İnsanlarda işlevini yitirmiş olan organlar nelerdir?
İnsanlarda geçirdikleri evrimin sonucu olarak bazı organlar işlevini yitirmişlerdir. Bunlar insan vücudunda artık görev yapmamaktadır. Evrimsel süreç içinde yok olmaya başlamışlardır.
Apandisit: Bu organın artık insanlarda önemli bir görevi bulunmamaktadır. Konumu itibarıyla körelen bu organ, zamanla hastalanıp, arıza çıkarmaktadır. İnsanlarda görülen sindirim sistemi hastalıklarından her 200 tanesinden biri apandisit kanseri olarak belirlenmiştir. Toplumun % 7 sinde ise bu organın enfeksiyon sonucu alındığı bilinmektedir. Bu organın çalıştığı dönemde ne işe yaradığı konusunda çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Bunlar arasında en kabul edilen görüş, o dönemlerde besinlerin bol yapraklı olmasından ötürü gıdaların içinde bulunan selülozun işlenmesinde görev aldığıdır. İnsanlığın evriminin değişmesi ve gıdaların farklılaşması sonucu bu organda işlevini yitirmiştir. Ayakta bulunan serçe parmağı da kullanım dışında olan organlarımızdandır. Bu organında zamanla yok olacağı düşünülmektedir. Ancak apandisit daha uzun bir süreç yerinde kalmaya devam edecektir. Çünkü yapılan son araştırmalar apandisitin az da sindirime önemsiz bir katkısı olduğunu belirlemiştir. Bu tespit körelen organların doğrudan yok olmayarak, geçirilen süreçte başka görevleri üstlenebileceği hakkında görüşü haklı kılmaktadır.
Kuyruk sokumu: Bu kemik insanlarda bir dönem olan kuyruğun kalıntısı olarak kabul edilmektedir. Zamanla ihtiyaç kalmayan kuyruk kaybolarak, sadece kemiği yerinde durmaktadır. Şu andaki görevi vücuttaki kaslara destek olmak ve arkaya yaslanıldığında destek yerine geçmektedir. Bunun yanında anüsü destekleyen bir yapısı vardır. Önceden kuyruğa destek olma ve kök vazifesi görmekti. Bu durum körelen organların zamanla başka görevler üstlendiğini gösteren örneklerdendir.
Darwin’in noktası: Bu nokta çoğu memelide bulunmaktadır. İnsanlarda da bulunmaktadır. Hayvanların bunu sese odaklanma için kullansa da, insanlardaki görevi bilinmemektedir. İnsanların çok azında kalıntısı bulunan nokta, kulakta orta ve yukarı bölümün birleşimde bulunan küçük kalınca bir yumrudur. Bu ancak insanların % 10,4 ünde izlenebilmektedir. Şu an için herhangi bir işlevi bulunmayan bir organdır.
Üçüncü göz kapağı: Bir kediyi izleyebilirseniz, kedinin göz kırpması sırasında beyaz bir zarın gözünü kapladığını göreceksiniz. Bu üçüncü göz kapağıdır. İnsanlarda işlevini yitiren organın sadece kalıntısı bulunmaktadır. Bazı toplumlarda daha belirgin halde bulunmaktadır. Aynaya bakarak kendinizi incelediğinizde, kendinizde olan evrimsel kalıntının izlerini göreceksiniz. Burada kalan deri parçasının herhangi bir işlevi bulunmamaktadır.
20 yaş dişleri: Geçmişte insanların bitkilerle beslenmesi ve besinlerini hızlı yeme ihtiyacından, besinlerin lifli yapısı ve selülozun sindirimi için kullanılan bu dişler, beslenme alışkanlığının değişmesiyle, evrim değiştirmiş ve körelmiştir. Çene yapısından olan değişim nedeniyle bu dişler ya hiç çıkmamakta ya da işlev görmemektedir.
Plantaris kası: Hayvanların besini ayaklarıyla tutmasına ve kontrol etmesine yarayan organdır. Bunu maymunlarda iyi gözleyebilirsiniz. Ayaklarını el gibi kullanmaktadırlar. İnsanlarda da bulunan kas, günümüzde işlevini yitirmiştir. Günümüzde vücudun başa bir yerinde dokuya ihtiyaç duyulduğunda, doktorlar tarafından kullanılan bir yapıdır. İnsanların % 9 oranı bu kas olmadan doğmaktadır. İleride bu kasın tamamen yok olacağı düşünülmektedir.
Ekstra kulak kasları: Bu organ hayvanlarda ekstra sesleri duymak için kulaklarını döndürebilmek için kullanılır. Bunu kafalarından bağımsız olarak yaparlar. Bunu insanlarında eskiden bu amaçla kullandığı düşünülmektedir. Günümüzde bu kaslar çok zayıflamıştır. Şimdi sadece kulakları kımıldatabiliyoruz. Bazı insanlar ise bu kaslara hükmedemez. Kediler bu kası sıkça kullanırlar. İnsanlarda şimdi herhangi bir görevi yoktur.
Hurda DNA: Fiziksel olarak görünmeyen, ancak geçmişte C vitamini işlemeye yarayan enzimlerin üretilmesinde kullanılan yapılardır. Bu yapılar hurda DNA olarak kalmıştır. Bu yapının özelliği diğer canlılarla insanların ortak atadan geldiğini göstermektedir. Bunlar işlevsiz gen parçalarıdır. Vücutta görevi olmayan gen kalıntılarıdır.
Jacopsen organı: Bu yapı cinsel geçmişi anlatması açısından önemlidir. Burun yapısında bulunan organ, cinsel istek, tehlike durumunu, besin izlerini tespit eden özel bir koklama organıdır. Bu organla doğan insanlarda, zamanla feromon salgıların baskılanmasıyla organ işlevini yitirir. Bu organın körelmesi insanların sosyal yapılarının karmaşık hale gelmesiyle olmuştur. Geçmişte insanlar eşlerini bu şekilde bulmaktaydı. Günümüzde kullanılmayan organlardır.
Tüylerin ürpermesi: İnsanlarda üşüme, korkma, kızma, utanma gibi durumlarda tüyler ürperir. Ancak memelilerde tüy bulunmaz. Memelilerde bulunan kıldır. Ürpermiş olanlar sadece kıldır. Başka canlılarda bunu bariz şekilde görebiliriz. Kedi, köpek, kirpi gibi hayvanlarda kıllar bu şekilde dikelir. İnsanların buna ihtiyacı kalmadığından, evrimsel süreçte kıllar yok olmuştur. Bu tür yapılar zamanla körelerek, yok olmaktadır. Kılların kabarmasına yarayan kas yapıları vücutta bulunduğundan, bu kıl kabarmasını tüylerin ürpermesi olarak tabir etmekteyiz.