Kaçan kovalanır mı?
Yıllardır hem cinsler arasında sıkça geçen kaçanın kovalanması deyimi gerçek midir? Ne kadar gerçektir? Bu sorulara kesin ve net olarak bir yanıt vermek hiç bir zaman mümkün olamaz. Çünkü her insan kişilik, yaşam ve düşünce olarak bir diğerinden farklıdır. Bu sebeple ‘Evet, eğer kendinizi karşı cinsten uzak tutmaya çalışırsanız daha olumlu bir tepki alırsınız’ veya ‘Hayır, kendinizi karşı cinsten uzakta tutmak olumsuz bir tepkiye neden olur.’ gibi net yargılar kullanmak yanlış olacaktır.
İlişki denildiği zaman akla gelmesi gereken en öncü maddelerden biri samimiyet olmalıdır. Bir ilişki ancak sevgi, saygı, hoşgörü, samimiyet ve anlayış çerçevesinde nesnel bir hal alabilir. Bu sebeple ilişkiyi bir oyun gibi görmek yerine bir denge işi olarak algılamak en sağlıklısı olacaktır. Örneğin; eşinizin yada kız/erkek arkadaşınızın sinirli,hassas ve gergin olduğu bir dönemde, bir günde ona karşı olan tavırlarınızı mümkün olduğunca esnek tutmanız gerekmektedir. Onu incitidi, darbeleyici tavırlar yerine onu rahat ve güvende hissettirecek davranışlarla onun size olan sevgisini bir kat daha arttırabilirsiniz. Bu sebeple duruşunuzu o an için değiştirmeli ve sevginiz yardımıyla hoşgörülü bir yapıyla ona yaklaşmalısınız. Böylece ne kaçmaya gerek kalır nede kovalamaya.
Bir ilişkide kaçan ve kovalayan varsa bu sağlıklı bir ilişki değildir. Çünkü sevmek, ilişki kurmak ve bağlılık karşılık olduğu sürece güzel ve yaşanılabilirdir. Aksi takdirde ilişkideki taraflar yıpranarak ilişkiyi farklı bir boyuta taşıyacak, sonucunda ayrılığına bir adım daha yaklaşılacaktır. Siz, siz olun. İlişkinizde bir kaçan kovalayan rolü oluşturmayın. Çünkü ilişkiler dayanışma ve mutluluk için vardır.