Masal nedir?
Masal, önce yazılan sonra konuşulan (diğer) yazı türlerinden farklı olarak önce anlatılan sonra kaleme alınan kurmaca metinlerdir. Önce anlatılıp sonra yazıldığı için hem yazılı hem de sözlü edebiyat ürünüdür diyebiliriz.
Masalları anlatan kişiler halk arasında “masal anaları” olarak bilinir.
Masalları derleyip kaleme alan kişiler de derlemeciler olarak adlandırılır. Ülkemizde masalları derleyerek topluma kazandıran kişilere örnek vermek gerekirse Eflatun Cem Güney ve Pertev Nail Boratav isimlerini söyleyebiliriz.
Masal ilk anlatıldığında anlatan kişiye ait gözükse de seneler içinde halka ait masallar sayılabilecek kadar toplum tarafından benimsenir.
Masallar bu yönü ile öyküye çok benzerler. Ancak masalları öykülerden ayıran özellik yaşanmamış ve gerçek dışı olaylardan bahsetmesidir.
Masalın tüm unsurları tamamı ile hayal ürünüdür. Masalda anlatılan hiçbir şey gerçeği yansıtmaz.
Bunun yanında masalların daima bir öğüt veren yanı vardır. Bu yönü ile içinden ders çıkartılmasını sağlayacak eğitici masallardır diyebiliriz.
Masal, gerek karakterleri gerekse konu/olay bakımından olağanüstüdür. Karakterleri ejderhalardan, perilerden, meleklerden, cinlerden, devlerden oluşabilir. Yine olağanüstü özelliklere sahip kahramanlar olabilir. Masalın geçtiği yer ve zaman belirtilmemekle beraber merak uyandırır, masala gizem katar.
Masalların başında ve sonunda olmak üzere değişik tekerlemeler kullanılır. Bunlar masala başlama ve bitirmede bir ön alıştırma masalı süsleme görevini üstlenirler. Bu tekerlemelerin en yaygın olarak bilinenlerinden birkaçı:
(Masala başlarken)
“Bir varmış, bir yokmuş.”
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.”
(Masal bitiminde)
“Onlar ermiş muradına..”
“Gökten üç elma düştü..”
Masallar daima mutlu sonla biter.
Masallarda anlatım özelliklerine değinecek olursak masaldaki akıcılık, anlatımdaki yalınlık ve duruluk masalın önemli özelliklerindendir. Akıcılık, masalın ilk anlatımından itibaren ilgi görmesini ve kolayca halk arasında yayılmasını sağlar. Bu açıdan masal anlatımında tekrarlardan, takılmalardan, anlaşılması ve söylenmesi zor kelimelerden kaçınmak gerekir. Yine masalın geneli ne kadar kısa ve sade olursa, içinde anlaşılması güç, uzun ve gereksiz cümlelere yer verilmez ise duruluk ve yalınlık bazında o kadar başarılı sayılır. Bütün bunlarda masalın beğenisi ve halk arasında kolayca yayılması bakımından önem teşkil eder.
Masallar kendi içlerinde çeşitlere ayrılır. Hayvanları konu alan ve anlatan kısa masallarda vardır. Olağanüstü olaylardan ya da olağan üstü güçlere sahip karakterlerden bahseden masallarda vardır. Bazı masallar kişileri güldürmeyi amaçladıkları için mizahı yaklaşımı ağırdır. Bu masallar güldürücü masallar olarak bilinir. Yine sadece bir olayla yetinmeyip birkaç olay ya da konuyu bir arada barındıran masallara da zincirlemeli masallar denir.
Bilinen masallara birkaç örnek vermek gerekirse:
- La Fontaine masalları
- Külkedisi
- Pamuk Prenses ve 7 cüceler
- Kırmızı Başlıklı Kız
- Dede Korkut Masalları
- Nasrettin Hoca Masalları
- Grimm Kardeşlerin Masalları (Alman edebiyatından)
- Andersen Masalları (Danimarka edebiyatından)