Kafkas cephesi nedir?
Bu cephe Osmanlı devleti tarafından şu amaçlarla açılmıştır:
1- 93 Harbi’nden itibaren Rusya’nın elinde bulunan Ardahan, Kars, Artvin ve Batum illerini geri almak.
2- Rusya’nın kontrolünde bulunan Kafkasya Müslümanlarının ayaklanarak kendi topraklarını kurtarmasına yardım etmek.
3- Hazar Denizi’nden başlamak sureti ile Orta Asya’da yaşamlarını sürdüren,Türk dillerini konuşan Türkî halklarla temasa geçerek Turancılık planını gerçekleştirmek.
4- Rusları bu cepheye güç transferi yapmak zorunda bırakarak Almanların Doğu Cephesi’ndeki hareketlerinin hafiflemesini sağlamak. Bu kararın verilmesinde Almanların Azerbaycan-Bakü petrollerinden yararlanma isteğinin de katkısı bulunmaktadır.
Bu bölgede Osmanlı Devleti’nin 3. Ordusu bulunuyordu. Çanakkale Savaşı’ndan sonra, 1916 yılında, ikinci ordu kısmen bu cepheye transfer edilmiştir. Bu ordunun donanımları yeterli değildi.
Rus Kafkas ordusuna Osmanlıların savaşa girecekleri şüphesinin başlaması üzerine önem verilmeye başlanmıştır. Rus Kafkas Ordusunun karargahı ve kurmay heyeti günümüzde Gürcistan’ın başkenti olan Tiflis’te bulunuyordu. Kafkas Ordusu’nun savaş planı, savunma esasına ve sınır yakınlarında bölgesel saldırı hareketlerine girişmek üzere düzenlenmiş bulunuyordu. Rus ordusuna 4 Ermeni Gönüllü Tugayı ile 2 Gürcü taburu katılmıştır.
1914 yılının Haziran ayında Erzurum’da Ermeni kongresi yapılmıştır. Kongrede İttihat ve Terakki Ermenilerden bazı taleplerde bulunmuştur. İsteklerinin başında Ermenilerin savaş çıkması durumunda sadık kalacağına dair söz vermesi bulunuyordu. Ruslara karşı savaşacak Ermeni askerlerinin verilmesi diğer bir istekleriydi. Ermeniler Osmanlı Ermenilerinin devletlerine sadık kalacaklarını ama bağımsız hareket edeceklerini belirtmişlerdir. Rusya’daki Ermenilerin Rusya’ya sadık kalacakalrını ve Kafkaslardaki ayaklanma teklifine ise karışmayacaklarını belirtmişlerdir.
Kasım ayının sonunda Ruslar Erzurum-Sarıkamış ekseninde Osmanlı sınırları içinde 25 kilometre kadar ilerlemiştir. Ruslar Karaköse ve Doğubeyazıt’ı aldılar. Doğubeyazıt Van’ın kuzey komşusu idi. Osmanlı kayıpları oldukça yüksekti. 9000 ölü, 3000 esir ve 2800 firari Osmanlı Devleti’nin kayıplarıydı. Şiddetli kış ayında Hafız İsmail Hakkı Bey İstanbul’daki Genel Kurmay ikinci Başkanlığını bırakıp Enver Paşa’nın isteği ile Kafkasya’ya sefer için 3. Orduya atanmıştır.
Alman Yarbay Strange komutasında hareket eden Osmanlı güçleri 15 Aralıkta Ardahan Harekâtında Arduch şehrini ele geçirmiştir. Yarbay Stange güçlerinin amacı Rusların dikkatini dağıtmak Rus planlarını bozmaktı. 22 Aralık tarihinde 3. Ordu Kars için emir aldı. Bu emir Sarıkamış Harekâtı’nın başlangıcı oldu. 3. Ordu ilerlemesi karşısında Vali Vorontsov Rusların Kafkasya Ordusunu geri çekmeyi planladı. Ancak General Yudeniç, Vali Vorontsov’un çekilme emrini dinlemedi ve Sarıkamış’ı savunmak için kaldı. Enver Paşa 3. Orduyu kendi komutasına aldı ve Rus askerlerine karşı savaşa girdi.
6 Ocak tarihinde gerçekleşen, Sarıkamış Harekâtında 3. Ordu karargahı ateş altında kalmıştır. Hafız Hakkı geri çekilme emrini vermiştir. Bunun üzerine Erzurum yolunda geriye dönüş başlamıştır. Enver Paşa yenilgiden sonra komutanlığı bırakıp İstanbul’a dönmüştür.
İlkbahar aylarında Ruslar güneyde Eleşkirt, Ağrı ve Doğubeyazıt’ı ellerinde tutuyorlardı. Bu şehirlerde küçük çatışmalar vardı. Osmanlıların Doğu Anadolu bölgesinde güvenliği sağlamak için yeterli ordusu yoktu.
20 Nisanda Van’da Ermeni ayaklanmaları başlamıştır. Bitlis’te bulunan Kâzım Karabekir komutasındaki birkaç tabur Van’a gönderilir. Ayrıca 24 Nisanda Dahiliye Nezareti tarafından, Dahiliye Nazırı olan Talat Paşa tarafından, Ermeni Komite merkezlerinin kapatılması, ele başlarının tutuklanması ve her türlü belgelerine el konulması kararı alınmıştır. Bu karar üzerine devlet aleyhine faaliyette bulunan Ermeni liderler tutuklanmıştır.
6 Mayıs’ta, Osmanlı 29. ve 30. Tümenleri Rus saldırısını durdurmayı başarmıştır. Ancak 11 Mayıs’ta Malazgirt şehrinin düşmesine engel olunamamıştır. 17 Mayısta, Rus kuvvetleri Van şehrine girmişlerdir. Osmanlı kuvvetleri geri çekilmeye devam etmiştir. Ruslar burada kesin bir üstünlük sağlamıştır.
27 Mayıs tarihinde “Tehcir Kanunu” kabul edilmiştir. Erzurum, Van ve Bitlis’te bulunan Ermenilerin,Musul’un güney kısmı, Zor ve Urfa sancağına; Adana, Halep, Maraş civarında bulunan Ermeniler ise Suriye’nin doğu kısmı ile Halep’in doğu ve güneydoğusuna nakledilmesi planlanmıştır.
19 Haziranda, Ruslar bir saldırıya daha girişmiştir. Osmanlı ordusu Adilcevaz’a doğru geri çekilmek zorunda kalmıştır. 29 Eylül günü Ermeni grupları Urfa’da ayaklandılar. Ermeni ayaklanması bastırıldı ve Ermeniler Musul’a gönderilmiştir.
23 Ocaktan itibaren Ruslar Karadeniz bölgesinde saldırılara başladılar. Bu saldırılar sonunda Osmanlı kuvvetleri geri çekilmek zorunda kalmıştır. Daha sonra Rus Ordusu donanmanın desteğini de alarak 24 Şubat günü Rize’yi işgal etmiştir.saldırıların devamında, Of Rusların eline geçmiştir. Daha sonra ise Sürmene işgal edilmiş ve Ruslar Trabzon kapılarına dayanmıştır. 1916 yılında Erzurum, Bitlis, Muş, Van, Hakkari de Ruslar tarafından işgal edilmiştir.
10 Mart 1916 tarihinde Edirne’den Diyarbakır’a kaydırılan 16. Kolordu’nun komutanı olarak atanan Mustafa Kemal 15 Mart 1916 tarihinde bu cephede göreve başlamıştır. İlk olarak Tercan geri alınmıştır.
3 Temmuz günü Rus ordusu genel bir taarruza geçmiştir. 25 Temmuz 1916 tarihinde Erzincan Rusların eline geçmiştir. Muş ve Bitlis Ruslardan kurtarılmıştır.
Ekim-Aralık dönemi Osmalı Ordusunun bu cephede organizasyonel ve operasyonel değişiklikleri ile geçti. Ruslar bu dönemde sessiz kaldı. Eylül ayından başlayarak Rus Devrimine kadar Rus Deniz Kuvvetleri Karadeniz üzerinde hakimiyetlerini kuracaktır. 1916 kışı son derece sert geçmekteydi ve mücadele yapılması neredeyse imkansızdı.
Rusya’da 23 Şubatta Şubat Devrimi ile başlayan sorunlar Rus ordusundaki disiplini hissedilir derecede bozmuştur. Şubat Devrimi Rus askeri operasyonlarını tüm cephelerde durdurmuştur. Rusya’da 11 Kasım 1917 tarihinde Ekim Devrimi gerçekleştirilmiştir. Ekim Devrim’i sonrasında Rus birlikleri bölgeden ayrılırken silahlarını Ermeni ve Gürcüler’e dağıtarak Osmanlı ile mücadeleyi onlara bırakmışlardır.
3 Mart 1918 tarihinde imzalanmış olan Brest-Litovsk Antlaşması ile o dönemde Kars, Ardahan ve Batum Osmanlı İmparatorluğu’na verilmiştir. 28 Martta Gürcüler de bu antlaşmayı tanımak zorunda kalmıştır.