Kol kırıkları nedir? Nasıl tedavi edilir?

Kemiğin bütünlüğünün bozulduğu biçimler olarak tanımlanmış kırık, en basit şekli ile çatlak; daha ağır dönemiyle ise kaymış veya parçalı kırıklar şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Kol deyince dirsekle omuz arasındaki bölge ilk olarak akıllara gelir. Kırıklar açık ve kapalı kırıklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.Eğer kırık bölgesi dış atmosfer ile temasa geçmiş ise yani yaralanma var ve buradan kırık bölgesine doğrudan ulaşım mümkünse buna açık kırık adı verilir. Açık kırık, kapalı kırığa göre çok daha önemlidir, kırık bölgesindeki önemli olan hematom adı verilen kanamanın ki bu kaynama için çok önemlidir. Dışarıya çıkmasıyla beraber yavaşlatan bir sebeptir.

Diğer bir neden ise dışarıdaki enfeksiyonun içeriye girmesi ve bir kemik iltihabına kadar varabilecek enfeksiyona sebep olmasıdır. Bu risk açısından bakıldığı zaman açık kırıklar daha önemli vakalardır. Evde ilkyardımda yanlış müdahalenin tedaviyi zorlaştırma ihtimalinden dolayı bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir.

Uzmanlar kırıkları; omuz bölgesi kırıkları, kol kırıkları, dirsek çevresi kırıkları, dirsekle el bileği arasında olan ön kol kırıkları, el bileği ve el kırıkları diye birçok farklı kategoriye ayırmaktadır. Çünkü her bir kırık türünün tedavisi kendine özel stratejiler gerektirmektedir.

. Kol bölgesindeki kırıklar denince akla hep düşme, çarpma veya kazadan kaynaklanan travma gelmektedir. Kırıkların birçok sebebi olabilmektedir. Bilhassa travmalara bağlı kırıkları çok sık olarak görülen kırıklardır. Osteoporoz gibi sebepler, bazı hastalıkların tedavisinde örneğin epilepside kasılma esnasında olan kırıklı çıkıklar özellikle omuz çevresi kırıklı çıkıkları, bazen elektro şok uygulanmakta olan hastalarda ani kas kasılmalarına bağlı olarak meydana gelen kırıklar çok sık olarak gördüğümüz kırıklar arasındadır.

Bazen çocuklarda büyüme kıkırdakları adı verilen yani kemiklerin uzadığı bölgeler vücudun zayıf bölgeleri olabiliyor, oralardan epifizyolist tarif ettiğimiz kıkırdağın kayması durumunda görülür bu da kırığın özel şeklidir.

Vücudun anatomik bütünlüğün bozulduğu ancak çok kaymanın olmadığı impakte kırıklar denilen kırıklarda bazen hasta fazla ağrı duymayabilir. Bazen de bu kırıklar kendi kendine hafif bir eğrilikle kaynayabilmekle beraber bu durum çok nadirdir yüzde 1 civarındadır.

İlk yardım açısından değerlendirecek olursak; kapalı kırıkta ilk olarak çevrenizde bulduğunuz basit bir tahta parçası, herhangi bir sert cisimle bir bandaj şeklinde atellemek ve ağrıyı hafifletmek açısından son derece önemlidir. Transport esnasındaki oluşabilecek hasarları da önlemek açısından basit bir atelle tespit etmek gayet yeterlidir, bu şekilde en yakın sağlık kuruluşuna gitmek gerekmektedir. Açık kırıklarda ise eğer yarada aşırı sayılabilecek bir şekilde kanama varsa mutlaka bölgeye tampon yapmak gerekir. Temiz bir bezle ya da havluyla tampon yapmak, kanamayı kesecek şekilde bandaj yapmak hastanın ilk yardımı açısından önemlidir. Ama bazen o kadar bilinçsizce çok bandajlanıyor ki dolaşım bile bozulabiliyor. Yine bir atelle, tahta parçası ya da herhangi bir sert cisimle atelleyip en yakın merkeze göndermek en doğru hareket şeklidir.
Tam olarak kaymamış olan bir kırık yanlış bir transport sırasında kaymış bir kırık haline dönüşebilmektedir. Bu hata basitçe alçılanacak bir kırığı ameliyat etmek zorunda kalmak anlamına gelmektedir.

Tedavide yaş çok önemlidir, mesela çocuklarda epifiz kayması adı verilen büyüme kıkırdağının kaymaları mutlaka anatomik biçimde düzeltilmelidir. Mutlaka genel anestezi altında kapalı düzeltmeler ve tespitler yapılması gerekmektedir. Erişkin hastalarda ise özellikle omuz çevresi ve dirsek çevresinde yüzde 80-90 civarında cerrahi tedavi yapılması gerekiyor.

Çok kaymamış ya da damar sinir yaralanması meydana gelmemiş kırılmalarda alçıyla tedavi ilk başta yapılan tedavidir.
Eğer cerrahi tedavi yöntemine başvurulacaksa başlıca üç çeşit tedavi yolu vardır. Birincisi o bölgenin açılarak kemiklerin uç uca uygun bir şekilde getirilip bir plak vidayla bir başka deyişle platinle tespitin yapılmasıdır. Bunlar titanyum kilitli plaklar dediğimiz plaklardır, son derece stabildir. İkincisi,o bölgeyi hiç açmadan anestezi altında kemikleri uç uca getirip dışarıdan cihazla tespit etmektir. Üçüncüsü çok daha az olarak kullanılan kemik iliğinin içine yerleştirilen intramodüller çivi adı verilen çivilerin kemik iliğinin içine boydan boya kırık hattını geçen şekilde tespit edilmesidir.

Bir Cevap Yazın