Koçi Bey kimdir?
Ünlü Koçi Bey Risalesi’nin yazarı Koçi Bey Sultan IV. Murat ve kardeşi Sultan I. İbrahim’e sunduğu risâleleri ile tanınan 17. yüzyıl Osmanlı tarihçi ve devlet adamıdır.Gerçek adının Mustafa olduğu ve “Koçi” adının ise lakabı olduğu belirtilmektedir. Bazı kaynaklarda da lakabı “Koca” ve “Kuçi” olarak da geçmektedir. Doğum tarihi, hayatı ve ölüm tarihi hakkında kesin bilgiler elimizde bulunmamaktadır. Kardeşinin Rus Çarlığı’nda Koçi Bey’in Osmanlıda yaptığı gibi yüksek danışmanlık yaptığı bildirilmektedir.
Hangi tarihte doğduğu kesin olarak bilinmeyen Koçi Bey, bir yönetim bilimcisi ve uygulamacısıdır. Koçi Bey, Arnavut asıllı bir devşirmedir. Koçi Bey gençlik döneminde İstanbul’a getirilmiş ve Saray-ı Hümayun’a alınmıştır. Sultan I. Ahmet devrinden Sultan IV. Murat devrine kadar Enderun’da bazı görevlerde bulunmuş, daha sonra ise Hasoda’ya alınmıştır. Hasoda’da hem Sultan Murat’a hem de Sultan İbrahim’e sır arkadaşlığı ve danışmanlık yapmıştır. Bağdat Seferine iştirak ettiği bilinmektedir. Sultan İbrahim devrinden sonra emekliye ayrılmış olan Koçi Bey doğum yeri olarak gösterilen Göriçe’ye dönmüştür.
Koçi Bey’in kişiliği hakkında kaynaklarda yeteri kadar bilgi bulunmamaktadır. Ancak yazmış olduğu risalelerden onun kişiliği hakkında bazı değerlendirmelerde bulunmak mümkündür. Bu risaleler Koçi Bey’in, Osmanlı toplumu ve kurumları hakkında geniş bir bilgiye ve bu bilgiyi tahlil edebilme yeteneğine ve eğitimine sahip olduğu gösteren en önemli delillerdir. Osmanlı devlet teşkilatını ve o dönemde meydana gelen dönüşümü tanımlarken son derece iyi bir gözlemci, alternatif çözüm yolları önerirken de iyi bir danışman olduğu kabul edilmektedir. Sultan IV. Murat gibi sert mizaçlı bir hükümdara ve Sultan İbrahim gibi her türlü telkine açık olan bir hünkâra, sistemdeki aksaklıkları belirtmesi ve onlara ne şekilde hareket etmeleri gerektiğini çekinmeden söylemesi, onun oturmuş bir karaktere ve gözü pekliğe, cesarete sahip olduğunun açık kanıtıdır.
Osmanlı toplum ve devlet düzeninde meydana gelen bir takım değişikliklerin gelenekçi bir bakış açısıyla tahlilini yapan risalelerin en çok bilineni ve belki de en kapsamlısı olan Koçi Bey risalelerinin ve bu risalelerde işlenen 16. yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl başı Osmanlı devlet ve toplumunun içinde bulunduğu değişimin analizini içermektedir.
Koçi Bey’in ilk risalesi, devlet idaresinde gördüğü bazı yolsuzluklar hakkında 1631 yılında padişaha sunduğu bir rapordur. Bu risalede Osmanlı devletinin gerileme nedenlerini I. Süleyman dönemine kadar götürmekte, fakat o devirde devletin güçlü olmasından dolayı bu zayıflıkların iyi anlaşılamadığını, ancak III. Murad döneminde bunların iyice ortaya çıktığını belirtmektedir. Koçi Bey zayıflıkların tımar sisteminin yozlaşmasına bağlı olduğu tezini ortaya atmış ve daha disiplinli bir ordu ve daha sıkı bir devlet idaresi uygulanmasını önermiştir.
Koçi Bey risalesi Sultan IV. Murad üzerinde büyük etkiler bırakmıştır. O zamana kadar Sultan IV. Murad annesinin tavsiyelerine göre politika uygularken bu tarihten itibaren devlet idaresini tamamen kendi eline almış ve Koçi Bey’in tavsiyelerine uyarak ıslahat yapmaya başlamıştır. İçki ve tütünü yasaklamış, kapıkulu askeri zorbalarının elebaşlarını idam ettirmiş, devlet teşkilatında görevini suistimal edenleri ve ihmalleri görülenleri cezalandırmış, rüşvet, kayırma ile iltimasları yok etmeye çalışmıştır.
Koçi Bey Sultan Murad’in yerine geçen kardeşi Sultan İbrahim’e de 1640’lı yıllarda ikinci risalesini sunmuştur. Koçi Bey bu risalesinde sade bir dil kullanıp devlet idaresinde kullanılan bazı kelime, terim ve kavramları ayrıntıları ile açıklamıştır.
Koçi Bey uzun yıllar saray içinde görev yaptıktan sonra saray dışında görevlere de tayin edilmiştir. Sultan İbrahim’in son günlerinde ya da hemen sonra emekliye ayrılıp Görice’ye gitmiştir. Orada ne zaman öldüğü bilinmemektedir.