İslam’da devlet şekli var mıdır?
İslam dini, her mülahaza bahsinde söyleyecek elbette ki bir sözü ve kuralı vardır. Şayet insanların varid-i hatır olabilecek suallerine cevap veremeyen bir İslam, Allah’ın haşa göndermiş olduğu bir din olamaz. Bu nedenle tahrif olan Yahudilik ve Hıristiyanlık veyahut da diğer uydurulmuş batıl dinler, insan aklında sual edilenlere cevap verememekle, dinamik bir din olmaktan dolayısıyla, Allah’ın göndermiş olduğu İslam ile mücadele etmekten geri durmuşlardır.
İslam evrensel bir din olduğunu her konuda verdiği cevapların temel umdelerine tezatsız bir şekilde uygun düşmesiyle göstermiştir. İslam’ın temel umdelerinin insan fıtrat yapısıyla da uygun olması, onun milyarlarca mensubiyete kısa bir zamanda nail olmasını sağlamıştır. İş bu şekildeyken biz asıl bahsimize gelelim. İslam devlet şekli ortaya koymuş mudur?
İslam devlet şekil olarak ne parlamenter, ne başkanlık, ne saltanat nede farklı bir şekil ortaya koymamış, bunu zamanın maslahat icaplarına göre umumi efkarın belirlemesine bırakmıştır. Ancak İslam devlet idaresinde kesin olarak koyulan hüküm, Enbiya süresinin 44.ayetinde yer alan ”Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, muhakkak ki kafirin ta kendisidir” ayetinde açıkça belli olan İslami kanunlardır.
Aslında bu kesin emir, İslam coğrafyasında laiklikle tezatlığa düşen devlet ve millet kesimi yaratmıştır. Bu tezatlık daha çok ülkemizde yaşanmıştır. Çünkü İslam, laiklikle ne kadar devlet idaresinden dışarıda bırakılmaya çalışılsa, o kadar devlet idaresine girmesi gerektiği anlaşılmıştır. Aslında İslam’ın devlet idaresinden ayrılamamasının sebebi, devletin umumi efkardan meydana gelen bir kurum olması, umumi efkarlarında dinle hayatlarını idame ettirmesidir. Eğer bir coğrafyada İslam ile insanlar hayatlarını idame ettiriyorsa, bu devletlerin laik olmasını tezatlı kılar.
Kısacası, İslam devlet şekli vaz ederek, şekilci bir üslup asla kullanmamıştır. Bunu en iyi şekilde maslahatın icaplarına göre milletin çözmesi gerektiğini düşünmüştür.