İnsan beyni nasıl çalışır?
Bilindiği kadarıyla insan bedenindeki fizyolojik aktivitelerin neredeyse tamamını koordinat eden, sinirler ve omurilik aracılığı ile tüm Merkezi Sinir Sistemini kontrol eder. Beyindeki temel 5 bölüm yani lob, insan vücudunun ve zekayı meydana getiren unsurlarını ilgilendiren tüm işlemlerin yapıldığı dev bir işlem merkezidir. İnsanların beyni diğer memeliler ile büyük oranda benzerlik gösterse de özellikle “Neokorteks” adı verilen orta üstteki bölüm, diğer tüm memelilerden daha gelişmiştir. Düşünceden hafızayı oluşturan bilgilerin depolanmasına, matematiksel zekanın temellerinden soyut düşünceye, farklı olgular arasında mantık kurulmasından hayal gücüne kadar “zihinsel eylem” kapsamına giren tüm işlemler beyinin kontrolündedir. Bir yandan sürekli kalbin atışını ve solunumu takip eden beyin, aynı anda çok bilinmeyenli denkleri çözerken bir yandan da kenarda duran çayın içilmesi için sinirlere komut verebilir. İki eliyle aynı anda farklı işler yapan bir insan çok rahatlıkla karşısındaki insanla konuşabilir, çevreyi gözlemleyebilir ve tüm bunları yaparken aniden aklına bir fikir gelebilir…
İnsan zihnin işlem kapasitesi, bugüne kadar herhangi bir canlıda görülmemiş ve gelecekte de görülebilecekmiş gibi görünmemektedir. “İnsan beyni nasıl çalışır” şeklinde bir soruya tek bir cümle ile cevap vermek, tüm bu nedenlerden ötürü pek de kolay değildir. Ancak beyindeki tüm işlemleri yöneten fiziksel yönetim biriminin nöronlar yani sinir hücreleri arasında gerçekleşen bütün elektrokimyasal reaksiyonlardan sorumlu olduğu söylenebilir. İnsanların varlık anlayışı, inançları, tutkuları ve belirli unsurlara olan isteklerinin yönetiminin ise akıl tarafından üstlenildiği söylenir. Ancak bugüne kadar bunu ispatlayan bir bulguya da rastlanmadığından bazı bilim insanları da akıl ile beyin arasında bir bağlantı bulunmadığını ileri sürmüştür. Tüm bunların dışında “bilinç” olarak ifade edilen kavramın beyni kullanan asıl araç olduğuna dair görüşler de bulunmakta, özellikle Kuantum fiziği araştırmalar ile maddenin boşluk olduğu sonucuna dayanarak çok çeşitli spritüal düşünceler geliştirilmiştir.
İnsan beyni bir bilgisayarda bulunan işlemci, RAM, ekran kartı, ses kartı ve sabit disk gibi donanımlar bütünü görülebilir. Bu durumda akıl ise herhangi bir donanım olmamakta, bilgisayarın kullanılmasını sağlayan işletim sistemi yani bir yazılım olmaktadır. İnsan beynin de bulunan ve sayısının 100 milyarın üzerinde olduğu tahmin edilen nöron yani sinir hücrelerinin her biri, yaklaşık olarak 10 bin farklı nöronla doğrudan ve dolaylı olarak bağlantı kurar. Bu kadar geniş bir elektrokimyasal ağda karşılıklı etkileşim süresi de atomaltı dünyayı ilgilendirecek düzeydedir. İnsan bedenini oluşturan nöronlar da evrende görünen diğer her şey gibi atomlardan oluştuğundan, Kuantum fiziği mekanikleri insan beyninde de geçerlidir. Nöronların da %99’unun boşluk olduğunu düşünmek, insan beyninin de çalışmasıyla ilgili çok daha derin bir düşünce sistemi geliştirilmesi gerektiğini gözler önüne sermektedir.