İzmir’in işgalinin sebepleri nelerdir?
İzmir’in işgal edilmesi 1. Dünya Savaşı bitimiyle Paris’teki uluslararası barış konferansı sonrasında İzmir kentinin 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan Krallığının işgal edilmesiyle başlayan, 9 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun şehre girmesine bitirilen bir işgaldir. İtilaf devletlerinin izin vermesiyle yapılan işgali, Yunan Yüksek Komiseri Aristidis Stergiadis tarafından komuta edilen Yunan ordusu yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ile Yunan Krallığının arasında 1. Dünya Savaş’ı esnasında bir askeri çatışma olmasa dahi, işgal nedeniyle İtilaf Devletleri arasında tartışmalara neden olmuştur. İtilaf Devletlerinin buna izin vermesinin gerçek amacı, İtalyanların Anadolu’da olan toprak kazancının dengelemesini sağlamaktır. Fransa, İtalya ve Birleşik Krallık arasında 26 Nisan 1917 tarihinde imzalanmış olan St Jean de Maurienne antlaşması, İzmir’in Yunan işgali sebebiyle yapılamamıştır. Yunanlılar yaptığı işgal Kurtuluş Savaşımızda Türk İtalya Ulusal Hareketi esnasında yakınlaşmaya neden olan bir etkendir. İşgal esnasında İzmir şehriyle beraber Ayvalık, aralarındaki sahil şeridi, Belkahve ve Selçuk’a kadar olan alan ve Çeşme Yarımadası ‘da işgal edilen yerler arasındaydı. Yunanlılar 1920 yılında İzmir’den hareket edip Kütahya, Eskişehir, Bursa ve Afyon dahil olmak üzere Batı Anadolu’daki çoğunluk alanı işgal etmişlerdir.
İzmir’in işgal kararının alınması ve uygulaması
1919 Şubat ortalarında İzmir’in işgal edilme kararı Yunanistan başbakanı Venizelos’un teklif etmesiyle, İngiltere başbakanı Lloyd George tarafınca söylenerek alınmıştır. Verilen bu teklife ABD başkanı Wilson ilk önce karşı çıksa dahi, 25 Mart olayının bitimiyle bu tutumu yumuşamıştır. 7 Mayıs 1919 tarihinde Fransa, ABD, İngiltere Yunan donanmasının şehre gönderilerek işgal etmesini kabul etmişlerdir. Alınan bu karar 15 Mayıs’ta uygulandıktan sonra, İzmir’in işgal edilmesi gerçekleşmiştir.
Gerçekleşen bu Yunan işgali barış antlaşması imzalanana dek devam edecek bir güvenlik önlemi olarak anlatılmış, İzmir Yunanistan’a ilhak edilmemiş, yalnız Yunan askeri kontrolünde olan bir Türk vali yönetimi altında bulunmuştur. 10 Mayıs 1920 tarihinde imza altına alınan Sevr Antlaşmasına göre, İzmir kenti ve Ayvalık 5 yıl süre ile Yunan işgalinde ve Osmanlı egemenliğinde olacak, bu sürenin bitiminde hangi devletin yönetimine katılacağı hakkında yapılacak halk oylaması ile belirlenmesi sağlanacaktı. İzmir kentinin işgal edilmesi Türk ve dünya kamuoyunda, Türk ulusu hakkında yapılan bir hakaret ve Yunan halkına yönelik olumlu bir hareket şeklinde olduğu değerlendirilmesi yapılmıştır.
İzmir’in işgalinin nedenleri
İşgalin en önemli etkeni olarak sahte raporla kentte yer alan Rum sayısının Türk sayısından çok daha fazla olduğunun ve zulüm altında bulunduklarının gösterilmesidir. Bundan dolayı İzmir’in Yunanlılara verilmesi kararının alınması belirlenmiştir. ABD başkanı önce buna karşı çıksa dahi, sonradan bu olumsuz düşüncesi İtalyanların Akdeniz’e izinsiz asker çıkarma girişiminden sonra biraz daha yumuşamıştır. İtalyanların Anadolu’ya sefere çıkmasından endişe ettiğinden ötürü, Yunanlıların İzmir üstündeki hak iddialarına daha sıcak yaklaşmıştır. Yapılan bu hareketin sadece İtalyanları cezalandırmak olduğunu düşünmüştür. Rumlara uygulanan zulüm hikayeleri nedeniyle, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaline ABD onayı vermiştir.
İzmir’in işgali
14 Mayıs günü kentin işgali öncesi İzmir istihkamları işgal edilmiştir. Urla ve Foça Fransızlar , Karaburun ve Uzunada İngilizler, Yenikale Yunanlılar tarafından işgal edilerek İzmir’e girilmiştir. İtilaf Devletleri donanmasının eşliğinde 15 Mayıs 1919 günü Yunan askerleri İzmir rıhtımına çıkmıştır. İzmir’de ise bu donanmaya ve askere karşı koyabilecek askeri birlik sayısı sadece 200 kişiden oluşmaktaydı. Birliklerin başında olan Ali Nadir Paşa Yunanlılara karşı konulmamasını, silahların ise hemen İtilaf devletlerine teslim edilmesini söylemiştir. Yunan askerleri İzmir’de yer alan Rumların sevinç gösterileriyle beraber kentte geçit töreni gerçekleştirmiş, bu sırada askerlere ateş açan Hasan Tahsin bir Yunan askerine ateş açıp öldürmüş, kendi ise Yunan askerleri tarafınca öldürülmüştür. Yapılan bu hareket tarihimizde Türk Kurtuluş Savaşını başlatan ilk kurşun olarak benimsenmiştir. Yunanlıların açtığı bu ateş Türk askerlerinin silahlarını bırakıp teslim olmasına dek sürmüştür. Askerlerimiz öldürülmüş, yaşasın Venizelos diye tezahürat yapmayan Türk askerleri süngülenmiş, Ali Nadir Paşa ise askerler tarafından tekmelenmiştir. Şehirde siviller öldürülüyor, tecavüze uğruyor ve tüm alanlar yağmalanıyordu. 15 Mayıs günü İzmir ve etrafına yaklaşık 20.000 Yunan askeri çıkartılmıştır. 16 Mayıs’ta şehirde olan Rumlar köylere saldırıya başlamış, çok sayıda kişi öldürüldükten sonra köyler yağmalanmıştır. Urla’da ise Rumların yaptığı bir kuşatma püskürtülmüş, halk bir araya gelip, 120 kişiden oluşan bir milis kuvveti oluşturmuştur. Bu Batı Anadolu’da gerçekleşmiş ilk Kuva-yi Milliye birliği olarak tarihte yer almıştır. Bu olay çevrede başka milis kuvvetlerinin oluşturulmasında örnek teşkil edecek bir eylem olmuştur.