Kleptomani nedir?
Kleptomani; ihtiyaç duyulmadığı halde, sadece içsel dürtüler nedeni ile oluşan çalma isteğine karşı konamadığı için hırsızlık yapılması şeklinde kendini belli eden bir tür psikiyatrik bozukluktur.
Kleptomanların çoğunluğunun kadınlar olduğu ileri sürülse de elde edilen verilerin, tüm vakaları yansıtma olasılığı düşük olduğundan, bu sonucun da güvenilirliği çok fazla değildir. Zira, toplum içinde, hanelerde gerçekleşen kleptomaniler kayıtlara yansımamakta, daha çok mağazalarda güvenlik kameralarına yakalananlar şeklinde bir durum tespiti yapılabildiğinden, kayıt altına alınan olayların tüm olaylar içindeki payının oldukça düşük olduğu düşünülmektedir.
Kleptomanlığın nedeni tam olarak bilinenemektedir. Bu yönde bir eğilim gösterilmesine neden olan geçmiş öykünün ne olduğu bir psikiyatr gözetiminde gerçekleşecek terapiler ile ortaya çıkarılmalı, mümkün olduğunda o nedenler yok edilmelidir. Zira, kleptomani bir şekilde kişinin içsel dürtülerine karşı koyamamasının sonucudur. Önemli olan içsel dürtülerin oluşmasına ve tetiklenmesine neden olan olay ya da uyaranın ortaya çıkarılmasıdır.
Bazen gerçek hırsızlık vakalarında, suçlular kleptoman olduklarını ileri sürebilmektedirler. Ancak, kleptomanlar bir ürünü ihtiyaç duydukları için değil, çalma dürtülerini tatmin için gerçekleştirdiklerinden, gerçek hırsızlıktan farklı olarak ihtiyaç duymadıkları bir ürünü çalarlar, çaldıktan sonra artık dürtüler tatmin olduğu için çaldıkları ürünü genelde atarlar.
Bazen kleptomaninin ileri derecede bir psikiyatrik bozukluk olmadığı vakalar da yaşanabilmektedir. Sadece heyecan, gizli birşey yapmanın korku dolu hazzını yaşama isteği ile kişiler yine ihtiyaç duymadıkları halde hırsızlık yapabilmektedirler. Bu ve benzeri daha basit tabir edilebilecek vakalara karşı annelerin, babaların ve eğitimcilerin dikkatli olması, konunun zamanında farkedilmesi ve uzmanlar gözetiminde gerekli müdahalelerin yapılması sağlanmalıdır.
Ne amaçla olursa olsun bir başkasının eşyasının onun izni olmaksızın kullanılmasının mümkün olmadığı yönündeki terbiye de çocuklara küçük yaşta kazandırılmalıdır. Aynı şekilde kendi eşyaları üzerinde de hakları olduğunu anlayacaklarından bu kurala çocuklar büyük oranda severek riayet etmekte, içgüdüsel olarak bu normu öğrenmiş olmaktadırlar.