Kopuz nedir?

Orta Asya Türklerine ait bir çalgı türü olan kopuz, özellikle Oğuz ve Altay Türkleri ile özdeşleşmiştir. Türk mitolojisinde kendine son derece geniş bir yer bulan kopuz ayrıca Türk destanlarının ilk aktarıcısı Dede Korkut’un da simgesi olarak bilinir. Evliya konumuna sahip olan bir kişilik olduğu söylenen Dede Korkut’un aynı zamanda kopuz çalan bir ozan olduğu başta Oğuzname olmak üzere birçok yazılı kaynakta belirtilmiştir. Müzikolojide bağlamanın atası olarak da tanımlanan kopuz, birçok Türk toplumunda yüzyıllar boyunca kullanılmış bir enstrümandır. Bazı Türk efsanelerinde özel güçleri olduğu da söylendiği için kopuzun kutsal olduğuna dahi inanılmıştır.

Türk tarihinin ilk dönemlerinden kullanılan Gizek, Iklığ, Yatuğan gibi müzik aletleri arasında gösterilen kopuz birçok masalda ve hikayede de yer almaktadır. Türk mitolojisinde kopuzların havada uçtuklarından ve canlı varlıklar gibi büyüdükten sonra öldüklerinden bahsedilir. Bazı söylencelere göre kopuzu icat eden kişi bizzat Dede Korkut’tur. Türk mitolojisinde birçok güç ve özellik ile birlikte anılan kopuzların hasta kişileri iyileştirdiğinden de bahsedilmektedir. Bu nedenle kopuz çalan kişiler Türk toplumlarında saygı görmüş ve birçok Türk hakanı bu kişilere akıl danışmıştır.

Türk mitolojisinde birçok defa adı geçen kopuzun ayrıca yalnızca sahibine ait özel bir çalgı olduğu da anlatılmaktadır. Kopuza yalnızca sahibi dokunabildiğinden başkasının kopuzuna dokunmak katı kurallar ile yasaklanmıştır ve bu konu Türk kavimlerinde bir tabu olarak kabul görmüştür. Başkasının kopuzuna dokunmayı büyük bir günah sayan kavimler dahi olmuştur. Çoğu zaman Şamanizm ile birlikte anılan Türk tarihinde kopuzun bir ruh çağırma aracı olduğuna da inanılmıştır. Günümüze dek her ne kadar birçok kaynakta Türklerin Şaman inanıştan geldiğinden bahsedilse de, bazı tarihçiler ve araştırmacılar son yıllarda yayımladıkları çalışmalar ile Türklerin Şamanizm ile ilgisi olmadığını kanıtlamaya çalışmaktadır. Ancak yine de Şamanizm’in metafizikle olan yakın ilişkisi, kopuzun da ruh çağırmak ve çeşitli doğaüstü güçleri çağırmak için bir araç olduğuna inanılmasını sağlamıştır.

Türk mitolojisinde bahsedilen olaylardan biri de, Korkut Ata’nın kopuzundan korkan Aldacı’nın yani “Ölüm Tanrısının” kopuzun çalındığı bölgedeki insanların canını almaktan çekindiği ile ilgilidir. Haşmetli bir sesi olduğuna inanılan kopuz ile bazı Şamanların çeşitli metafiziksel olaylar gerçekleştirdiği de söylenmektedir. Hatta Korkut Ata’nın ölümünün ardından kopuzunun uzunca bir süre boyunca kendi kendine acıklı sesler çıkarttığı da anlatılmaktadır. Çoğu tarihçi kopuzun bilinen en eski Türk çalgısı olduğunu söylese de, aslında “kopuz” ismiyle çalınan birçok farklı müzik aletinin olduğu da bilinmektedir. Günümüzde Orta Asya’da yaşayan bir avuç Şaman hala törenlerinde kopuz kullanmaya devam etmektedir. Ayrıca Anadolu’da ve Kafkaslarda ozanlar hala kopuz çalmaya devam etmektedir.

 

 

Bir Cevap Yazın