Kinaye sanatı nedir?
Kinaye bir beyitte bulunan ya da şiirde yer alan sözcüğün, gerçek anlamından başka herhangi bir benzetme amacı güdülmeden mecazlı olarak kullanımıdır. Kinaye sanatı içinde gerçek anlamı verilen bir sözcüğün mecaz anlamı kastedilmektedir. Bu açıdan kinaye, örtülü anlatımdır. Bunun iki unsuru bulunmaktadır. Bunlar;
Meknî (mükennâ) bih: Sözcüğün içindeki asıl ve gerçek anlamda olan unsurdur. Buna kinayede denmektedir. Kinaye sanatı adını buradan alır.
Meknî (mükennâ) anh: Sözcüğün içinde geçmeyen ancak anlam açısından işaret edilen unsurdur.
İlk unsur örten anlamında, ikinci unsurda örtülen anlamında olduğundan sanatın adı kinaye olarak belirlenmiş. Yani söz içinde saklanan ancak bazı ipuçları ile işaret edilen anlamın bulunması gerekecektir.
Kinayede kastedilen anlamı bulmak için şairin ipucu vermesi gerekir. Ancak verilen ipucu engelleyici ipucu olmamalıdır. Böyle olursa bu sanat kinaye değil istiare olacaktır.
Dilimizde kinayeli olan çoğu sözcük artık kalıplaşmıştır. Bunun ilginç tarafı ise, bunun hemen hemen bütün dillerde aynı şekilde meydana gelmiş olmasıdır. Örneğin, eli açık dendiğinde, elini sürekli açarak gezen birisini kastedilmez. Bu kinayeli olarak cömert olan kişiyi temsil etmektedir. Bunun sebebi ise insanların para vermek amacıyla ellerini açmasına dayanmaktadır. Burada iki manada anlamlı olurken gerçekte sözün mecaz anlamı kastedilir.
Kinaye ve mecaz arasındaki fark
Kinaye, mecaz sanatları içinde kullanılmakta ve mecazlı anlatımla anlaşılır. Ancak kinayeyi mecazdan ayıran noktalar vardır. Mecazda sadece sözcüğün mecazi anlam kastedilmektedir. Kinayede ise sözcükte hem gerçek anlam, hem de mecaz anlama göre anlatılan ifade doğrudur. Çünkü aynı istiarede olduğu gibi gerçek anlamın kastedilmediğini gösteren herhangi bir engelleyici mana bulunmamaktadır. Örneğin konuda geçen senin için yanıyorum ifadesi içinde yanmak mecazi olarak kullanılmıştır. Çünkü kişinin gerçekten yanması, alev almış olması olanaksızdır.
Kinaye ve istiare arasındaki fark
İstiare konusunda önemli üç unsur bulunmaktadır. Bunlar;
Sözcüğün gerçek anlamının dışında kullanılarak, gerçek anlamı dışındaki bir nesne ya da kavramla eşleşmesi
Sözcük ve sözcüğün temsil ettiği istiare anlamının arasında metinde ya da dizede sözcüğün gerçek anlamında kullanılmasına herhangi bir engel teşkil edecek algı olmamalı.
Sözcük zayıf ya da güçlü bir benzetme amacında olmalı.
İkinci unsurda engelleyici bir anlam bulunmaktadır. Bu mana sözün gerçek anlamı kastetmediğini ortaya koyar. Bu durum istiare sanatı ile mecazı birbirine yakınlaştırır.
Kinaye sanatında hem gerçek, hem de mecaz anlam açısından ifade anlamlı olur. Örneğin konuda hamama giren terler ifadesi gerçek anlamda hamamın sıcağının insanın terletebileceği, mecaz anlamının ise, bir amaç uğruna yaşamda bazı engellerin olabileceğini belirtir.
Kinaye neden yapılır?
Kinaye kelime anlamıyla örtülü anlatımdır ve kinaye Arap edebiyatından kaynaklanır. Önceden insanların gerçekten saygılı ve düşünceli olduğu dönemlerde, iyilik gören bir kişi kendisine iyilik yapanın adını anma yerine onu dolaylı olarak tarif edermiş. Bunun gibi isminin yahut eşkâlinin açıklanmasından korkan kimseler ya da anlatıcıyla arasında gönül bağı bulunanlar hakkında konuşulurken, sel verilir sır verilmez gibi dolaylı bir anlatım ifadesi kullanılırmış. Kinayeli ifadelerin zaman içinde daha da yaygınlaşması, toplumda ayıp kabul edilen terimlerde kullanılmaya başlanmıştır. B unda dinin de etkisi vardır.
Kinaye türleri nelerdir?
Kinaye-yi Karibe: Bu tüdekir kinayede sözün başka bir anlama gelmesi olanaksızdır. Sözün anlamı nettir.
Kinaye-i Ba’ide: Bu türdeki kinayede ise sözün anlamı gizlenmektedir.
Ayağı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanın
Zevk u şevk ile verir cân u seri döne döne (NECATİ)
Burada “döne döne can vermek” ifadesi kinayeli bir anlatım olmaktadır.
Leb-i la’line sanmam hat gelip hüsn ü baha gitti
Bana bir âşık olsa demeden ağzında tüy bitti (CEMALİ)
Burada “Ağzında tüy bitti” ifadesi de kinayeli bir anlatımdır.