Kızamık aşısı nedir?
Kızamık aşısı kızamık hastalığına karşı korunmak için yapılan hastalık yapıcı etkisi azaltılmış canlı bir virüs aşısıdır. Kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşısıyla birlikte 1971 yılında tek aşı olarak KKK uygulanan aşıya, 2005 senesinde su çiçeği aşısı da dahil edilmiştir. İlk zamanlarda tek doz olarak uygulanmış olan aşı, 1989 yılından itibaren 2 doz olarak uygulanmaya başlanmıştır. Tek dozla % 95 oranında koruyuculuk sağlarken, iki doz olan uygulamayla % 99,7 oranında koruyuculuk elde edilmiştir. Ülkemizde ise 1998 yılından itibaren 2 doz olarak yapılmaktadır. Aşı deri altında olan yağlı dokuya zerk edilmektedir. Çocukların kızamık aşısı yapılarak, hastalıktan korunmaları sağlanmalıdır.
Kızamık aşısı ne işe yarar ve ne zaman uygulanmalıdır?
Yapılan aşıyla vücuda verilen virüs nedeniyle bağışıklık sistemi antikor adı verilen koruyucu proteinleri üretir. Aşı uygulanan kişi daha sonraki yaşlarında bu virüsle karşılaşsa da, kızamık hastalığına yakalanmaz. Aşının ilk dozu çocuklar 12 aylıkla 15 aylık olduklarında, ikinci dozu ise okul öncesi döneminde 4-6 yaşlarında uygulanır. Bazı durumlarda iki doz birer ay arayla uygulanabilir. Bazı riskli geri kalmış ülkelerde ise çocuklar 6-9 aylık olduklarında uygulanır.
Kızamık aşısı daha erken dönemde yapılırsa sakıncalı mıdır?
Aşının 9 aylıktan sonra yapılmasının sebebi, bebeğin daha önceden kızamık geçiren anneden aldığı antikorlarla bu sürede bağışıklık kazanmasındandır. Bu etki en az 9 ay süreyle bebekleri korumaktadır. Aşının çocuklara daha önce yapılması durumunda, anneden bebeğe geçen antikorların aşının etkili olan bağışıklığını engellemesi mümkündür. Bu yüzden aşı 2 doz olarak uygulanır. Bu aşı sadece çocuklara değil, daha önceden kızamık hastalığını geçirmemiş ve aşılanmamış olan her yaştan kişiye uygulanabilir. Yetişkinlere yapılan aşı da, çocuklara yapılan gibi aynı özellikleri taşır.
Kızamık aşısının etkinliği ne kadar sürmektedir?
Uygulanan aşıda ilk dozun koruma oranı yaklaşık % 95 tir. Bunun sebebi aşının taşınması sırasında ve saklanmasında oluşabilecek olumsuzlukların olması ya da aşıyla yeteri kadar bağışıklık elde edilmediği içindir. Bu nedenle 2. doz aşı uygulanarak, aşının koruyuculuk etkisi arttırılır. Bu 2 dozdan sonra yeteri kadar antikor oluşturamayan kişiler % 0,3 oranında olabilir. Aşı uygulanacak kişi daha önceden kızamık hastasıyla temas ederse, bu temasın üstünden 3 günden daha az süre geçmişse, aşı yapılabilir. Ancak bu sürenin daha uzun olmasında, kızamık gamaglobülini uygulanmalıdır. Aşının sonrasında döküntü olursa, bunun bulaştırıcılık özelliği olmaz.
Kızamık aşısının komplikasyonları nedir?
Aşının en fazla yaşanan yan etkisi ateşin olmasıdır. Bazı kişilerde kızamığa benzer döküntü ve lenf bezlerinde şişkinlik olabilir. Bu etkilerin olması genellikle aşının yapılmasından sonraki 7-12 günde ortaya çıkar. Yetişkin kadınlara uygulanırsa % 25 oranında eklem ağrıları olabilir. Ayrıca aşı olanların çok az kısmında 5-12 günde kalıcı olmayan havale olabilir. Ailede genetik olarak havale olan kişilerde bu risk daha fazladır. Aşıdan sonra 2 ay içinde trombosit azalması olabilir. Bu genellikle geçici bir durumdur. Bu sorun yaratmasa bile kanamalara sebep olabilir. Bu etkilerden başka nadir olarak kişilerde sarılık, koma, uzun süreli olan havale, şuur kaybı ve kalıcı beyin hasarı olabilir. Ancak bu etkilerin tamamen kızamık aşısıyla ilgili olduğu belli değildir.
Kızamık aşısı kimlere uygulanmaz?
Ateşi yüksek olan kişiler, tüberküloz, zatürre gibi enfeksiyon hastalıkları olanlar, bağışıklığı baskılayıcı hastalıkları olan kişiler, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kanlarında trombosit miktarı eksik olanlar, kemoterapi ve radyoterapi uygulananlar, yüksek kortizonlu bazı ilaçları kullanan kişilere aşı uygulanamaz. Ayrıca aşı canlı virüs aşısı olduğundan, gebe olanlar bu aşıyı olmamalıdır. Aşı uygulanan kadınlar, aşıdan sonra en az 4 hafta geçmeden gebe kalmamalıdır. Emziren kadınların aşıyı olmasında bir sakınca yoktur. Alerjik yapısı olanlarda aşının uygulanmasının bir sakıncası yoktur. Ancak aşı içeriğinde olan jelatine ve neomisine duyarlılığı olanlara yine de aşı yapılmamalıdır. Ayrıca ilk dozdan sonra anaflaksi geçirenlere 2. doz aşı uygulanmamalıdır. Yumurtaya karşı anaflaksi alerjisi olanlarda aşıyı takiben gırtlak ödemi, nefes alma zorluğu, bayılma, şişkinlik gibi etkiler varsa aşı uygulanmamalıdır. Yumurta yedikten sonra hafif kızarıklık ve kaşıntı gibi etkileri olan kişilere aşı uygulanabilir. Bunun yanında kan nakli olanlar ve immünglobulin tedavisi gören kişiler en az 3 ay süreyle aşı olmamalıdır. Bunun nedeni bu kişilerin bu sürede yeteri kadar antikor üretimi yapamayacaklarındandır. Ayrıca daha önceden kızamık aşısı yapılmış birine, farkında olmadan aşının tekrar yapılmasının bir sakıncası yoktur.