İzafiyet teorisini kim buldu?
İzafiyet teorisi, ilk önce 1632 yılında Galileo Galilei tarafından, “Dünyanın başlıca iki sistemine dair diyalog” makalesinde dile getirilmiştir. Yani, Albert Einstein bulmamıştır.
İzafiyetin anlaşılabilmesi için, yerini aldığı teorinin anlaşılması gereklidir. Bu teori, MÖ 4. Yüzyılda Aristo tarafından doğru olarak kabul edilen, “eylemsizlik” teorisidir. Eylemsizlik, her nesnenin doğal hali olduğu, bir nesnenin kendi haline bırakıldığı zaman, ilk önceki durumuna geri döneceğini savunur. İzafiyet teorisi, tüm nesnelerin hareketinin, birbirlerinin hareketine bağlı olduğunu, bir nesneyi eylemsiz olarak görmenin yalnızca bir kabul olduğunu savunur. Teorinin devamında, bir nesnenin hızı da belirtilemez, yalnızca başka bir şeye izafeten belirtilebilir.
Ünlü gökbilimci ve filozof Galileo, modern fiziğin kurucularından biridir. Galileo daha çok, Kopernik’in dünyanın güneş etrafında döndüğüne dair teorisine destek vermesiyle ünlüdür. Katolik kilisesi Galileo’ya şiddetle cephe almıştır. Dolayısıyla Katolik kilisesi, 1992 yılına kadar Galileo’nun güneş sistemiyle ilgili görüşlerinin doğruluğunu kabul etmemiştir. Galileo’nun dünyanın dönüşüyle ilgili en çarpıcı iddiası, yeryüzünde oluşan gelgitlerin dünyanın kendi etrafındaki dönüşünün sebep verdiğini savunmasıdır. Akdeniz’de Kızıldeniz’den daha fazla gelgit olduğunu gözlemlemiş ve bunun dünyanın dönüşüyle çalkalanmasına bağlamıştır.
Albert Einstein, Galileo’nun izafiyet teorisinde bazı hatalar olduğunu tespit etmiş ya da özel durumlarda Galileo’nun teorisi çökmüştür. Einstein’ın 1905 yılındaki makalesi, özel izafiyet teorisinden bahseden ilk çalışma olarak tarihe kaydedilmiştir. Bu teoride, boşlukta ışık hızına yakın olarak hareket eden nesnelerin garip özellikleri anlatılır. Bu özel teoriyi, ağırlık gibi daha geniş ölçekli durumlara da uygulayan genel izafiyet teorisi, 1915 yılında yayınlanmıştır.