Lazlar kimdir ?
Lazlar, bazı bölgelerde farklı isimlerle anılmış olup genellikle Güneybatı Kafkasya ile Kuzeydoğu Anadolu bölgesine yerleşmiş olan ve tarih boyunca varlığı bilinen bir etnik Güney Kafkasyalı topluluktur. Ülkemizdeki Lazlar, Karadeniz Bölgesinin en ucunda bulunan Rize, Hopa, Arhavi ve Pazar ile sınırlı olan küçük bir bölgede hayatlarını sürdürmektedirler. Ülkemizdeki genel kanı her Karadenizlinin Laz olduğudur .Ancak bu böyle değildir aslında. Yukarıda belirtilen bölgeler dışında pek Laz bulunmamaktadır. Laz kelimesi bu bölgede yaşamış olan halkın kullandığı bir tabir değildir. M.S bu bölgeyi ele geçirmiş olan Romalılar vermiş olduğu bir isimdir.
Lazların yaşadıkları bölgeler şunlardır: Artvin’in Hopa , Arhavi , Borçka , Rize’nin Fındıklı , Ardeşen, Pazar , Çamlıhemşin, ile İkizdere’nin merkeze yakın 6 köyünde, Güneyce beldesi,Kalkandere’nin bazı köyleri ve 93 Harbi olarak adlandırılan ve 1877-1878 de meydana gelen Osmanlı-Rus savaşından dolayı Batum, Hopa ve Arhavi’den göç ederek Kocaali,Karasu, Gölcük, Yalova, İzmit, Bilecik, Kocaeli, Sapanca, , Samsun, , Düzce, Bolu, Akyazı, Ordu, Baruthane Hendek, Çarşamba, Vezirköprü, Ladik , Kavak, Havza gibi yerlere yerleşim yerleridir.
Osmanlılar Laz yurdu olarak da tanımlanan bölgeye girince bu bölge halkı İslamiyet’i kabul etmiştir. Ancak bir kısım Ortodoks dininden dönmemiş kilise ve ibadet dili de olan Yunancayı benimsemişlerdir. Osmanlı kayıtlarına Rum diye geçen bu kesim sonradan Gürcüleşmişlerdir.
Konuştukları dile Laz dili diyen Lazlar, Lazca olarak da “Lazuri” demektedirler. Lazca, dünya dil ailesinde Kafkas dillerinin içinde yer almakta olup Laz alfabesi ile yazılır.
Lazcanın yakın bir zamana kadar yazı dili mevcut değildi. Sadece konuşma dili olarak varlığını sürdürüyordu.Son derece zengin sözlü bir edebiyata sahip olan Lazların destanları, masalları ve şiirleri 19. Yüzyıldan itibaren yazılı hale gelebilmiştir. Lazcaya ait en eski bilgiler Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde yer almaktadır. Ülkemizde Lazca konuşan kişi sayısı tam olarak bilinmemektedir. Bu konuya dair yayınlanmış birçok veri bulunmakla birlikte, sayılar arasında oldukça büyük farklar vardır.
Roma İmparatorluğu döneminde Hristiyanlığın devlet dini olarak ilân edilmesiyle birlikte Ortodokslaştılar. Bu bölgenin Osmanlı himayesine girmesi ile birlikte 15 yüzyıldan itibaren İslamiyet’e geçiş yaptılar. 18. yüzyıla artık hemen hemen hepsi İslamiyet’i benimseyen Lazlar arasında Müslümanlık, kültürel anlamda iz bırakmaya başladı.
Fatih sultan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’u fethetmesi ile bu bölgenin kapıları Türklere açılmış oldu. Osmanlılar halkı Müslümanlaştırmaya gayret ettiler. Bölgedeki sömürüye son verdiler. Yavuz Sultan Selim döneminde Türklerle kaynaşmaya başladılar. Bir kaynakta Lazların kızlarını yeniçerilerle evlendirmek istedikleri belirtilmektedir. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşında Lazlar Osmanlı ordusu adına büyük kahramanlıklar gösterdiler. Artık tamamen Müslümanlaşmışlardı. Osmanlılar birkaç bölgeden oluşan Lazistan adını verdikleri bir bölge kurdular. Osmanlı kayıtlarında Laz nüfuzu 9205 haneden oluşmakta ve 55350 kişiden ibaretti.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra yerleştikleri bölgenin Rusların eline geçmesinden sonra, Müslüman Lazların önemli bir bölümü İzmit Sancağı’na yerleşti.
Ülkemizde Laz müziği önemli bir yer işgal etmektedir. Özellikle son dönemlerde yerel bir müzik olmaktan çıkıp daha genel bir vaziyet alış durumdadır. Halk oyunu olarak Horon bütün ülkede artık yakından tanınmaktadır. Son dönemlerde Laz müziği daha popüler hale gelmiştir.