Kantçılık nedir?
Kantçılık, ünlü Alman filozof Immanuel Kant’ ın görüşlerinden kaynaklanan bir felsefe geleneğidir. Kant’ı örnek alarak insan bilgisinin doğasını ve sınırlarını araştırmaya, ve böylece felsefeyi bilimlerin düzeyine çıkarmaya yönelik farklı felsefe görüşlerini bir araya getirir. Kantçılık 19. ve 20. yüzyıl felsefesinde etkili olmuş ve Kant’ın çeşitli kategorilerini yeniden değerlendirmek şeklinde ortaya çıkmışlardır.
Genellikle 18. yüzyıldan günümüze kadar bazı düşünürlerin, Kant’in felsefe öğretisini kendilerine çıkış noktası olarak alan düşünce eğilimlerine kantçılık denilmiştir. Kant’ın felsefe öğretisini Klasik Kantçılar, Kant sonrası ve Yeni-Kantçılar olmak üzre üç ayrı akım olarak ele almak mümkündür.
1786 yılından sonra Kant’ın felsefesini benimseyen gerek öğrencileri ve gerekse yorumcuları şunlardır: L.H. Jakob, C.E.Schimid, Tittel, S.Beck, Vaihinger. Immanuel Kant’a karşı çıkma, onun eleştirici felsefesini aşma düşüncesi bilhassa nesnenin a priori olarak kurulmasına yönelme, Kant-sonrasi Fichte, Schelling ve Hegel’in büyük ve köklü metafiziklerinin kurulmasını hazırlamıştır. Schelling’in “tabiat felsefesinin Alman romantizmini etkilemesi bu açıdan son derece önemlidir.
1790’lü yılların sonunda Kant’ın felsefesi Almanya’nın belli başlı üniversitelerinin hemen hepsinde okutuluyordu. 1796 yılında Felemenk ve İngiltere’de eleştirel felsefe konusunda ünlü filozofun ça¬lışmaları yayımlandı. 1800’lerin başında Academie Française’de de görüşlerine büyük ilgi uyandı. Kant’ın felsefesinin yaygınlaşması çok geçmeden karşıt görüşlerin ve yeni yorumların ortaya çıkmasına neden oldu. Usçular ve deneyciler Kant’ın eleştirel idealizm görüşüne karşı çıkarken, bazı idealistler de usçuluğunu yerdiler.
Kant-sonrası düşünce akışı içinde Hegel’in “diyalektik idealizmi”, Hegelciliği etkilemesinin yanı sıra, tam zıttı olan Marksizmin ortaya çıkmasına da ortam hazırladı. Hegel, gerçekliği tez ve antitez ile senteze giden salt aklın diyalek¬tik gelişimi olarak tasarlamıştır. Hegelci felse¬fe temelde tümel bir akılcılık yanında romantik bir nitelik taşımaktadır. Ancak kısa bir süre sonra bu idealizmin yerini, bilimi temel alan farklı sistemler almıştır. XIX. yüzyılın ikinci yarısıyla XX. yüzyılın hemen başlarında gerçek Kantçı kritizme yönelim başlamıştır. Fran¬sa’da C.Renouvier Cournot’dan başka, özellikle Fransa’da Comte tarafından kurulup İngiltere’de J.S. Mili, Almanya’da E.Laas ve Jodl’un temsil ettikleri pozitivizm bu hareket içinde etkili olacaklardır.
Diğer taraftan bu dönemde izafiyetçilik ve idealizmi temel alan Yeni-Kantçılık akımı ortaya çıktı. Bu akımın temsilcileri Almanya’da Otto Lîebmann, F.A.Lange, A.Riehl’dir. Yeni-Kantçılık Thomas Hill Green tarafından İngiltere’de yayılırken, F.H.Bradley, B.Bosanquet ve J.Mc Taggart gibi idealistler de bu akımın etkisinde kaldılar. İtalya’da ise C.Cantoni, G.-Barzelotti, A.Chiappeli, Danimarka’da Höffding bu akımın temsilcileri oldular.
Yeni-Kantçılık sistematik olarak iki okula ayrılır: “Marburg Okulu”, “Baden Okulu” veya “Güneybatı Freiburg Okulu” .Bu iki okulun haricinde ortaya çıkan, fakat son derece sınırlı bir etki doğuran yeni-eleştiricilik adıyla bilinen bir akımı daha vardır. A.Riehl, Paulsen, Maier’in bu akım ı temsil etmiştir. Bu akım gerçekçi bir yaklaşımla Kant’ı tarihsel olarak doğrulamayı amaçlamış, diğer Yeni-Kantçılardaki öznel-İdealist yorumları bir yana bırakarak “kendinde şey”i Kant felsefesinin özü olarak almışlardır. Yeni-Kantçılığın okul düzeyinde temsilcisi olan “Marburg Okulu”mın başlıca fizolofları Hermann Cohen, P.Natorp, Ernst Cassirer, K.Vorlander’dir.