Kerbela nedir?
Hz . Osman asiler tarafından öldürülmesinden sonra Hz Ali İslam devletinin başa geçti. Hz. Osman’ı halife kabul etmiş olanların büyük bir bölümü onun katilini bulana kadar Ali’yi halife olarak kabul etmeyeceklerini belirttiler ve Müslüman toplumu ilk kez bu dönemde iç savaşa sürüklendi. İslam Devleti, Ali ve Muaviye önderliğinde istenilmedik bir şekilde ikiye bölündü. Hz. Ali, 661 yılında Haricilere mensup Abdurrahman ibn-i Mulcem adındaki zat tarafından gerçekleştirilen bir suikast ile hayatını kaybetti ve iktidar tam olarak 20 yıllığına Hz. Ali’nin düşmanı Muaviye’nin eline geçti.
Kerbela Katliamı İslam tarihinde Miladi takvime göre 10 Ekim 680 tarihinde Hicri Takvim’e göre ise 10 Muharrem 61 tarihinde, bugünkü Irak sınırları içinde bulunan Kerbelâ şehrinde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in torunu Hüseyin bin Ali’ye bağlı küçük bir grup ile Emevi halifesi I. Yezid’e bağlı olan büyük bir ordu arasında yaşanmış olan bir olaydır.Bu olay Kerbela’da cereyan etmiş , aralarında çocuk ve kadınlarında da olduğu Hz. Hüseyin ve taraftarları şehit edilmişti.
Hz. Muaviye’nin ölümünden hemen sonra oğlu Yezid’in halife olmasına başta Hz. Ali tarafından yönetim merkezi seçilen Küfe’deki halk olmak üzere Müslümanlar çok büyük tepki göstermişti. Şura ve seçim sistemi terk edilerek Yezid’in halife olması Müslümanlar arasında ayrılıkların başlayacağının habercisi idi. Öncelikle Dört halifenin sonuncusu olan Hz. Ali’ye sıkı sıkıya bağlılıkları ile bilinen Küfe halkı oğlu Hz. Hüseyin’e bir mektup yazarak onu Küfe’ye davet etmişlerdi. Emeviler döneminde İslam dünyasının başkenti değişmiş ve Şam’ın başkent seçilmesi ve fetihlerin bu merkezden yönetilmesi eski başkentin gelirlerinde oldukça fazla azalmaya sebep olmuş ve bu şehir siyasi önemini kaybetmişti.
Hz. Ali’ye bağlılığı ile bilinen ve dönemin önde gelen adamlarından Müslim bin Akil ve Hani bin Urve Küfe’ye yeni atanan Ubeydullah tarafından öldürülmesi Müslümanlar tarafından büyük tepkilere neden olmuştu. Hz. Hüseyin özellikle Abdullah bin Abbas tarafından Küfe’ye gitmesinin tehlikeli olacağı konusunda uyarılmış hatta bazı kaynaklara göre dönemin en önemli şairlerinden Ferazdak “Küfe’ye sakın gitme, onların gönlü seninle ancak kılıçları Ümmeyye oğullarıyla olacaktır” demişti.
Hz. Hüseyin ile Emevi ordusu arasında başlayan savaş Bağdat’a yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta bulunan Kerbela diye adlandırılan bölgede başladı. Savaş başlamadan hemen önce küçük bir grup Hz. Hüseyin’iin saffını terk ederek Emevi valisi Ömer bin Saad’ın tarafına geçtiler. Savaş önce düello şeklinde basşladı.Hz. Hüseyin önce Temim bin Kahta ismindeki zat ile savaştı. Temim’i bir kılıç darbesiyle öldürdü. Daha sonra ise Arap dünyasının korkulan savaşçısı Zeyd bin Ebtahi’yi bir darbe ile ikiye böldü.
Hüseyin’in taraftarlarından ilk olarak Hz. Hüseyin’in ve babası Ali bin Ebu Talib’in yakın arkadaşları Yezid ile dövüştüler ve birer birer hayatlarını kaybettiler. Bunlardan sonra Hüseyin’in akrabaları canla başla dövüştüler. Bu sırada ölenlerin arasında Hüseyin’in oğlu Ali Ekber, kardeşi Hasan’ın oğlu Kasım, da vardı. Bu arada Yezid’in ordusu da oldukça fazla kayıp vermişti.
Emevi ordusu ilk olarak Hz. Hüseyin’i korumaya çalışan taraftarlarını öldürdü geriye sadece Hz. Hüseyin kalınca da Ömer bin Saad’ın emriyle onun üzerine doğru hareket ettiler. Birkaç bin piyadeden oluşan ve 500 okçudan meydana gelen büyük bir güvenlik kuvveti Hz. Hüseyin’in taraftarlarının ve ailesinin çevresini sardı. Hz. Hüseyin ve beraber hareket ettiği 72 kişi bu esnada öldürüldü. Hz. Hüseyin’in ve beraber öldürülenlerin başları vahşice kesilerek önce Küfe’ye sonra da Şam’a gönderildi.
Kerbelâ’da yaşanan bu trajedik olaylar her yıl Şiîler ve Alevîler tarafından muharrem ayında muharrem orucu tutmakla beraber ayrıca törenler şeklinde, bazı Sünni Müslümanlar tarafından da tören yapılmaksızın sadece mevlit okutularak anılır. Bu törenler esnasında konuşmalar yapılır, tiyatro canlandırılır ve ağıtlar yakılır. Hüseyin’in neden hayatını feda ettiği değişik biçimlerde özellikle vurgulanır.