Marshall planı nedir?
İkinci Dünya Savaşı’nın sonrasında Truman Doktrini, esas olarak Sovyetler Birliği’nin baskısı ve tehdidi altında olduğu vurgulanmış ve buna istinaden yalnızca Yunanistan ve Türkiye’ye askeri alanda yardım amaçlamıştır. Bu dönemde Avrupa’nın ekonomik son derece kötüdür. Altı yıl süren savaş, tüm ülkelerin ekonomik kaynaklarını tüketmiştir.
Amerikalılara göre de, İkinci Dünya Savaşı’nın nende olduğu büyük yıkım Avrupa’da kaos yaratmış, bundan dolayı komünist partiler ve dolayısıyla Sovyetler Birliği yükselişe geçmişti. Sovyet yayılması karşısında Avrupa maddi ve manevi olarak güçlendirilmeliydi.
Komünizmin gelişimine engel olmak için ABD 1945 yılının Haziranı ile 1946 yılı sonu arasında Batı Avrupa ile beraberindeki 16 ülkeye toplamda 15 milyar dolar ekonomik yardımda bulunmuştur. Ancak bu yardımlar, bütçe açıkları ve ithalat için kullanıldığından dolayı iyi bir sonuç alınamamıştır. ABD bundan dolayı yeni planlar aramış ve Dışişleri Bakanı George Marshall 5 Haziran 1947 günü Harvard Üniversitesi’nde verdiği bir nutukta Marshall Planı’nı açıklanmıştır. Bu plana göre, Avrupa ülkeleri her şeyden evvel kendi aralarında bir ekonomik işbirliğine girişmeli ve birbirlerinin eksikliklerini tamamlamalılar, Amerika, ortaya çıkacak açığın kapatılması için yardım etmelidir.
Komünizmin yayılmasına karşı en iyi önlem olarak, A,B.D.’nin yardımıyla Batı Avrupa’nın yeniden canlandırılması düşünülmüştür .Ancak bu rapor, kapsamlı bir programa dayanak olma özelliği taşımamıştır.
Marshall Planı için 27 Haziran 1947 tarihinde Paris’te bir toplantı yapıldı. George Marshall, bu planına Sovyetler ile uydularını da dahil ettiği için, Paris Toplantısı’na yapıcı bir katkıda bulunmaktan çok tutumlarıyla açıkça sabote etmek için Sovyetler’de katıldılar. Sovyetler 2 Temmuz’dan sonra yapılan toplantılara katılmadı.
Sovyetler Birliği, Çekoslavakya, Polonya ve Finlandiya ülkelerinin dışındaki Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanlarının katılımı ile düzenlenen Paris Konferansı’nda, bakanlar ABD’ye sunulacak olan “Avrupa Telafi Programı” üzerinde anlaşmaya vardılar. 12 Temmuz 1947 tarihinde Paris’te Fransa Dışişleri Bakanlığı binası “Quai d’Orsay”de toplanan Avusturya, Danimarka, Belçika, Yunanistan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre, Türkiye, İngiltere ve Fransa temsilcileri, Avrupa’nın acil ihtiyaçlarını belirlemek ve bunları karşılamak için, Amerika Birleşik Devletleri’nin istediği şekilde Avrupa Ekonomik İşbirliği Konferansı adında bir örgüt kurdular. 16 Avrupa ülkesi, ihtiyaçlarını gösteren ortak bir rapor hazırlayarak aynı yılın Eylül ayında ABD’ye sundular.
Toplantıya katılan Türkiye de, ekonomik kalkınma programını gerçekleştirebilmek amacıyla ABD’den kendisine 615 Milyon $ yardım yapılmasını istedi. Ancak Amerikalı uzmanlar, Marshall Planı’nın ülkelerin kalkınma programlarının finansmanı için değil savaştan yıkılmış halde çıkan Avrupa’nın kalkınması için hazırlandığı gerekçesi ile Türkiye’nin yardım talebini geri çevirdiler. Amerikalı uzmanlara göre, Türkiye’nin altın ve döviz stoklarıyla dış ticaret dengesi diğer 15 Avrupa ülkesine göre çok daha iyi durumdaydı. Ayrıca uzmanlar tarafından hazırlanan ve daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Kongre’ye sunulan Türkiye ülke raporunda, ekonomisi diğer Avrupa ülkelerine göre daha iyi durumda olan Türkiye’ye Marshall Planı çerçevesinde Avrupa ülkelerine hammadde ihraç etme görevi yükleniyordu. Dolayısıyla Türkiye’ye yalnızca, kısa vadede Türk ekonomisinin mevcut düzeyini korumasına yardımcı olacak mamul maddeler gönderilebilirdi. Böylece, programın ilk 15 aylık dönemi için, tarım ve madencilik sektöründe kullanılacak aletler, elektrik malzemeleri, nakliye kamyonları, petrol ürünleri ve kereste biçiminde, yaklaşık 59 Milyon $’lık yardım yapılması öngörülmekteydi.
ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın daveti üzerine hazırlanan Avrupa Telafi Programı “Marshal Planı” olarak adlandırılmıştır. ABD Kongresi Marshal Planını 11 Eylül 1947 tarihinde onaylamıştır.
Marshall Planı içine alınmaması kararı üzerine, Türkiye doğrudan doğruya ABD Hükümeti’ne başvurarak kendisinin de Marshall Planına dâhil edilmesini istedi. Türkiye bu başvurusunda, ekonomik durumla askeri ve siyasal istikrar arasındaki ilişkiyi vurguladı. Bu arada, Ankara’daki ABD Büyükelçiliği, Washington’a bir rapor göndererek Türkiye’nin ekonomik durumu dolayısıyla yardım verilecek ülkeler listesine alınması gerektiğini belirtti. Türk Hükümeti’nin bu isteği üzerine meseleyi bir kez daha ele alan, Türkiye’ye yapılmakta olan askeri yardımın umulan iktisadi sonuçları doğurmadığını gören ve çabuk gelişen bir ekonominin Türkiye’nin askeri gücü ve iç düzeni bakımından önemini anlayan Amerikan idarecileri, daha Avrupa İktisadi İşbirliği Antlaşması imzalanmadan Türkiye’yi Marshall Planı içine almaya karar verdiler. Marshall Planı çerçevesinde ABD’ye sunulan rapor, Kongre’de ele alındı ve 3 Nisan 1948 tarihinde yardımın finansmanının sağlanması için Ekonomik İşbirliği
Kanunu kabul edildi. Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’yi Marshall Planı’na dâhil etme kararından sonra, söz konusu yardımdan yararlanabilmek için 4 Temmuz 1948 tarihinde ABD ile Ekonomik İşbirliği Anlaşması imzalandı. Diğer Avrupa ülkelerine yapılan yardımlar gibi, Marshall Planı çerçevesinde Türkiye’ye yapılan Amerikan yardımı da başlıca dört bölüm içinde toplanabilir:
1- Hibeler
2- Ödünç
3- Dolaylı yardım
4- Teknik yardım
Marshall Planı çerçevesinde tahsis edilen yardımların dağıtımı için, ABD bünyesinde Ekonomik İşbirliği İdaresi adında bir örgüt kuruldu. Bu örgütün onayı olmadan, hiçbir yardım gönderilmeyecek ve kullanılmayacaktı. Marshall Planı çerçevesinde, ABD katılımcı ülkelere 13 milyar dolar civarında yardım yapmıştır.