Kuantum düşünce tekniği nedir?
En basit tanımla “yüksek nitelikli düşünme yöntemleri” olarak ifade edilen kuantum teknikleri, birçok insanın kafasını karıştıran ve pek çoğunun da popüler kültürün etkisiyle insanların merak ettiği ancak herhangi bir bilimsel gerçekliği olmadığını düşündüğü bir konudur. Kuantum düşünce olarak ifade edilen tekniklerin “nitelikli” bir biçimde düşünce becerisi kazandırdığı söylese de, bu tanımdaki “nitelik” kelimesi dahi göreceli bir ifadenin söz konusu olduğunu ortaya koymaktadır. Zira nitelik; doğrudan vasıfla ilgili bir kavramdır ki, bir şeyin iyi ya da kötü olma özelliği şeklinde açıklanır. Bu aşamada bilgi felsefesinin temel konusu olan “kime göre iyi, neye göre iyi” sorusunun yöneltilmesi ile kuantum düşünce tekniklerinin nitelikli düşünme potansiyelini açığa çıkarttığına dair iddialarının da göreceli olduğu söylenebilir.
Bu tür düşünce tekniklerinde “kuantum” kelimesinin kullanılması ise başta teorik fizikçiler ve felsefeciler olmak üzere genel olarak bilim çevrelerini rahatsız etmektedir. Zira kuantum kelimesinin gerçek anlamı ile ilgili uygulamalar arasındaki ilişkinin ne boyutta olduğu ise gerçek anlamda tartışmaya açık bir konudur. Dalga mekaniği olarak bilinen ve bilim tarihinin belki de en zor konularından biri olan fiziğin en karmaşık alanı için kullanılan “kuantum” kavramı ile düşünce tekniklerinin fizik bilimi açısından bir bağlantısı olmadığı ise aşikardır. Ancak yine de kuantum kelimesinin de kimsenin tekelinde olmadığı ve isteyen herkes tarafından kullanılabileceği de bir gerçektir. Burada söz konusu olan, düşünce tekniklerinin “bilimsel uygulamalar olduğu ve modern bilimin bu tür teknikleri kabullendiği” yönünden bir algı yaratmak için kuantum kelimesinin kullanılmasıdır.
Fizik biliminde gerçekten de çok karmaşık durumları ifade eden ve bu nedenle de birçok insanın kullanım amacını anlamakta güçlük çektiği kuantum kelimesinin herhangi bir alanda kullanılması, kafaların daha da karışmasına neden olmaktadır. Dünya genelinde birçok kişi tarafından “farklı şekillerde” uygulanan kuantum düşünce teknikleri; insanların korkularını, endişelerini ve hayal kırıklıklarını bir kenara bırakarak, gelecekte gerçekleşmesiyle mutlu olunacağına inanılan düşüncelere odaklanılmasıdır. Duygular, hayaller ve belki de diğer metafiziksel unsurların devreye girdiği bir konu olan kuantum düşünce, kişinin geleceğe dair pozitif düşünmesidir. Bu bağlamda her insanın içinde zaten var olduğu söylenen potansiyele odaklanması ve bu şekilde düşünerek geleceğin de arzu edilen şekilde şekillenmesini sağladığı iddia edilen kuantum düşünce teknikleri gerçekten de cazip bir seçenek olarak görülmektedir.
Kişilerin hücresel bellek düzeyini etkilediği iddia edilen kuantum düşünce tekniklerinin insanoğlunun kendi bedeni etrafındaki elektromanyetik alanı da etkilediği söylenmektedir. Ancak hücresel bellek gibi bir kavramın “henüz” hipotez aşamasında bir iddia olması, pek çok insanın bu tür etkilerin söz konusu olmadığını düşünmesine neden olmaktadır. Bugüne dek hücresel bellek olarak ifade edilen kavramı bilimsel çalışmalar doğrultusunda ve tutarlı sonuçlar elde edecek şekilde ispat edebilen bir bilim insanı çıkmamıştır. Ancak kuşkusuz ki, bu da çıkmayacağı anlamına da gelmemektedir.