Koku körlüğü nedir, eşinizi kokuyla seçebilir misiniz?
Doğuştan itibaren koku alamayan kişiler, koklamanın nasıl bir his olduğunu asla bilemezler. Koku alamama ile ilgili çok sayıda hastalık olmasına rağmen, bazı kokularda insanlarda hastalık habercisi olabilir. Halk arasında koku körlüğü olarak bilinen hiç koku alamama durumu tıpta anozmi olarak tanımlanır. Bu geçici olabileceği gibi, kalıcı bir sorunda olabilir. Geçici olan koku kaybı genellikle grip, nezle, alerji ve sinüzit gibi sebeplere bağlı ortaya çıkar. Bunların dışında burun sinüs sorunlarına neden olan geniz eti büyümesi, burun etinde büyüme, burunda eğrilik, konkalarda şişme ve sigara kullanma alışkanlığı koku kaybına neden olabilir. Burun içindeki küçük anatomik sorunlar, yerlerine göre hava akımını önemli derecede etkilediğinde, solunan havanın koku bölgesine kadar ulaşmasını engeller.
Kokular iyi ve kötü nasıl ayrılır?
İnsanlık tarihi boyunca kokuların sınıflandırılması devam etmektedir. Misk benzeri kokular, çürük kokular, keskin kokular, naneli kokular ve çiçeksi kokular gibi bazı başlıklar altında sınıflandırılmıştır. Kokular sınıflandırılırken, kokuların algılanma şekli de bilinmelidir. Kötü koku olarak tanımlanan bazı kokular, çürüme sırasında oluşan bakteri atıklar tarafından salınan çok keskin, oldukça baskın ve insanlarda kaçınma refleksine neden olan tarzda kokular olduğu için böyle tanımlanır. Kokuların erken kimyasal uyarı sisteminin uyaranı olarak çalışması bunda etkendir.
Toplumların hafızasında oldukça önemli bir yere sahip olan kokular, kullanıldığı alana göre sevilen ya da sevilmeyen koku olarak algılanır. Yemeklerde yoğun baharat kullanan toplumlarda, sokaklarda ağır baharat kokusu herkes için sıradan bir koku olarak algılanır. Fakat bu tarz baharatları kullanmayan toplumlar, diğer ülkelere yaptıkları ziyaretlerde bu kokuları iyi tanımlamazlar. Kokunun iyi ve kötü ayrımında bireysel farklılığın sebebi aynı zamanda kişisel tercihlere dayanabilir. Bazıları için anason kokusu güzel gelirken, bazılarına itici bir koku gelebilir. Bazı kişiler gül kokusundan çok hoşlanırken, bazılarına gül kokusu ağır gelebilir. Bunda insanların kişisel koku hafızaları ve sağlık sorunları rol oynar.
Sevdiklerimizin kokusu bizleri nasıl etkiler?
İnsanların koku duyusu, hayvanlara göre fazla etkili olmasa da, etkin olarak rol oynar. Bu özellikle insanların eş seçiminde önemli olurken, bir bebeğin anne karnında ilk olarak koku duyusu geliştiğinden, bebek doğduğunda annesinin kokusunu da diğerlerinden ayırabilir.
İnsanlarda tat ve koku duyusu ayrılmaz bir ikilidir. Bunlar aynı zamanda birlikte gelişir. Bebeğin koku hafızası oldukça gelişmiştir. Annesinin kokusunu binlerce koku arasından kolayca ayırabilir. Bu konuda yapılan bir çalışmada, memenin ucuna bebeğin kendisinin gebelik sıvısından sürülmüş, bebekte bu memeyi diğerinden daha güçlü emmiştir. Bu araştırma bebeğin doğmadan koku ve tat duyusunun ve hafızasının oldukça iyi geliştiğinin göstergesidir. İnsanlara sevdiklerinin kokusu hem huzur vermekte, hem de güven vermektedir.
Kokuyla eş seçmek
Kadınların erkek kokularına karşı hassasiyetleriyle ilgili İsviçre’de oldukça ilginç bir araştırma yapılmıştır. Genleri farklı olan 49 kadın ile 44 erkek gönüllü bu testte kullanılmıştır. Erkeklere giymeleri için temiz tişörtler verilmiş. Bunları iki gün çıkarmadan giymeleri istenmiş. Bunar yıkanmadan ayrı sepetlere konmuş. Kadınlara ise bunları koklamaları ve hangisinin daha çekici geldiğini söylemeleri istenmiş. Bundan sonra kadın ve erkekler toplu bir araya getirilmiş. Kendilerinden partnerlerini seçmeleri istenmiş. Bu aşamada kadınlar kokusunu beğenmiş oldukları tişörtleri giyen erkekleri seçmiş. Bu seçimde kadınlar gen yapıları kendilerinden en farklı olan kişileri tercih etmiştir.