İzmir’in işgali nedir?
Mondros ateşkesi Osmanlı topraklarını itilaf devletlerinin işgallerine açık hale getirmiştir. Bu ateşkes antlaşması imzalanınca daha önce yaptıkları anlaşmaları öne süren İtilaf Devletleri Anadolu’yu işgale başladılar. Fransızlar adana ve çevresini, İngilizler ise Eskişehir, İzmir, Samsun, Merzifon ve Bartın ile güneyde Urfa Maraş Musul Gaziantep şehirlerini işgal etti.işgal edildi. İtalyanlar ise Antalya ile Konya ve çevresini işgale başladılar.
1919’un Şubat ortalarında İzmir’in işgali düşüncesi Yunanistan başbakanı Venizelos’un teklifi ile İngiltere başbakanı Lloyd George tarafından ortaya atılmıştır. İzmir’in İşgali, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Paris’te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla başlamıştır. Başlangıçta ABD başkanı bu işgale karşı çıkmış ancak sonradan esnek davranmıştır. 7 Mayıs 1919 tarihinde İngiltere, ABD ve Fransa, Yunan donanmasının İzmir’e gönderilmesi konusunda anlaşmaya vardılar. İzmir’in işgali en başta kansız başladı. Birinci Dünya Savaşının başlangıcında bitaraf olan Yunanlılar savaşın sonlarına doğru Yunanlılar da İtilaf Devletlerinin tarafına geçmiş ve onlarla birlikte Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmışlardı. Türkler savaşta yenilince Yunanlılar savaştaki çalışmalarına karşılık İzmir ve çevresini İtilaf devletlerinden istediler.
15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan askerleri İzmir’e asker çıkardılar. İzmir Rumları Kordon’da Yunan askerini heyecan ve sevgi gösterileriyle karşılamış. Sabah saat 10’da Yunan askerleri İzmir’i, Rumların sevinçli gösterileri arasında şehri işgal etmeye başladılar. Askeri Otelin önüne gelen Yunan askerlerine “Hasan Tahsin” adıyla bilinen bir Türk ateş açtı. Fakat çok geçmeden Yunan askerleri tarafından öldürüldü. Başka bir Türk genci ise Yunan bayrağını taşıyan askeri vurdu. Yunan askerleri, bu olayın intikamını almak için yaylım ateşe başladılar. Silahsız olan Türk askerleri teslim olmasına rağmen Yunanlılar bir süre daha bu yaylım ateşi sürdürdüler. Çevredeki Türkler esir alınarak gemiye bindirildi. Bu sırada Yunanlılar tarafından otuz kadar Türk öldürüldü. Birçok yerde yağmalama, öldürme ve tecavüz olayları başladı. Türklere ait olan evler ve işyerleri Rumlar tarafından yağmalanıyor, canını, malını, namusunu korumaya çalışan Türkler öldürülüyordu. Çevre köy ve ilçelerde meydana gelen olaylarda bir iki gün gibi kısa bir süre içinde yaklaşık 5.000 kadar Türk öldürüldü.
İzmir’in işgali sırasında meydana gelen kanlı ve vicdana sığmayan olaylar İstanbul ve Anadolu halkı tarafından duyulması ile birlikte bir çok yerde mitingler yapılmaya başlandı. İzmir halkının acısı bütün vatanda hissedildi. Ve halk bir bütünlük içinde mücadele etmeye çalıştı.
Hükümet tarafından İzmir’in işgali sebebi ile hazırladığı bildiri 16 Mayıs tarihli İstanbul gazetelerinde yer aldı. Reddi İlhak Heyeti cemiyeti işgali çektiği telgraflarla bütün halka duyurmaya çalıştı. Bu cemiyet işgale karşı direnişin öncülüğünü yapmıştır. Halkı bilgilendirmiştir.
İzmir’in işgali ile mücadele yeteneği yeniden uyandı ve İzmir’deki bir kısım asker bulundukları görevlerden istifa ederek sadece vatanseverlik duygusu ile hareket ederek Milli Mücadele’ye katıldı. Aynı zamanda İzmir’de oturmakta olan Türkler de işgalin getirdiği acıya daha fazla dayanamadı ve Anadolu’ya göç etti. 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’nin açılmasından sonra Yunan ordusu çevre illeri de işgal etmeye başlamıştır. Bu bölgeler oysa İtalya’ya verilmişti. İtalya bu sebeple artık Ankara hükümetini desteklemeye başlamıştır. İtilaf devletleri arasında ayrılıklar baş göstermiştir. Direnmelerin artmasıyla bu ayrılıklar daha bir artmıştır.