İyi komşu nasıl olunur?
Toplumumuz, örf ve adetlerimiz komşuluk ilişkilerine önem veren bir altyapıya ve geçmişe sahiptir. “Ev alma, komşu al!”, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır!” gibi komşuluk ilişkilerine verilen önemi ifade eden çok güzel özlü sözlerimiz de mevcuttur. Dinimiz de aynı şekilde komşuluk kavramına çok önem verir, komşuluk hakkının varlığından bahseder. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” buyurmuştur.
Gelişen teknolojiler, değişen yaşam stilleri, artan günlük yaşam temposu, kalabalık şehir hayatları komşuluk kavramını olumsuz yönde etkileyen unsurlar olarak göze çarpmaktadır. Gökdelen benzeri binalardan oluşan site yaşamlarına artan rağbet sonucu komşuluk ilişkilerinin hak ettiği şekilde yaşanmasının imkansızlığı bir yana, insanlar artık yan dairelerinde kimlerin yaşadığını dahi bilemez oldular. Kadınların çalışma hayatına artan oranda dahil olmaları, evde olunan süreyi kısalttığı için insanların bir anlamda komşuluk yapmaya vakti kalmamaktadır.
Halbuki komşuların kimler olduklarının bilinmesi, onlarla tanışılması ve kaynaşılması için zaman bahanesinin ardına kesinlikle saklanılmamalıdır. Bir akşam kahvesi, bir Pazar kahvaltısı eşliğinde başlanacak olan sohbetler ile komşular birbirilerini daha iyi tanıyacak kadar birlikte olabileceklerdir. Aynı binada yan yana, alt alta dairelerde yaşayan insanların iyi bir diyalog içinde olmaları, kalabalık yaşamların içinde oluşması muhtemel sorunların da büyümeden önlenmesi açısından çok değerlidir. Günümüzde, komşuların birbirlerine karşı aşırı saldırgan olmalarının altında bu diyaloğun yeterince sağlanamamış olması yatmaktadır.
Her insanın iyi bir komşu olmak için çaba içinde olması gerekmektedir. Yeni taşınan komşularımıza bir ikramla gidip hoşbeş etmek, yardımcı olunabilecek bir husus olup olmadığını sormak kadar karşı taraf için hoş ve değerli bir başka jest muhtemelen yoktur. Komşularımızın zor günlerinde yanlarında olmak, sıkıntılarını paylaşıp hafifletmeye çalışmak, klasik bir problem olan camdan komşu evlere doğru birşey silkelemek veya dökmek, aşırı gürültü yapmak gibi çirkin davranışlardan uzak kalmak, çocuklara ve yaşlılara özel ilgi gösterip onlarla hoş bir diyalog içinde olmak, vb. iyi komşu olmaya dair tüm çabalar, hem insani, hem sosyal, hem de oldukça medeni bir yaklaşımın ürünleridir. Büyük bir yanlış söz konusudur ki, günümüzde insanlar medeniyeti tam tersine ilgisiz ve uzak olmak olarak algılamaktadırlar.
Komşuluk, günümüzün unutulan değerlerinden biridir. Ancak, ilginçtir ki hem güvenlik ihtiyacı, hem de yoğun bir şekilde hissedilen yalnızlık duygusunun giderilmesi gibi nedenlerle komşuluk belki de geçmişten çok daha önemli bir yere sahiptir. Unutulmamalıdır ki acil bir durumumuzda komşularımız bize ailelerimizden bile daha yakın olan insanlardır. Değerlidirler ve bu değeri komşularımıza sunmaktan imtina etmeyi medeni hayata yakıştırmamalı, bu tutumdan kesinlikle uzak durmalıyız.