Magna Carta nedir?
Latince “Büyük Ferman” anlamına gelen Magna Carta, insan haklarının medeniyet tarihi boyunca gelişimi açısından bir mihenk taşı olarak kabul edilmiş bir belgedir. İngiliz tarihi açısından önemi çok büyük olan Magna Carta ayrıca Avrupa siyasetinin de etkilemiş ve dünyanın birçok bölümünü etkilemiştir. 1215 yılında İngiliz krallarından 3. John ile 3. Papa arasında imzalanan resmi bir belge olan Magna Carta, kralın yetkilerinin belirli alanlarda kısıtlanmasını sağlamıştır. Monarşik bir yapıya sahip olan Avrupa toplumlarında insan hakları ve özgürlük konusunda resmi bir belge niteliği taşıması, Magna Carta’nın medeniyet tarihi açısından da önemli bir dönüm noktası olmasına neden olmuştur.
3. John ve baronlarının görüşmesi sonucu insanların temel hak ve hürriyetlerinin yasalar tarafından korunmasını kararlaştırması, hukuk tarihi açısından da oldukça önemlidir. Hukukun kralın isteklerinden daha üstün olduğunun kabullenmesi geniş yankı bulmuş ve etkileri yüzyıllar boyunca sürmüştür. Kral bizzat bazı yetkilerinden feragat ederek kendisinin de kanuna uyması, toplumu oluşturan bireylerin bazı temel haklara sahip olmasını sağlamıştır. Ancak Magna Carta belgesinin vatandaşların özgürlüklerini kesin çizgilerle belirlemekten ziyade, daha çok toplum arasındaki güçleri dengelemeyi sağlamıştır. Kralların sonsuz güce sahip olduğu bir dönemin sonu manasına da gelen Magna Carta, halkın da “belirli alanlarda” kendine ait hakları olmasına yardımcı olmuştur.
Tarihçiler Magna Carta belgesini uzun süre incelemiş ve genel olarak en önemli bölümün 39. madde olduğuna karar vermiştir. Kişilerin hak ve hürriyetleri ile ilgili olan Magna Carta’nın 39. maddesi, hukuksal haklar ile ilgilidir. Ülke vatandaşlarının kanunlar ile belirlenen bir biçimde yargılanmadan hüküm giyemeyeceğini söyleyen Magna Carta’nın 39. maddesi, böylece hukuksal açıdan da temel bir eşitliğin oluşmasını sağlamıştır. Günümüzde kullanılan “suçu ispat edilene kadar her insan masumdur” ibaresi, Magna Carta’nın 39. maddesiyle oluşmuştur. Tutuklanma ve hapsedilme şartlarıyla da ilgili hükümlerin yer aldığı Magna Carta’nın 39. maddesi, hüküm giymeyen kişilerin tutuklanamayacağını da söylemektedir.
Magna Carta’nın en önemli bölümü olduğu söylenen 39. madde, mal ve mülkiyet ile ilgili bazı konulara da değinmektedir. Kişilerin işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle hüküm giymeden herhangi bir mal ya da mülkiyetten yoksun bırakılamayacağını söyleyen bu madde, sürgün edilme şartlarını da açıklamaktadır. Kişinin her ne şekilde olursa olsun yasal bir yargılama sürecine maruz kalmadan ve suçu kesinleşmeden maddi ya da manevi zarara uğratılamayacağını söyleyen Magna Carta, 13. yüzyılın karanlık Avrupası’nda değişim rüzgarlarının esmeye başlamasını sağlamıştır.