Marsta hayat var mı?
Merih adıyla da bilinen kızıl gezegen mars, tarih boyunca sayısız insan tarafından gözlemlenmiş ve en çok merak edilen gök cisimlerinden biri olmuştur. Dünya yüzeyine çok benzer bir yapıya sahip olan marsta; kuzey ve güney kutup daireleri, vadiler, meteor kraterleri, çöller ve volkanlar dahi bulunmaktadır. Güneşe yakınlık itibarıyla 3. gezegen dünyamızdan bir sonra gelen Güneş sistemi gezeni olan kızıl gezegen, sahip olduğu rotasyon nedeniyle kendi döngüsel mevsimlerine dahi sahiptir. Mars ile ilgili en ilginç detaylardan biri de, bu gezegenin “çok ince dahi olsa” bir atmosfere sahip olmasıdır. Dünyadan sonra Güneş sistemi içinde yaşam için en elverişli ortama sahip olan gezegenin mars olduğu; sıvı haldeki su, atmosfer yapısı, jeolojik özellikler ve güneşe enerjisi ile olan ilişkisi açısından bakılırsa rahatlıkla söylenebilir. Bu ilginç detaylara dair daha fazla bilgi sahibi olan insanoğlu, yüzyıllar öncesinde dile getirilen sözleri yeniden düşünmeye başlamış ve “marsta hayat var mı” sorusunu tekrar yöneltmeye başlamıştır.
Güneş sistemi dahilinde bulunan tüm gezegenler arasında “bilinen” en yüksek dağ da, mars yüzeyindedir ve “Olimpos Dağı” olarak isimlendirilmiştir. 2005 yılında Orbiter ve Mars Express projelerinde önemli gelişmeler kaydedilmiş ve nihayet gelen veriler doğrultusunda kızıl gezegenin kutup bölgelerinde dev buzullar bulunduğunu doğrulamıştır. Kısa süre içinde gelen yeni veriler doğrultusunda marsın kutup bölgelerinde buz halde bulunan suyun, orta kesimlerde de bulunduğunun teyit edilmesi ile birlikte bilim dünyasında büyük bir heyecan yaşanmıştır. Marsta hayatın izlerine dair kanıtlar aranmasını gerektiğini söyleyenlerden, insanoğlunun zaten eskiden marsta yaşadığını iddia edenlere kadar birçok bilim kurgu hikayesi de 2005 yılından sonra yeniden gündeme gelmiştir. Ancak birçok bilimsel buluşun da geçmişin bilim kurgu hikayelerinde yer alan icatlar olduğu unutulmamalıdır…
İnsanoğlunun kızıl gezegene olan ilgisi binlerce yıl öncesinde olduğu gibi 2005 sonrası süreçte de devam etti. 2008 yılına gelindiğinde büyük merakla beklenen Phoenix Projesi son adıma geldi ve Mars Lander nihayet mars yüzeyinden “örnek” almayı başardı. Lander’ın almayı başardığı örneğin içinde de buz haldeki suya rastlanması ile marsta yaşamın en temel yapı birimi olan suyun bulunduğuna dair herhangi bir tereddüt kalmamıştır. Günümüzde hala bilim insanları tarafından incelenen mars gezegeninin yörüngesinde; Odyssey, Orbiter ve Express olmak üzere üç adet uydu bulunmaktadır. İnsanoğlu aralıksız bir şekilde marsı gözlemlemeye ve hayatın en ufak kırıntılarına dair cevaplar aramaya devam etmektedir. Sodyumdan potasyuma, karbondan klorüre mars yüzeyinde birçok mineral olduğu ve su bulunduğu söylense de, morötesi ışınımlardan korunma mümkün olmadığından ve suyun asidik değeri çok yüksek olduğundan gerçek manada bir yaşamdan söz edilemez. Bakterilere dair iddialar bulunsa da bilim literatürüne girmiş bir sonuç yoktur ve net bir şekilde “marsta hayat var” şeklinde bir açıklama yapmak hatalı olur.