Kil nedir?
Kırmızı tonlarından koyu sarı tonlarına kadar birçok farklı renkte bulunan kil, bileşimindeki yanıcı maddelerin içeriğine bağlı olarak renk alan bir maddedir. İçerisinde birçok farklı bileşik bulunan mineral yapılı maddelerden olan kil, kimyasal yapısı nedeniyle su çekme özelliğine sahip olan bir maddedir. Kilin sürekli olarak nemli bir yapıya sahip olması da bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Kil genel olarak sulu alüminyum silikatlardan oluşur. Dünya genelinde oldukça geniş bir coğrafyada kil bulmak mümkün olsa da, saf yapıda kile rastlamak oldukça güçtür ve kullanılan killerin tamamına yakını farklı maddelerle karışmıştır. İçinde en çok silis, demir oksit, mika, kalker gibi maddeler bulunmasına karşın eser miktarlarda birçok farklı bileşiğe de rastlanmaktadır. Kil düşük sıcaklıklara maruz bırakılması halinde emdiği suyu kaybetmesi ve giderek sertleşmektedir. Bu uygulama ile öğütülerek toz haline getirilen kil, daha sonra suyla karıştırılmak üzere saklanabilmektedir.
Günümüzde saç dökülmelerinden cilt bakımına birçok dermatolojik uygulamada kullanılsa da kil yüzyıllar boyunca çeşitli eşyaların yapımı için kullanılmıştır. Metal oksitlerle karışık hale bulundukları için doğal olarak bir renge sahip olan killerin pembeden mavimsi griye, siyaha çalan koyu tonlardan sarıya oldukça farklı renklere sahip olması mümkündür. Ayrıca yapısındaki oksitlerin yüksek ısıda renk değiştirilmesi, kilin şekil verildikten sonra sertleşme için pişirilmesi halinde renginin de değişmesine sebep olabilmektedir. Bu doğrultuda her kilin pişirildiğinde renginin de aynı kalacağını söylemek mümkün değildir. Kilin en büyük özelliği, hamur olarak hazırlandıktan ve bu hamura şekil verildikten sonra kurutulması haline aldığı şekli muhafaza etmesidir. Kilin yüzyıllar boyunca birçok farklı amaç için kullanılmasını sağlayan bu temel özelliğini sadece su sağlamaktadır. Buna kilin “kohezyon” özelliği denmektedir.
Kil kuruduğu zaman aldığı şekli koruduğu gibi aynı zamanda oldukça kolay bir biçimde şekil verilebilme özelliğine de sahip olan mineral yapılı bir maddedir. Zira kile “doğru oranda” su eklenmesi halinde kil hamuruna şekil vermek de oldukça kolay bir hale gelmektedir. Buna da kilin “plastisite” özelliği denilmektedir. Tıpkı kilin kuruduğunda şeklini korumasını sağlayan kohezyon özelliğinde olduğu gibi, kolayca şekillendirilmesini sağlayan plastisite özelliği de yalnızca suya bağlıdır. Kile daha kolay bir biçimde şekilde verilmesi için kil hamuruna su dışında hangi madde eklenirse eklensin, hamurun suyla karışması halinde sahip olduğu plastisite özelliği görülmemektedir. Bilim insanları kilin bu ilginç plastisite özelliği üzerinde çeşitli çalışmalar yapmış ve deneylerinde amonyak, aseton, alkol, gaz karışımları gibi farklı maddeler kullanmıştır ancak yine de su dışındaki hiçbir madde ile kile istenen kolay işlenebilme özelliği kazandırılamamıştır.