Kapitalizm nedir?
Sosyalist ülkeler haricinde bulunan ülkelerin uygulamakta oldukları ekonomik sisteme kapitalizm adı verilmektedir. ABD, batı Avrupa Ülkeleri ve Japonya gelişmiş kapitalist ülkelerdir. Bu ülkeler dışında kalan ülkelerde kapitalizm daha az gelişmiştir. Kapital yani sermaye üretim sürecinde gerekli olan toprak, yapılar, makine ve madenler gibi üretim araçları ile paradan oluşmaktadır. Kapitalist sistemde işletmeler, devletten çok özel kişilerin elinde bulunmaktadır. Kapitalist adı verilen sermaye sahipleri, sermayelerini üretim sürecinde kullanır ve bu sürecin sonunda gelirlerini kar olarak elde etmektedirler.
Batıda feodalizmin çöküşü ve kapitalizmin doğuşu gerçek anlamı ile 16. Asırda gerçekleşmiştir.15. asırda ticaret, sanayi ve bankacılıktaki büyüme, kapitalizmin gelişmesine yardımcı oldu.
Adı geçen yıllarda hükümetler merkantalizm diye bilinmekte olan bir politika takip ederek kapitalizmin gelişmesine yardımcı olmuşlardır. Merkantilizm politikası, ticaret yolu ile ülkenin zenginliğini, komşularına, aldığından daha çok mal satarak zenginleşmeyi düşünüyordu. Bu yüzden ülkeye gelen yabancı malları vergilendirerek kendi kapitalist girişimlerini desteklemekte idi.
Sanayi devriminden itibaren 18. Yüzyılda üretim büyük ölçüde artış gösterdi. Sanayi Devrimi ile birlikte insan ve hayvan gücü yerine makine kullanılmaya başlandı. Çırçır ve buhar makineleri gibi buluşlar üretim yöntemlerini geliştirdi. 19. Asıra gelindiğinde merkantalizm politikası geçerliliğini yitirmiştir. Artık kendi işlerini kendileri yürütmek isteyen sermaye sahipleri devletin sanayi ve ticarete müdahale etmesine karşı çıkıyorlardı.Ülke ekonomisi üzerinde devlet denetiminin az olması ya da hemen hemen bütünüyle ortadan kalkması anlamına gelen bu uygulamaya Fransızca “ bırakınız yapsınlar” manasında olan lissez-faire denmiştir.bu düşüncenin savunucusu Adam Smith’dir.
Bu dönemin ana özellikleri, özel mülkiyet ve servetin özgür bir biçimde kullanılması en çok kar getiren sahalara yatırım yapılması ve işletmelerin birbiri ile rekabet etmesi idi. Talebin yüksek olduğu ürünlerin fiyatının arttığı, dolayısı ile kar oranlarının yükseldiği alanlara daha fazla yatırım yapan pek çok sanayiciden kimisi rekabete dayanıp büyüyebilirken bazıları da iflas etmiştir.
Girişimciler hangi maldan ne kadar üreteceğine fiyatlara bakarak karar verirler. Bu dönemde sanayiciler arasındaki rekabet üretim maliyetlerini düşüren yeni teknolojilerin gelişmesine sebep olmuştur. Kapitalizmin bu aşamasında sermayesi mevcut olmayan halkın büyük çoğunluğu çok düşük ücretler ile çalışmak zorunda kalmıştır.
19. asra gelindiğinde İngiltere tek sanayileşmiş kapitalist ülkesi durumunda idi. Bu asrın ortalarına doğru ABD, Almanya, Fransa ve Japonya gibi az sayıda ülkede de kapitalist sistem içinde sanayileşme hız kazanmaya başlamıştır. Bu asırda İngiltere’de ve sanayileşmekte olan devletlerde çalışan kitleler siyasete katılma ve örgütlenme için mücadeleye girmişlerdir. İşçilerin durumlarını iyileştirmeyi amaçlayan sendikaların kurulmasına başlanmıştır. .20. asırda kapitalist sistemde Karl Marx sosyalist düşüncelerin temellerini atmıştır. Bu düşünüre göre, kapitalizmin yerini özel sermayenin olmadığı sosyalizme bırakacaktı. Kapitalizm’de işçiler ve başka ülkelerin yoksul, fakir halkları sömürüldüğünden dolayı adil değildir.
20. asırda kapitalist sistemde devletler ekonomik olayların yönlendirilmesinde çok daha etkili olmaya başlamışlardır.
Kapitalist sistemin kaldırılmış olduğu sosyalist ülkelerde ekonomi devlet tarafından yönlendirilmiş ve yönetilmiştir. Günümüzde kapitalist ülkelerde karma ekonomi sistemi uygulanmaktadır. Karma ekonomilerde hem devlet hem de özel sektör işletmeleri mevcuttur. Devlet daha çok büyük alt yapı yatırımlarına ve toplum faydasına yönelik ama özel sektörün kar amacına uygun düşmeyen alanlara yönelmiştir.