Koalisyon hükümeti nedir?
Koalisyon tek bir partinin yeteri kadar oyu alamadığı durumlarda ve en çok sandalyeye sahip olma koşulu ile bir başka parti ya da partiler ile birlikte hükümet kurmasıdır. Kurulan bu hükümete koalisyon hükümeti denilmektedir. Bu hükümet tarzı çok tercih edilen bir tarz olmamakla birlikte ömrüde çok uzun olamamakta ve en kısa zamanda erken seçime gidilmektedir.
Böyle bir durum hasıl olduğunda yani bir parti hükümet kurmak için gerekli oyu alamadığında, meclisten güvenoyu alabilmek için bir başka parti ya da gruplarla (bağımsızlar) anlaşma yoluna gider ve bir ortak hükümet kurulur. Koalisyon hükümetlerine daha çok seçimlerde nispi temsil sistemini benimsemiş ülkelerde rastlanmaktadır. Çoğunluk usulüne dayalı olan seçim sisteminde bir parti parlamentoda salt çoğunluğu kolay bir şekilde elde ederek kendi hükümetini kurabilir ve güvenoyu alabilir. Partilerin ülke genelinde almış oldukları oy oranlarına yakın oranlarda parlamentoda temsilini sağlamakta olan nispi temsil usulünde ise çoğu kere koalisyon hükümetlerinin kurulması kaçınılmaz olmaktadır. Aslında geçici bir çözüm olmamaktadırlar. Ülkede iktidar boşluğunun kısmen önüne geçilmektedir.
Koalisyon hükümetlerinin en önemli sakıncası, karmaşık ve kırılgan çoğunluklara dayalı olmalarından dolayı göstermiş oldukları istikrarsızlıktır. Koalisyon kabinelerinin birbirini takip etmiş olduğu 1980’ler ve 1990’lar İtalya’sı bunun en tipik örneklerindendir. Ama bu ülkedeki demokratik kurum ve geleneklerin gücü siyasal rejimin sürekliliğini sağlayabilmesine imkan tanımıştır. Koalisyon hükümetleri ülkemizde rejimin sürekliliğini sağlamakta ancak güçlü bir hükümetin varlığından söz etmek mümkün olmamaktadır.
Koalisyon hükümetlerinin sağlayabileceği en önemli fayda ise, ülkedeki değişik siyasal eğilimleri yönetim katına da yansıtmış olmaları, bunlar arasında demokratik uzlaşma alışkanlıkları ortaya çıkarması, dolayısıyla siyasal kutuplaşma ve gerginlikleri emici bir özelliğe sahip olmasıdır.
Avrupa’da Almanya, İtalya, İskandinav ülkeleri, Fransa, Avusturya ve İrlanda, bunlar dışında ise Türkiye, Japonya, İsrail, Pakistan ve Hindistan uzun yıllar boyunca koalisyon hükümetlerince yönetilmişlerdir. İsviçre 1959-2008 arasında yaklaşık olarak yarım yüzyıla yakın bir süre Sihirli Formül (formule magique) adı verilmiş olan ülkedeki dört büyük siyasi partinin katıldığı koalisyon tarafından yönetilmiştir. İsviçre bu yönetim ile adeta bir mucizeye imza atmıştır. Kutuplaşmalardan söz edilememiştir.
Türkiye’de milletvekilliklerinin partilerin oy oranı ile çakışacak şekilde paylaşılmasını sağlayan nispi temsil sisteminin kabulünden sonra 1965 yılına değin kurulmuş olan koalisyon hükümetleri güçlü ve istikrarlı bir yürütme organının oluşabilmesini zorlaştırmıştır. Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümeti 20 Kasım 1961 tarihinde İsmet İnönü başkanlığında Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisi arasında kurulmuştur. 1961-1965 yılları arasında koalisyon hükümetleriyle geçen bir dönemden sonra nispi temsilde milli bakiye uygulamasının kaldırılıp onun yerine d’Hont sisteminin getirilmesinden sonra 1965-71 yılları arasında tek parti çoğunluğuna dayalı hükümetler kurulabilmiştir.
Ancak 12 Mart 1971 askeri müdahalesi ile başlamış olan ve 1973 yılına kadar süren “ara rejim” döneminde, tarafsız başbakanların kurmuş olduğu ve parlamentoda geniş bir çoğunluğa dayanan partiler üstü koalisyon hükümetleri işbaşına getirilmiştir. 1973 ve 1977 seçimlerinde parlamentoda hiçbir partinin tek başına yeterli çoğunluğu sağlayamamasından dolayı başvurulan koalisyon modelleri, 12 Eylül 1980 Darbesinin gerekçelerinden birini oluşturan siyasal istikrarsızlığın başlıca sebeplerinden biri olarak görülmüştür. Erbakan ile Ecevitin kurmuş olduğu hükümet 1974 yılında Kıbrıs Barış harekatı’na imza atmayı başararak, koalisyon hükümetlerinin istenildiği zaman başarılı olabileceğini, ortak hareket edebileceğini göstermiştir.
Askeri yönetim döneminden hazırlanmış olan seçim yasasının öngördüğü barajlı d’Hont sistemi 1983 ve 1987 yıllarında tek parti hükümetlerinin kurulabilmesini sağlamıştır. Bu dönemde seçim sistemi büyük partileri daha da güçlendirecek şekilde birkaç kez daha düzenlenmiştir. Ama aynı seçim sistemiyle 1991 yılında kurulmuş olan Doğru Yol Partisi-Sosyal Demokrat Halkçı Parti hükümeti, sağın ve solun iki büyük partisini olağan rejim koşullarında ilk kez bir araya getirmesi bakımından Türkiye için yeni bir deneyim olmuştur. İki zıt fikir hükümet kurma başarısı göstermiştir.
Bununla birlikte bilhassa 1991-1999 yılları arasındaki 28 Şubat Süreci olarak bilinen “ara rejimin” de dahil olduğu dönemde Türkiye 8.5 yılda 8 farklı koalisyon ya da azınlık hükümeti tarafından yönetilmiştir. 1999 yılında yapılan genel seçimlerden sonra Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi tarafından kurulmuş olan 57. Hükümet, Türkiye tarihinin en geniş tabanlı koalisyon hükümetlerinden biri olmasına rağmen hükümete üye partiler arasındaki anlaşmazlıklar karar verme sürecini son derece yavaşlatmıştır. 2002 genel seçimleri Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tek başına iktidara gelmesinde istikrarsız koalisyon hükümetlerinin çok büyük etkisi olmuştur.