Kemik erimesinden nasıl korunulur?
Özellikle kadınların ortak sorunu olan ve ilerleyen yaş ile birlikte kemiklerdeki kalsiyum kaybının artmasından kaynaklanan kemik erimesi, kemik yapısının güçsüzleşerek kolay kırılmaya müsait hale gelmesine neden olur. Kemik erimesi başladıktan sonra süreci tersine çevirebilecek bir tedavi olmadığından, genç yaşlardan itibaren kemik erimesi hakkında bilgi sahibi olarak korunmaya çalışmak çok önemlidir. Bunun için çocukluktan itibaren süt ve süt ürünlerinin düzenli bir şekilde tüketilmesi bir alışkanlık haline getirilmelidir. İlerleyen yaşlarda kalsiyum haplarıyla boğuşmaktansa, düzenli süt içerek kemik erimesinin etkilerini azaltmak çok daha sağlıklı bir yaşlılık dönemi geçirilmesi demektir.
Kemik erimesi ilerleyen yaş ile birlikte kadınlarda daha sık olmak ile beraber, her insanda görülen bir şikayettir. Önemli olan bu erime oranının hastalık derecesine varmamasıdır. Toplumumuzda ne yazık ki süt içme bilinci hala tam olarak oturmamış olduğundan, süt içme alışkanlığı da oluşmamıştır. Yetişkin bir insanın günde en az 2 bardak süt içmesi gerekirken, ülkemizde süt içme alışkanlığı haftada bir bardak bile değildir. Bu denli yetersiz kalsiyum alımı nedeniyle kemik erimesi hastalığı kaçınılmaz hale gelmektedir.
Menopoz dönemi sonrası hızlanan kemik erimesi nedeniyle bu risk grubundaki kadınların günde 4 bardak süt içmesi gerekmektedir. En çok kalsiyum içeren besin maddelerinden biri olan sütün haricinde, bilim adamları brokilinin de düzenli olarak tüketilmesini tavsiye etmektedir. Toplumumuzda gelişme çağındaki çocuklar haricinde düzenli olarak süt içen insan sayısı son derece az olduğundan, hastalığa yakalanma yüzdeleri de daha fazladır. Avrupa ülkelerine kıyasla 5 kat daha az süt içen bir toplum olarak, öncelikle süt içmenin faydalarını insanlarımıza anlatmalıyız.
Kemik erimesinden korunma bilincinin artması kadar önemli olan bir diğer konu da, pastörize edilmiş sütün önemidir. Sokaklardan satın alınan ve dakikalarca kaynatılarak adeta “posa” haline getirilen süt, insanlara faydadan ziyade zarar getirmektedir. Yüzlerce farklı bakteri türüne ev sahipliği yapabilen sokak sütü, birçok ciddi hastalığın kaynağı olabilmektedir. Mümkün olduğunca uzun ömürlü sütler tercih edilmeli ve süt kutusu açıldıktan sonra buzdolabında saklanarak, 3-4 içinde tüketilmelidir.