İnsan Hakları Evrensel Bildirisi nedir?
Birleşmiş Milletler (United Nations) nezdinde bulunan İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanmış, 30 maddelik bir bildiri olan İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ( ya da Bildirgesi), 10 Aralık 1948 tarihinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Paris Oturumu’nda kabul edilmiştir. Suudi Arabistan, Güney Afrika Birliği ve çekimser kaldıklarını ilan eden altı sosyalist ülke dışında tüm üye ülkeler bildiri için kabul oyu verdiler. Bildirinin kabul edildiği 10 Aralık günü her yıl “Dünya İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış dünya devletlerinin, yeni dünya düzeninde, kişisel hak ve özgürlüklerin sağlam bir alt yapıya dayandırılarak kurulması ve geliştirilmesi yönünde söz ve ülkü birliği yapmış olması, bu bildirgenin imzalanmasının önünün açan en önemli etkenlerden biri olmuştur.
Geçmiş dönemlerde baskı altında yönetilen ülkelerin bu gidişhatlarına bir başkaldırı niteliği taşıyan, kişisel hak ve özgürlüklere dikkat çeken ilk bildiri Magna Carta’dır. 1215′te İngiltere Kralı’nca kabul edilmesi sağlanan bu bildiri ilk İnsan Hakları Bildirgesi olarak da tanımlanabilir. Eleanor Roosevelt bu nedenle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi’ni “Tüm insanlık için bir Magna Carta” olarak ifade etmiştir. Benzer bildiriler yine eski dönemlerde Amerika’da ilan edilen Bağımsızlık Bildirgesi, Fransız Devrimi’nden sonra Fransa’da yayımlanan İnsan Hakları Bildirgesi gibi örneklerden ibaret olmuştur. Yerel ve yöresel kalan bu bildirgeleri birleştirip evrensel hale getiren unsur ise Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi olmuştur.
Bildirinin ilk maddesinde; tüm insanların her yönden eşit doğduklarından, akıl ve vicdana sahip olduklarından bahsedilmektedir.
İkinci maddesinde; bu bildirgenin içeriğindeki tüm haklardan, ırk, din, dil, millet, vb. hiçbir ayrım gözetilmeksizin tüm insanların yararlanacağı ifade edilmektedir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin içeriğinde özgür olmak, sağlık, yiyecek, barınma, vb. ihtiyaçlarının sağlanması hakkının korunması, yasaların koruyuculuğundan eşit düzeyde yararlanılması, iyi ve barış dolu amaçlar uğruna olmak kaydı ile dernek kurma, mal mülk edinme, çalışma, din- dil- vicdan özgürlüğüne sahip olma gibi hakların tüm insanlık için vazgeçilmez olduğundan bahsedilmektedir. Son maddesinde de bildirinin hiçbir maddesinin hak ve özgürlüklerin herhangi birinin ortadan kaldırılmasına destek verecek şekilde yorumlanamayacağı ve kullanılamayacağı hususuna vurgu yapılmaktadır.