Kamu alacağını nasıl korur?
Amme Alacakları Kanununda, kamunun alacaklara yönelik çeşitli güvenceleri vardır. Bunlardan daha çok kullanılan ve işleme sokulan yöntemler;
- Teminat İstemesi; Vergi İcra Hukuku açısından, kamu alacağının tahsilinin tehlikeye düştüğü kabul edilen sebeplere dayanarak, kamu alacaklısının talebi üzerine, kamu borçlusuna karşılık, kanunda görülen değerleri güvence olarak göstermesidir.
Teminat istenmesi durumlarından bazıları kanunda öngörülmüştür. Bunlar; Vergi zıyaı cezası kesilmesi gerektiren hallerde kaçakçılık suçunu oluşturan haller dolayısıyla bir kamu alacağının salınması için ve gerekli işlemlere başlanmış olması durumunda söz konusu fiilleri işlediği düşünülen kişiden teminat göstermesi istenebilecektir.
Teminat yapılması için, tarhiyatın tamamlanması gerekmez. Verginin hesaplanması için ön işlemlerin yapılmış olması yeterlidir. Kamu borçlusunun Türkiye’de ikametgâhının olmaması ve kamu alacağının tehlikeye düşme durumunu göz önüne alarak, teminat istenebilir. Alacaklı idare, 15 günden az olmamak kaydı ile teminat gösterme süresi belirleyebilir. Teminat değerinden sayılabilecek olanlar; para, banka teminat mektupları, hazine tahvil ve bonolar, hükümetçe belirlenen hisse senetleri ve tahviller ve haciz varakasına dayanarak haczedilen menkul ve gayrimenkullerdir.
- İhtiyati Haciz; Kamu alacağının ödenmesini ve tahsilini güvence altına almak için, kamu borçlusunun bazı mal, alacak ve haklarına önceden idari bir kararla el koymasıdır. Teminat ile ihtiyati haciz arasındaki fark, teminatta, alacaklı tahsil dairesine, kamu alacağının güvencesi için verilecek değerleri, kamu borçlusunun kendi iradesiyle belirleyebilmesidir. Oysaki ihtiyati haciz de, idare bu değerleri kendisinin saptamasıdır.
Teminat istenmesi gereken durumlar mevcutsa, borçlunun belli bir ikametgâhı yoksa borçlu kaçmış ya da kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimali varsa, borçludan teminat göstermesi istendiği halde, belirlenen süre zarfında teminat veya kefil göstermemesi, belirli süreler içinde mal bildiriminde bulunmadıysa, para cezasını gerektiren herhangi bir durumdan dolayı kamu davası açılmışsa, ihtiyati tahakkuk nedenleri gerçekleşmişse, mahallin en büyük memurunun kararıyla, ihtiyati haciz kararı alınmaktadır. Mahallin en büyük memuru, illerde Vali, ilçelerde Kaymakama aittir. Belediye ile ilişkin alacaklara Belediye Başkanı, il özel idarelerinin alacakları ise Valilere aittir.
- İhtiyati Tahakkuk; İleride tahakkuk edecek olan vergi alacağının önceden tahsil güvenliğini sağlamak için yapılan tahakkuka denir. Vergi dairesinin yazılı emri üzerine, defterdar mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden maliye bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla, bunların zam ve cezalarının derhal tahakkukuna dair yazılı emir verebilir. İhtiyati tahakkuk edilecek vergiler hakkında, ihtiyati haciz kararı uygulanmaktadır.
- Yurtdışına Çıkış Yasağı; Bu tedbirin amacı, kötü niyetli mükelleflerin vergi borçlarını ödememek amacıyla, mallarını elden çıkarıp, yurt dışına kaçmalarına engel olmaktır. Bu yasak, Pasaport Kanununda düzenlenmiştir. Vergiden borçlu olduğu, pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere, pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere, pasaport yasa seyahat vesikası verilmeyeceği, verilmişse geri alınacağı ve bu kişilerin yurt dışına kaçmalarının engelleneceği ifade edilmiştir. Bu yasağın konması için, vergi borcunun kesinleşmesi ve maliye bakanlığınca belirlenen tutarın altında olmaması gereklidir.
Kamu alacağı vadesinde ödenmediğinde gecikme zammı işlemeye başlar. Gecikme zammı vade dolduktan sonra ödemenin; gecikme faiziyse tarhiyatın gecikerek yapılmasının bir sonucudur. Vadesinde ödenmeyen alacaklar, cebri icra yolu ile tahsil edilir. Haciz yoluyla takip, ödeme emri ile başlar. Ödeme emrine karşı ancak belli sebeplerle dava açılabilir. Ödeme emrine rağmen borç ödenmezse, borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla, alacak ve haklarına el konulur. Bu haczedilen mallar, açık arttırma yoluyla satılarak paraya çevrilir.