Kan hücreleri nelerdir?
Kan damarlar içinde sürekli hareket halinde olan, hayati önem taşıyan bir sıvıdır. Kanın yapısı iki farklı bölümden oluşmaktadır. Bunlar büyük kısmı sudan meydana gelmiş olan plazma ve kan hücreleridir. Genel olarak kanın içeriğinde % 50-60 oranı plazma, % 40-50 oranı ise kan hücrelerinden oluşur.
Kan hücreleri ve özellikleri nedir?
Eritrositler (Alyuvarlar – kırmızı kan hücreleri): Kanın yapısında bulunan en yoğun hücrelerdir. Kanda olan eritrositlerin hacminin kan hacmine oranına hematokrit denmektedir. Bu oran erkeklerde % 40-54, kadınlarda ise % 38-46 değerlerinde değişiklik gösterir. Eritrositlerin içindeki hemoglobin, eritrositin temel işlevi olan gaz transportunu sağlamaktadır. Kanın kırmızı renkte olmasını hemoglobin sağlar. Hemoglobin akciğerlerde oksijeni bağlayarak, bunu vücut hücrelerine taşımakta, buralardan aldığı atık madde olan karbondioksiti ise akciğerlere taşıyıp buradan vücuttan atılmasına yardımcı olur. İnsanlarda normal olarak hemoglobin düzeyi 12-16,5 gr/dL arasındadır. Bu değerlerin altındaki hemoglobin düzeyi kansızlığı gösterir. Kanda normalde mikrolitrede 4-6,5 milyon eritrosit olmalıdır. Yapılan tam kan sayımı testinde eritrositler bazı hastalıklar için önemli parametrelerden biridir. Anne karnındaki bebeğin 2 aydan 8 aya kadar karaciğerinde ve dalağında üretilen eritrosit, beşinci aydan sonra kemik iliğinde üretilmeye başlar. Eritrositlerin kanda olan yaşam süresi 120 gün kadardır. Bu süreden sonra kemik iliğinde üretilmiş olan yeni hücreler kan dolaşımına verilir. Eritrositlerin normal bir şekli bulunmadığından, bazı genetik hastalıklarda kılcal damarlardan geçerken takılır ve damarların tıkanmasına yol açar. Bu şekilde normal olması gereken ömürlerinden daha erken ölürler. Bu durum yaşanırsa, kansızlık gibi sorunlara sebep olur. Bazı genetik hastalıklarda ise şekilleri küre biçiminde olur ve kılcal damarların içinden geçemeyerek parçalanır. Eritrositlerin kana karışmasına ise hematüri denir. Bu durumda idrarın rengi kırmızı pembeye döner, bazı durumlarda idrarda kan görülebilir.
Lökositler (Akyuvarlar – beyaz kan hücreleri): Bu tür kan hücreleri içindeki çekirdek yapısına göre parçasız (agranülositler) ve parçalı (granülositler) olarak iki türde olur. Kan içinde normalde mikrolitrede 4000-10000 lökosit bulunur. Bu miktarın yüksek olması lökositoz oluşturur. Bu genellikle enfeksiyon hastalıklarından dolayı oluşsa da, farklı nedenleri olabilir. Oranın düşük olması durumunda lökopeni oluşmaktadır. Buda farklı sebeplerden oluşabilir. Lökositler vücudun savunma görevini üstlenir. Lökositlerin özellikleri ile görevleri farklıdır. Lökositler protein sentezlemeyi, anabolik ve katabolik reaksiyonları gerçekleştirir. Yeni doğan ve çocuklarda daha fazla sayıda olurlar. Bunun yanında enfeksiyonların oluşması sırasında sayıları 25.000 e çıkabilir. Bu hücreler kemik iliğinde, lenf düğümleri, dalak, bademcik gibi organlarda üretilmektedir.
Lökositlerin türleri nelerdir?
Lökositler çekirdeklerinin büyüklüklerine, bazı boyalara karşı afinitelerine ve yapılarına göre sınıflandırılır. Buna göre;
Granülositler: Bu lökositler kendi aralarında üç gruba ayrılır. Bunlar;
- Nötrofiller: Bu hücrelerin görevi vücuttaki zararlı maddeleri bulmak ve tahrip etmektir. Yabancı maddeler fagositoz adındaki yöntemle içeriye alınır ve çeşitli enzimler sayesinde tahrip edilir.
- Bazofiller: Bu hücrelerde fagositoz özelliği olmasına rağmen, görevleri vücuda çeşitli maddeler salgılamaktır.
- Eozinofiller: Bu hücrelerde vücuttaki yabancı maddeleri yok eder. Bunlar parazitlerle oluşmuş enfeksiyonlarda önemli bir rolleri vardır.
Agranülositler: Bu kan hücreleri de kendi arasında gruplara ayrılır. Bunlar;
- Monositler ve makrofajlar: Fagositoz yapma özelliği olan hücreler, lenfositler ile beraber bağışıklık sisteminin regülasyonunda rol oynar. Monositlerin dokularda olan şekline makrofaj denir.
- Lenfositler: Çeşitli fonksiyonları olan hücrelerin temel görevi vücuttaki mikroorganizmaları tanımak ve bunlara karşı antikor üretimi yapmaktır.
- Trombositler: Kanda bulunan en küçük ve eritrositler gibi çekirdeksiz hücrelerdir. Normalde kanda mikrolitrede 100.000-400.000 trombosit bulunur. Pıhtılaşmayla ilgili önemli bir işlevleri bulunur. Kan bankalarında bunlar kandan ayrıştırılıp, trombosit süspansiyonları elde edilir. Bunlar sadece trombosit ihtiyacı bulunan hastalara nakledilmektedir.