yiyecek üretilmesini daha iyi beslenmesini ve böylece nüfusun artmasını sağlamıştır. Doğan çocuklar daha iyi beslendikleri için daha sağlıklı ve hayatta kalma şansları artmıştır. Tarım ile uğraşan insanlar bir yere yerleşmek zorunda kalmışlar ve bu sebeple köyler kurmuşlardır. Herkesin toprakta çalışması gerekmediği için bazı insanlar yapım işleri ile, çanak çömlek ve dokuma üretimi ile uğraşmış ve bu zanaatlar bu şekilde gelişme göstermiştir. Artmış olan tarımsal üretim şehirlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Şehirler ile birlikte uygarlıklar gelişmiştir.
İnsanların tarım ile uğraşarak ürün yetiştirdiği ilk bölgeler Dicle ve Fırat nehirlerinin vadileri, Nil Vadisi, Çin ve Hindistan’daki ırmak vadileri olmuştur. M.Ö 7000 yıllarında tohumluk ayrılıyor ve ürün toplanıyordu. Tarımın ilk kez kabile içinde toplayıcılık görevini üstlenmiş kadınlar içinde başlatıldığı ve ilk kez elde edilen ürünün buğday olduğu sanılmaktadır.
Anadolu’da en eski çağlardan itibaren insanların yaşamış olduğu çeşitli mağaralarda yapılan araştırmalardan ve özellikle Antalya, Adıyaman ve Van dolaylarında bulunmuş olan mağara resimlerinden anlaşılmıştır. Hayatlarını toplayıcılık ve avcılık ile devam ettiren bu insanlar zamanla toprağı ekerek yerleşik hayata geçiş yapmışlardır.
Anadolu’da bilinmekte olan en eski yerleşim yeri Çayönü’dür. Diyarbakır ili sınırları içerisinde bulunan Çayönü Höyüğü’nde elde edilen buluntulardan insanların M.Ö 7250 – 6750 yılları arasında bu bölgede yerleştikleri, tarım yaptıkları ve hayvanları evcilleştirdikleri anlaşılmaktadır. Çayönü insanları yabanıl buğday ekmiş, koyunları, keçileri evcilleştirmişlerdir. Domuz, geyik, sığır av hayvanları olarak avlanıyormuş. Bu höyükteki buluntular arasında tarım yaparken kullanılmış olan taş yapımı aletler, boynuzdan yapılan orak sapları, ezme ve öğütme taşları bulunmaktadır.
Ayrıca Konya’nın güneydoğusundaki Çatalhöyük, Anadolu’daki en eski ve büyük yerleşim yerlerinden biridir. M.Ö 6800- 5700 yılları arasında Çatalhöyük’te yaşayan insanların gelişmiş bir kültürleri mevcuttu. Hayatlarının tarım ve hayvancılık yaparak sürdürmüş olan Çatalhöyük insanları baklagiller, buğday, burçak ve sebze yetiştirirlerdi. Ayrıca bitkilerden yağ çıkardıkları da bilinmektedir. Evcilleştirmiş oldukları sığır, keçi ve koyunların etinden ve sütünden yararlanmanın yanı sıra tereyağı ve peynir de yapıyorlardı.
İlk çiftçiler kazıcı sopalar ve taş çapalar gibi basit aletler ile tarım yaparlardı. M.Ö 5 binlerde Mezopotamya’da yaşayan Sümerler öküzlerin çektiği tahta sabanı kullanmaya başladılar ve ekinlerini sulamak için kanallar açmışlardır. Bu yörede yaşayan halk buğdayın yanı sıra başka tahılları da ekmiş. Meyve ve çiçek yetiştirmiş. Deve, eşek ve at beslemiştir.
Yaklaşık 5 bin yıl önce Nil Irmağı’nın verimli vadisinde ortaya çıkan eski Mısır uygarlığında tarım son derece gelişmiştir. Bölgede sığır, keçi, koyun ve kümes hayvanları besleniyor, öküz ve eşekler hem saban çekmede hem de tahıl hasadında kullanılmaktaydı. Buğdayın sıra arpa, fasulye, mercimek, soğan ve dokumacılık alanında kullanılan keten yetiştirilmekte idi.
Eski Mısır uygarlığının temelini her yıl taşmakta olan Nil Irmağı’na dayalı tarım oluşturmaktaydı. Taşkın her yıl toprağın üzerini ırmağın getirmiş olduğu çamur ile yeniden kaplıyor , bu da bir sonraki ekin için verimi artırıyordu. Ama bu arada tarla sınırları da kayboluyordu.
Yaklaşık 4-5 bin yıl önce tarım dünyanın bir çok bölgesinde yeterince gelişme göstermiştir. Hindistan’ın kuzeyinde saban kullanılıyor, diğer tahılların yanı sıra pirinç ekiliyor ve dünyada ilk kez pamuk yetiştiriliyordu. Çinliler arpa, soya fasulyesi, pirinç,darı ve meyve yetiştiriyorlardı.
M.Ö 2 bin den sonra Orta Amerika’da yerliler mısır, patates ve domates gibi sebzeler yetiştirmişlerdir.