Kervansaray nedir?
Selçuklu tarihi ile birlikte anılan mimari yapılar olan kervansaraylar, Orta Asya’da 10. yüzyıldan itibaren yapılmaya başlanmıştır. Kervan hanı olarak da anılan kervansaraylar dönemin en önemli uluslararası ticaret unsuru olan İpek Yolu’nu kullanan ticaret insanları için önemli bir mola yeri haline gelmiştir. Kısa süre içinde yerel halkın da ilgisini çeken bu mimari yapılar birçok Türk toplumu tarafından kabul görmüş ve şöhreti Anadolu topraklarına kadar ulaşmıştır. İlk aşamada askeri bir yapı olarak düşünülen kervansarayların oldukça etkili bir ileri karakol olacağı düşünülse de, kısa süre içinde kervan ticaretinin en önemli uğrak noktası haline gelen bu yapılar büyük bir gelir kapısı olmuştur.
10. yüzyıl sonrasında İpek Yolu’nu çok etkili bir şekilde kullanan ve büyük kar elde eden Türk toplumları için kervansaraylar daha da önemli yapılar haline gelmiştir. Müslüman tüccarların yol üstünde rahat ve “güvenilir” bir yerde mola vermesini sağlayan kervansaraylar ayrıca dini ihtiyaçların karşılanmasını da sağlamıştır. İçerisinde mescitten kütüphanelere, yemek salonlarından hamamlara, ağırlardan dükkanlara birçok farklı yapının bulunduğu kervansarayların günümüzün “AVM” kültürünün temelini oluşturduğu dahi söylenebilir. Selçuklular tarafından ticaret yolları üzerindeki stratejik noktalara kurulan kervansaraylar gerek Müslümanlar gerekse de gayrimüslimler için akşam saatlerinde güvenli konaklama anlamına gelmekteydi.
Selçuklular ticaret yollarını kullanan tüccarların tüm ihtiyaçlarını düşündüğünden, kervansarayları da belirli hesaplamalar ile inşa etmiştir. Kervansarayların ticaret yolları üzerindeki konumları üzerine araştırma yapan tarihçiler, Selçukluların tüm kervansarayları belirli mesafe aralıkları ile yaptığını görmüştür. Zira Selçuklu kervansaraylarının arasındaki mesafe, deve yürüyüşü ile 19 saatlik yola denk gelmektedir. İlgili dönem şartlarında ticaret yapan tüccarların büyük bir çoğunluğu mallarını deve ile taşıdığından, deve yürüyüşünün esas alınması son derece akıllıca bir düşüncedir. 19 saatlik deve yürüyüşünün mesafe olarak karşılığı ise yaklaşık olarak 40 kilometreye denk gelmektedir. Bu nedenle Selçukluların her 40 kilometrede bir kervansaray inşa etmesi, dönemin uluslararası ticaret ağının işlevsel biçimde kullanılması açısından büyük öneme sahiptir.
Barış zamanlarında çevrenin en önemli ticaret merkezi olarak büyük kar getiren kervansaraylar, herhangi bir savaş durumunda ise yüksek duvarları ile oldukça korunaklı bir kale görevi de görmekteydi. Savaş dönemleri düşünülerek inşa edilen kervansaraylar ayrıca kurulduğu bölgenin coğrafi şartlarına ve iklimsel özelliklerine de uygun olarak yapılırdı. Selçuklu kervansaraylarının yazlık kullanım için inşa edilen türlerinin orta bölümünde geniş bir avlu bulunurdu. Kapalı olarak yapılan ve daha çok kışlık kullanıma uygun olan kervansaraylar haricinde hem kapalı bölümleri bulunan hem de avlulu bir yapıya sahip olan karma kervansaray türleri de bulunmaktadır.
Rahnansaika