Marshall Planının nedenleri nelerdir?
Marshall Planı, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan soğuk savaşın oldukça önemli bir hazırlayıcı olaylarından birisidir. Ayrıca bu plan aynı zamanda, Truman Doktrini ’nin bir tamamlayıcısı olarak meydana gelmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği ağır tahribatın ardından Batı Avrupa devletleri ise, ekonomik açıdan büyük bir çöküşün içine girmiştir. Batı Avrupa ülkeleri, Sovyetler Birliği’nin komünist yayılımcı propagandası ile karşı karşıya kalmıştır. Fransa ve İtalya’da iç karışıklıkların ortaya çıkması ve bu karışıklıkların komünist partilerin aracılığıyla yapılması, ABD’nin zaten var olan Sovyet tehdidi karşısında Avrupa ülkelerini desteklemesinde yürüteceği genel siyasetini şekillendirmiştir. Avrupa’nın ekonomik ve sosyal açıdan eski kuvvet ve enerjisini bulması sonucunda Sovyet tehlikesinin önüne geçebileceğine inanmış olan ABD ise, Batı Avrupa devletlerinin ekonomik sıkıntılarını çözmek için, 1945 yılının ortalarından 1946 yılının sonlarına kadar bu ülkelere ekonomik şekilde destek olarak 15 milyar dolar yardım yaptırmış. Ancak bu yardımın daha verimli bir şekilde kullanılmaması ve bu yardımlarla ülkelerde sadece açıklarının kapatılması nedeniyle, alınan bu önemli yardım Batı Avrupa’nın ekonomisine canlılık getirmemiştir. Avrupa’nın alınan bu yardımlarla gelişemeyeceğini gören ABD ise, buna karşılık yeni bir planı uygulama kararına varmıştır.
ABD Dışişleri Bakanı George Marshall 5 Haziran 1947 tarihinde verdiği söylevde planı açıklamıştır. Avrupa’nın içinde bulunduğu duruma kısaca değindikten sonra, ABD’nin Avrupa uluslarının ortak bir amaç doğrultusunda ulusları bir araya getirme kararlılığını kesin olarak ifade etmiştir. Marshall, Sovyetler Birliği de bunun içine dâhil olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini bu plana katılmak için davet etmiştir. Marshall’a göre ABD, dünya barışının sağlanması için elinden gelen bütün yardımı yapmalıydı. ABD, herhangi bir ülke ya da doktrine karşı olmayıp, açlık, yoksulluk ve kaosa karşı koymaya yönelmiş politikalar yürütmeyi amaçlamaktadır.
Marshall planının temel amaçları; Batı Avrupa’yı yeniden ayağa kaldırmak, onları dünya ticaretine yeniden kazandırmak, yardım alan tüm ülkelerin ekonomilerini denetleyici olmak, Amerikan ekonomisini canlandırmak ve kendi ülkesinin mallarına yeni pazar sağlamaktır.
Marshall Planı Kapsamında Yapılan Yardımlar
Marshall Planının çerçevesinde Türkiye’ye 1948 ve1952 yılları arasında yaklaşık olarak 352 milyon dolar tutarında yardım yapılmıştır. Bu yardımların kullanım alanları ile genel olarak Türk ekonomisinin temel hedeflerinin Amerikalılar tarafından belirlenmesi nedeniyle, Truman Doktrini ile gönderilen yardımlar gibi Marshall yardımları da 1950’lerin başlangıcından itibaren Türkiye’nin uluslararası her alanda dışa bağımlı hale gelmesine neden olmuştur.
Marshall Planı, buna katılmak isteyen her Avrupa ülkesine Amerikan mali yardımı yapılması, malzeme ve makinesini içermekteydi. Türkiye dâhil olmak üzere 16 Avrupa ülkesinin üyeleri 22 Eylül’de Amerika’ya karşı sunulmak üzere bir Avrupa Ekonomik Kalkınma Programı hazırlamışlar. Bu program üzerine Amerika 3 Nisan 1948 tarihinde Dış Yardım Kanunu’nu çıkarmıştır. Amerika bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16 ülkeye (İsviçre, İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç) toplamda 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yapmıştır. Bu yardım daha ileri yıllarda 12 milyar dolara kadar ulaşmıştır. Marshall planı, Sovyetler ve onun uydularına da açık olmakla birlikte, Doğu Bloğu üyeleri bu plana katılmayı istemediler. Marshall yardımlarının sonucuyla ve üç yıllık bir sürenin içinde Avrupa’da olan sanayi üretimi savaşın öncesine oranla % 25 kadar, tarımsal üretim % 14’lük oranda bir artış göstermiştir. Dış Yardım Kanununun çıkması üzerine bu 16 Avrupa ülkesi, 16 Nisan 1948 tarihinde Avrupa Ekonomik işbirliği Teşkilatı’nı kurmuşlardır.
Truman doktirini ile Marshall Planı Avrupa ve Orta Doğu’da yayılma faaliyetlerine karşı ABD tarafından alınan ilk önlemlerdir.