İnkılapçılık nedir?
Bir durumdan bir başka duruma , bir halden bir başka hale dönüşmek veya dönüşmeye inkılap adı verilmektedir. İnkılap sözcüğü dilimize Fransızca revalution sözcüğünden eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Bir toplumda ekonomik, sosyal ve siyasal değişiklikler meydana getirilmiş olması inkılap olarak kabul görmektedir. İnkılap, gelişmek, ilerlemek ve değişmek anlamında kullanılmaktadır.
İhtilal ile inkılap sözcükleri birbirinin yerine kullanılmakta ise de gerçekte bu iki terimin manası son derece farklıdır. Siyasal ve toplumsal düzenin genellikle kuvvet yolu ile değiştirilmesine ihtilal adı verilmektedir. İhtilaller isyan ve ayaklanmalar neticesinde ortaya çıkmaktadır. İhtilal sonrası değişim ve gelişmeler genellikle inkılap olarak adlandırılmaktadır. İnkılabın gerçekleştirilmesi ve kurulu mevcut düzenin değiştirilmesi bir çok şekilde olabilmektedir.olabilmektedir. İhtilal sürecinin ilk aşamasını inkılabı gerçekleştirmek için var olan otoriteye karşı zora başvurma hareketini ifade etmektedir. İhtilalin gerçekleştirilmesi bir çok şekilde olmaktadır. Birincisi 1789 yılında gerçekleştirilmiş olan Fransız İhtilali ve 1917 yılında Rusya’da gerçekleştirilmiş olan Bolşevik İhtilalidir. Bu ihtilaller son derece derin ve kanlı mücadeleler neticesinde gerçekleşmiştir. İkincisi, kendi dünya görüşlerini egemen kılmak ve ona uygun sosyal, kültürel ve ekonomik kurumlar getirmek isteyenlerin başlangıçta mevcut kurulu olan düzene saygılı bir biçimde işbaşına geçmesi ve sonradan değişikliklere gitmesi biçimindedir. Mussolini ve Hitler’in yürürlükte bulunan anayasanın özgürlükçü ve demokratik ortamından faydalanarak nasyonel-sosyalist ve faşist rejimleri buna bir örnek teşkil etmektedir. Üçüncüsü genellikle az gelişmiş ülkelerde görüldüğü gibi, bir hükümet darbesi şeklinde başlayan, hukuki ve siyasi düzeni az çok değiştiren yöntemdir. Dördüncüsü, yabancı olan bir ordunun desteği ile son derece köklü bir değişikliğe gidilmesi yöntemidir. İkinci Dünya Savaşından sonar Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde görülmekte olan bir uygulamadır. Beşincisi, Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde gerçekleştirilmiş olan büyük değişimde olduğu gibi, milletçe yürütülmekte olan bağımsızlık savaşını iç ve dış güçlere karşı kazandıktan sonar, milli hakimiyetin karşısına çıkmış olan engelleri kaldırıp, siyasi sosyal, ekonomik ve kültürel alanları da içerisine alan bir yöntemdir. Bu yüzden Türk İnkılabı, Türkiye’nin özle koşullarına bağlı ve kendisine özgüdür.
İnkılapları amacı, toplumun bütün alanlarda ilerlemesi her zaman için daha iyiye ve daha güzele gitmesidir.
Mustafa Kemal Atatürk’e göre inkılap; “Mevcut kurumları zorla değiştirmek ve Türk milletini son asırlarda geri bırakmış müesseseleri yıkarak yerlerine milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini sağlayacak yeni müesseseleri koymuş olmaktır. “
Mustafa kemal Atatürk ihtilal ve inkılabı birbirinden ayırmıştır. Yapmış olduğu konuşmalarda inkılabı, son yüz yıllarda Türk milletini geri bırakmış olan kurumları kaldırarak yerlerine , milletin en yüksek ihtiyaçlarına göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumları kurmak olarak ifade etmiştir.
Genel olarak 1922 yılında saltanatın kaldırılması, 1923 yılında cumhuriyetin ilan edilmesi, 1924 yılında halifeliğin kaldırılması, 1924 yılında öğretimin birleştirilmesi, kılık kıyafette değişiklik yapılması, hukuk sisteminin laikleştirilmesi, kadınlarımıza yeni haklar verilmesi, takvim, saat ve ağırlık ölçülerinde değişikliklerin yapılması, latin harflerini Kabul edilmesi, soyadı kanunun getirilmesi gibi büyük atılımlar gerçekleştirilmiştir.
İnkılapçılık Atatürk ilkelerinin dinamizmini teşkil etmektedir. Sürekli olarak çağın ihtiyaçlarına göre değişme ve gelişmeyi esas kabul etmektedir. Türk toplumunun çağdaşlaşmasını öngörmektedir.İnkılapçılık ekonomik ve sosyal hayatta bir değişme ve gelişme yoludur.