İpek Yolu nedir?
Orta Asya’nın büyük çöllerinden, yüksek dağlarından, uçsuz bucaksız bozkırlarından geçerek Çin ile Akdeniz kıyılarını birleştiren eski bir kervan yoludur. Adını Çin’de üretilmekte olan İpekten alan bu yol ile bata Roma olmak üzere batı ülkelerine baharat getirmekteydi.
Rivayetlere göre ipek Çin’de Nuh Tufanı’ndan yaklaşık 400 yıl önce bulunmuştur. M.Ö 206 yılında başlayan Han hanedanı zamanında ipek Çin’in en önemli öğelerinden ve simgelerindendi. Bazı ödemelerde ve devlete hizmet edenlerin ödüllendirilmesinde değerli bir ödeme aracı olarak kullanılmıştır. Altın gibi ipek de tasarruf amacı ile saklanıyordu. Yabancı ülkeler ile yapılan ticarette para yerine kullanılmıştır. Çin’e büyük zenginlik getirmiş olan ipek üretiminin yabancılara geçmesini önlemek amacı ile ipekböcekçiliğini geliştirme ve yetiştirme yöntemleri gizli tutulmuştur. Kozaları Çin dışına çıkarmanın cezası ölümdü.
Batıda bilhassa Roma’da da ipek oldukça değerli bir üründü.. Büyük servet sahibi olan soylular, yüksek memurlar ve toprak sahipleri süs eşyalarının doymak bilmeyen alıcıları idi. İpeğin bu süs eşyaları arasında çok özle bir yeri bulunuyordu. İpeğe karşı talebin fazlalığı karşısında Roma senatosu almış olduğu bir kara ile M.S 1. asrın hemen başlarında ipeğin erkekler tarafından kullanılmasını yasaklamıştır.
Ticari büyük kazançlar getiren ipek çeşitli baharatlar ile beraber Akdeniz’e ve Batı Asya’ya kervanlar ile getirildi. Yolun tamamını baştan sona aşmak oldukça güçtü. Mallar belirli konaklama yerlerinde tüccarlar arasında el değiştirirdi. Batı ucu Doğu Akdeniz kıyılarından başlamakta olan İpek Yolu İran ve Afganistan’ın kuzeyinden geçerek Pamir adı verilen bölgeye ulaşırdı. Taşkule adı verilen yerde doğudan ve batıdan gelen kervanlar arasında alışveriş yapılırdı. Bundan sonra yol ikiye ayrılır bir kol Hindistan’a doğru inerken diğer kol Batı Türkistan’ın güneyine uzanırdı. Doğu Türkistan’a gitmek içinse iki yol takip edilirdi. Bu yollardan biri Takla Makan Çölü’nün güneyinden, diğeri kuzeyinden geçerdi. Daha sonra iki yol birleşerek Çin’in Luoyang bölgesine ulaşılmaktaydı.
Batı’yı Uzakdoğu’ya , Hindistan’ı Çin’e bağlayan İpek Yolu sayısız tehlikeler ile doluydu. Yol boyunca karşılaşılacak eşkıyalara, yabani hayvanlara, saldırgan kabilelere karşı her daim hazırlıklı olmak gerekiyordu. Zaman zaman kar kervan yollarını kapatırdı. İnsanların ve hayvanların hastalanıp ölmelerine sebep olurdu. Aşılan dağlardan sonra çöller başlardı. Kervanlar yakıcı olan güneşten korunmak için geceleri yol alırlardı. Soygunlara karşı kalabalık şekilde yolculuk edilirdi.
Bu ticaretten sadece tüccarlar değil kervan yollarının geçmekte olduğu ülkeler ve yerleşim yerleri de oldukça karlı çıkardı. Bundan dolayı İpek Yolu aracılığı ile yapılan ticaretin aksamadan yürütülmesinde birçok kesimin menfaatleri bulunuyordu. Bu yol üzerinde egemenliğini kuran bu yolu ele geçiren devlet, hem siyasal hem de ekonomik güç bakımından üstün konuma gelmekteydi. Bu yüzden birçok savaş olmuştur. Mesela Türkistan’a giden yolların egemenliğini Hunların elinden almak isteyen Çinliler Hunlar ile büyük çarpışmalara girmişlerdir. M.Ö 60. Yılda İpek Yolu’ hunlulardan Çinlilere geçmiştir. M.S 1. Asırda İpek Yolu’nun geçtiği yerde dört büyük imparatorluk kurulmuştur. Bu imparatorluklar Roma, Partlar, Kuşan İmparatorluğu ve Çin’di. İpek Yolu’nun en hareketli olduğu zamanda Kuşan İmparatorluğu’nda ve Tanrı dağları ile Altın ve Karanlık dağları arasında kalan tarımsal alanda Budacılık hızla yayılmıştır. Misyonerler aracılığı ile Budacılık Çin’e gitmiştir.
Ortadoğu ticaretinin Araplar’ın eline geçmesi, Roma İmparatorluğu’nun çökmesi ve Bizans’ın eski gücünü kaybetmesi İpek Yolu’nun güvenliğini azaltmıştır. Coğrafi keşifler ve yeni deniz yollarından dolayı İpek Yolu önemini kaybetmiştir.