Kırsal kesimin siyasete bakış açısı nasıldır?
Siyaset Türkçe bir kelime değildir. Arapçadan dilimize geçmiştir.Siyaset kelimesi Arapça seyis (At Bakıcısı) kelimesinden türemiştir Siyaset; toplum yönetimi ile ilgili olayların bütününü inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.
Siyaset; kişilerin, günlük yaşamda karşılaşılan ve günlük hayatı çeşitli türlerde etkileyen olaylara mücadele- müdahale olarak da tanımlanabilir. Toplumu ilgilendiren her konudan siyaset kendisini sorumlu tutar. Bir vatandaşlık bağıyla bir ülkeye bağlı olmak o ülkenin siyasetiyle doğrudan bağlantılı olması amacı doğurur. Bu pencereden baktığımızda her birey bir siyasi kimlik taşır diyebiliriz.
Siyasetteki asıl hedef günlük yaşantıda karşılaşılan problemlere çözüm bulmak ve bu yönde gayret sarfetmektir. Türkiye’de asıl amaç çözüm üretmekten çok bireysel faydalara dönüşmüş durumdadır. Türk toplumunun siyasete bakış açısı toplumsal gruba göre değişkenlik gösterebilmektedir. Toplumu bu noktada kentsel ve kırsal toplum olarak ikiye ayırıp olaya öyle bakmak hiç de yanlış olmaz.
Kentsel toplum ile kırsal toplumun siyasi yönelimleri birbirine paralellik göstermemektedir. Özellikle ülkemiz de kırsal kesimin daha muhafazakâr bir eğilim içerisinde olduğunu görmektedir. Olaylara daha yüzeysel bir bakış açısıyla yanaşmaktadırlar. Çünkü onlar küçük çevrelerinden ibaret bir dünyaları vardır. Her ne kadar televizyondan siyaseti takip etmeye çalışsalar da olayları algılayıp yorumlamakta yeterince başarılı oldukları söylenemez. Kırsal kesim için liderin icraatlarından çok hitabı ve yaklaşımı daha çok önem arz etmektedir. Tabi bunu genelleştirmek çok doğru olarak görülmeyebilir. Ancak şu ana kadar yapılan seçimler incelendiğinde bu sonuca ulaşmak hiçte zor değil. Burada sorun kırsal kesimde yoksa onlara hitap edemeyen sol kesimde mi? Bunun iyi tahlil edilmesi gerekir. Siyasetçiler her kesimle kucaklaşmadıkları müddetçe toplumda sadece kendilerini ortaya çıkaran kesime hitap ederler.
Kırsalda yaşayan bir vatandaş için eğitim sisteminin 4+4+4 olmasının herhangi bir anlam ifade ettiğini söylemek güçtür. Bu sistemin başarısızlığının o bireyin tercihi üzerinde belirleyici olacağını zannetmiyorum. Yine bu birey için sağlık sektöründe getirilen tam gün yasasının başarısızlığının da bir önemi yoktur. Onun için önemli olan tuttuğu partidir.
Kırsal kesimin oy tercihi etkileyen en önemli unsurlardan biride babadan oğla geçen parti taraftarlığıdır. Burada bir gelenekselleşmeden bahsetmek mümkün. Kırsal kesimde siyasi eğiliminin değişmesi ancak destekledikleri partinin büyük bir çöküş yaşamasıyla gerçekleşebilir. Bunun dışındaki hiçbir olumsuz sebep onlar için vazgeçilme nedeni değildir.